Ceketinin rüzgarı bile yetermiş, boşuna ‘İmparator’ denmemiş

Perşembe akşamı ‘Z’ kuşağı için bir ilk yaşandı. ‘X’ kuşağı için ise tarih tekerrür etti.

Haberin Devamı


Biz arada sıkışan ‘Y’ kuşağı sakinlerinin ‘ah fırsat olsaydı da İbrahim Tatlıses’i canlı dinleseydim’ dileği gerçekleşti.
Tatlıses, Kuruçeşme Arena’da 12 yılın ardından sahneye çıktı.
Oradaydım. Öncesini, sonrasını yaşadım.
Şunu fark ettim...
Tatlıses’in, ceketinin rüzgarı bile yetermiş binlerce insanı oraya toplamaya...
Konserin başlama saati 21.00’di.
Ama Tatlıses hayranları saat 19.00’da Kuruçeşme Arena önünde kuyruğa girdi. O kuyruk her geçen dakika uzadı... Uzadı... Ve uzadı...
500 metre ilerideki Sortie’nin güvenlik görevlileri kapıda ekstra önlem aldı. 800 metre ilerideki Park Fora’nın valeleri, mekan girişleri kapanmasın diye kalabalığın arasına daldı. Giriş kuyruğu eski Galatasaray Adası iskelesinin önüne kadar uzadı.

ATKI, BERE, KAFA BANDI

O ‘eski’ konserlerde görürdük.
Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses’in isimlerinin yazılı olduğu atkı, bere ve bantlar vardır.
Herkesin elinde o aksesuvarlardan en az bir tanesi vardı.
Seyyar satıcılar uzayan kuyrukları fırsat bildi ve İmparator için yaptırdıkları malzemeleri sattı.
Su gibi satıldı ürünler.

SIKI GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI

Daha önce hiçbir Kuruçeşme Arena konserinde olmayan önlemler alındı. HES kodları gösterildikten sonra iki ayrı güvenlik noktasından geçti seyirciler. Üstelik güvenlik noktaları arasındaki mesafe 100 metreden azdı. Herkesin üstü didik didik arandı.

İLGİ KONSERİ GECİKTİRDİ

Konser 21.00’de başlayacaktı ama kalabalığı kontrollü bir şekilde içeriye almak uzun sürdü, o yüzden Tatlıses 21.45’te çıktı sahneye.
Sahneyi kapatan dev mavi perde açıldı ve Tatlıses perdenin ardından göründü. Önünde çok para harcandığı belli olan ve tavandan sarkan ışıklı lambalar vardı.
Perde açıldı, tavandan sarkan süsler yukarı kaldırıldı ve dakikalarca havai fişekler patladı.

GÖMLEĞİNİN DÜĞMESİ

Hastalığından dolayı oturarak karşıladı seyirciyi ama kendinde güç buldukça ayağa kalkmayı da ihmal etmedi Tatlıses.
Kalkarken de gömleğinin bir düğmesini her seferinde ilikledi.

İLK ŞARKI MANİDARDI

Konserin çıkış şarkısı “Yalan”dı.
Manidardı aslında.
‘Şu koskoca dünya alem, içindeki neşe elem.
Yazımızı yazan kalem, anladım ki hepsi yalan’ sözleriyle son buldu 12 yıllık hasret.

HEYECANLIYDI, SÖZLERİ UNUTTU

Tatlıses çok heyecanlıydı. Önünde şarkı sözlerinin yazdığı bir ekran vardı ama sık sık unuttu sözleri.
Her unuttuğunda topu vokallerine
ve orkestrasına attı.
30 yılı aşkın bir süredir yanında olan orkestra şefi Şendur Güzelel, Tatlıses ile göz temasını hiç kaybetmedi.
O dev isim sık sık yol arkadaşı Şendur Güzelel’e baktı.
Sanki sessizce “Nasıl? Oluyor mu?” diye soruyordu...
Arkasında da bir bağlama ustası vardı İmparator’un...
Kemal Alaçayır yeteneğini konuşturdu ve yılların pasını kulaklarımızdan sildi.

GÜLÜNCE ‘CHUCKY’YE BENZİYORSUN

Konser başladıktan 10 dakika sonra Gülben Ergen çıktı sahneye.
Şarkı söylemedi. Amacı moral vermek, destek olmaktı.
Tatlıses’in su bardağını doldurup içeriye koştu Ergen.
Ardından Şafak Sezer çıktı sahneye.
Tatlıses ile şakalaştı.
Bir ara İbrahim Tatlıses gülme krizine girdi.
Sezer aldı mikrofonu ve “abi böyle gülme Chucky’ye benziyorsun” deyip sahneyi terk etti. Konserin eğlenceli anıydı.
Gözyaşı mı? Tabii ki vardı.
Belli ki tembihlenmiş İbrahim Tatlıses. “Çok sık ağlama abi” denmiş. Ama o dinlemedi.
Aralarda bıraktı kendini, hakim olamadı gözyaşlarına.
O ağladıkça onu izlemeye gelenler alkışlarla karşılık verdi gözyaşlarına.

DERYA TUNA VE İDO GELMEDİ

Tatlıses’i eski eşi Ayşegül Yıldız, kızları Elif Ada, Dilan Çıtak ve Melek Zübeyde yalnız bırakmadı.
Halen ilişki yaşadığı Gülçin Karakaya, eski eşi Derya Tuna ve oğlu İdo gelmedi ilk konsere.
Şarkı aralarında Elif Ada’ya seslenen, Dilan’ın kıvırcık saçlarıyla ilgili espriler yapan usta isim, Melek Zübeyde’den de övgü dolu sözlerle bahsetti. Sohbetlerde Derya Tuna ve İdo’nun bahsi geçmedi.

ÖZETLE:

Değdi mi, değdi... Gözyaşı, kahkaha ve özlem dolu bir gece yaşattı Tatlıses. O eski sesi yoktu, o büyülü şarkılarını eskisi gibi söyleyemedi ama inanın kimse bunu dert etmedi. Çünkü 12 yıl aradan sonra, yaşanan bunca derdin ardından bir sanatçının...
◊ Sahneye çıkması büyük cesarettir...
◊ O kadar insanı kapıda kuyruk yaptırmak herkesin harcı değildir....
Aslında bu hareket İbrahim Tatlıses’in manifestosudur.
Ve o manifesto şunu içermektedir:
- ‘Beni sevin ya da sevmeyin. Ama bana saygı duyun. Ben halen işimi yapıyorum halen zor da olsa ayağa kalkıp önünüzde ceketimin düğmesini ilikliyorum.’

Zeki Müren

Haberin Devamı

Hani Sanat Güneşi diyorduk.
Hani bir benzeri daha gelmez diyorduk.
“Çok yakın arkadaştık göçtü gitti, onu çok özlüyorum” diyenlerimiz vardı hani?
Hani şarkılarını dilimizden düşürmüyorduk?
Farkında mısınız 24 Eylül 1996’da kaybettik Zeki Müren’i.
Yani dün tam 25 sene oldu.
Ölüm yıl dönümüydü Müren’in.
Yaprak kıpırdamadı yaprak!

Yazarın Tüm Yazıları