Paylaş
Bir villada yaşıyorsunuz;
Havuzunuz var.
Bahçeniz var.
Önünüz alabildiğine yeşillik yani.
Kira?
Yok yok ne kirası?
Bedava. Yaşadığınız sitede güvenlik üst düzey.
Otopark alanınız büyük.
Ailenizi, arkadaşlarınızı ağırlayacak kadar geniş bir salonunuz, evde çalışanlarınız var. Kira mı?
Yahu yok yok, kira mira yok.
Bedava.
Şimdi bizler bu rüyadan uyanabiliriz.
Gerçek dünyada böyle bir düzen yok.
En azından bizler için yok.
Ama Defne Samyeli hariç.
Bir çeşit ‘sivil itaatsizlik’ çalışması mı yapıyor bilmiyorum ama 2 yıldır oturduğu evin kirasını ödemiyor Defne Samyeli.
İlk başlarda “eve tadilat lazım, zemin kötü, bahçe bozuk, havuz su almıyor” gibi bahanelerle ötelemiş kira ödemelerini.
Sonra iş çığırından çıkmış.
Samyeli, 16 bin 720 liralık kirayı ödemesini isteyen ev sahibine her seferinde “eski eşim Eren Talu” ödeyecek demiş.
Ama Eren beyin durumdan haberi yok.
Ödememiş kirayı.
Ev sahibi iki isim arasında gidip gidip gelmiş.
Siz güvenip evinizi ünlü birine veriyorsunuz, ne de olsa öder diyorsunuz ama paranızı alamıyorsunuz.
Ne kötü...
Peki tüm bunlara değer miydi?
‘Kirasını ödemeyen ünlü’ diye anılacağına ödeseydin düzenli kiranı, hiç adın çıkmasaydı bu şekilde daha iyi olmaz mıydı Defne Samyeli?
Parası yok tezine katılmam mümkün değil. Paran yoksa ona göre yaşamak lazım.
Çok daha uygun bir yerde oturman lazım.
Kaldı ki pandemi öncesi sahneye çıkmak için mekanlardan 2 saat için 80 bin liraya varan ücret istiyordu Samyeli.
Ve her hafta en az 2 sahnesi oluyordu.
E şimdilerde de bir dizide oynuyor. Yani parasını kazanıyor.
Ama nedense kirasını
ödemiyor.
Ben ev sahibi olsam, evimi tutmak isteyen Defne Samyeli olsa, evin kirasının 3 katını da teklif etse vermem artık evimi Samyeli’ye.
Kadına hakareti unutmayalım
Çağla Şıkel hakkında ağza alınmayacak sözler söylemişti Arto.
Şıkel’in bir canlı yayında başına gelen talihsiz bir olayın fotoğrafını paylaşıp dalga geçmişti.
‘Adaplı ol Çağla’ diye parmak sallamıştı.
Şıkel açtığı davayı kazandı, 10 bin lira tazminat alacak Arto’dan. Ama Arto’nun yaptığı ‘terbiyesizliğin’ bedeli ne 10 ne de 100 bin lira aslında. Hakaretin bedeli olmaz.
Şüphesiz toplumca bazı şeylerde hemfikiriz;
“Sen nereden çıktın yahu?”
“Neden bu kadar iticisin?”
“Neden bir kadına ‘yol yordam’ öğretmeye kalkıyorsun?”
“Bu hakkı kendinde nasıl buluyorsun?” gibi gibi türlü sorular soruyoruz Arto’ya.
Çünkü kendisi ekrandan haftada üç-dört kez yargı dağıtıyor.
Gazetecilere mesleğini öğretmeye kalkıyor. Konuşurken araya sıkıştırdığı İngilizce kelimelerle bir Şevval Şahin esintisi yaratıyor. 20-30 milyon kişinin aynı anda kendisini seyrettiğini falan zannediyor. Çağla Şıkel’e minnettarım.
İyi ki bırakmamış bu işin peşini.
Oysa bu ‘akılsız halk’ çok sevmişti seni
İlyas Salman ne diyor;
Hepimize akılsız diyor.
Bu halk değilmiş gibi onu sinema tarihinin unutulmazları arasına sokan hakaret ediyor bizlere.
Bu sözleri söylerken neyi hedefliyor?
Amaç Şener Şen’i eleştirmek mi...
İlyas Bey, hiç kalkışmayın o işe...
Çünkü o Şener Şen ki;
- Çizgisini hiç bozmadı.
- Her filmiyle ‘helal be’ dedirtmeye devam ediyor.
- Nerede nasıl davranması gerektiğini, ne konuşması gerektiğini çok iyi biliyor.
- Aldığı tüm ödülleri hak ediyor.
- İsminin önüne 5 yıldızı sonuna kadar hak ediyor.
- Tam bir beyefendilik abidesi Şener Şen.
Ama siz değilsiniz İlyas Bey. Aynı İlyas Salman, yıllar önce Cem Yılmaz’a ‘saray soytarısı’ demiş.
Sonra ünlü komedyen ile bir törende karşılaşınca, hakaretlerini ünlü komedyenin yüzüne söylemeye devam etmişti.
O gün anlamalıydık, o gün vazgeçmeliydik İlyas Salman’dan...
Yapamadık.
Bugüne kısmetmiş.
Paylaş