Bizlere atmayın topu lütfen

Aahh ah… Eskiden en şık kıyafetlerimizi giyer inerdik Beyoğlu’na. Tabir de tam buydu; ‘Beyoğlu’na inmek’. Artık ne en şık kıyafetimizi giyiyoruz ne de Beyoğlu’na iniyoruz. Çünkü bir bir kapandı mekânlarımız. Lebon Pastanesi vardı, kapandı. Markiz Pastanesi, Pandora Kitabevi kapandı. Son olarak Gezi Pastanesi kapattı kapılarını. Ama biraz sert bir şekilde. Bizi; müşterileri azarlayarak elveda dediler.

Haberin Devamı

Hiç ister miyiz Taksim’in, Beyoğlu’nun sembol mekânları kapansın?
Hiç içimiz alır mı o yıllara meydan okuyan yerler zamana boyun eğsin?
Ama zaman bizleri başka yerlere sürükledi...
Zamana ayak uyduramamak çok doğal geliyor bana.
Kimseyi de suçlamıyorum.
Ben çok iyi biliyorum ki Beyoğlu Belediyesi 7/24 uğraşıyor eski Taksim’i geri getirmek, o canlı günleri yeniden hayata geçirmek için.

Bizlere atmayın topu lütfen

Ama kitle değişti son zamanlarda. Bu yüzden Beyoğlu müdavimleri çektiler ellerini bölgeden.
Mekânlar da bir bir kepenk kapatmaya başladı.
Son olarak Gezi Pastanesi kapandı.
Kapanırken de sosyal medya hesaplarından bir açıklama yaptılar.
Bence ağır bir açıklama...
O açıklamanın ufak bir kısmının görüntüsünü paylaşıyorum buradan.
Bu kısım önemli bana göre.
Çünkü müşterilere atmışlar topu.
“Sizin yüzünüzden kapattık” demişler. Bir de azarlamışlar bizleri.
Sevgili mekân sahipleri;
Dediğim gibi sizden çok isterdik oraya gelmeyi, Gezi Pastanesi’nde çay kahve içip sohbet etmeyi...
İnanın bunu biz hiç istemedik. Öyle gelişti olaylar...
Detaylarını, nedenini falan sonra konuşuruz.
Ama azarlamayın müşterilerinizi...
Ha “Yönetemedik, sürdüremedik, finanse edemedik” deyin biz de size hak verelim.
Ama diğer türlüsü olmaz...
Aklımızda güzel kalın lütfen...

Haberin Devamı

Kendi şarkıları gibi mi lanse ediyorlar?

Diyorlar ki Edis ve Gülşen, Serdar Ortaç’ın “Sor” şarkısını yeni bir şarkı gibi paylaşıp duyuruyor...
Diyorlar ki yılların şarkısını üzerlerine aldılar, bunun da ekmeğini yiyorlar.
Ben de diyorum ki ‘yok yahu olur mu öyle şey’!
Ama neden böyle bir hava var etrafta derseniz, o tartışmaya açık.
Belki de böyle bir algı yaratılmaya çalışıldı ilk başta.
Ama bunda Edis ve Gülşen’in parmağı olduğunu düşünmüyorum.
O yüzden yaratılmaya çalışılan o algı kısa sürede çöktü gitti.
Bazen cover şarkılar alır yürür gider.
Eskisini de siler hafızlardan...
Ama o tamamen doğal akışında olur mevzuların.
“Sor” şarkısı dinleniyor evet.
Klibi YouTube’da trendler listesine de girdi evet...
Ama bu “şampanyaları aç, kutlamaları başlat” diyeceğimiz bir durum değil.
Bakın mesela Aleyna Tilki’nin de o albümden okuduğu bir şarkı çıktı geçtiğimiz hafta, o ne klip çekti ne bunu köpürtmeye kalktı.
Söyledi geçti.
Dinleyicilere bıraktı takdiri.
Şahsi görüşüme gelirsek, evet “Sor” şarkısı kötü olmamış, Edis’in zaten işin içinde olduğu, farkını koyduğu net ortada, Gülşen de anı şekilde.
Fakat albümün lokomotif şarkısı mı, albümdeki en başarılı iş mi derseniz...
Bence değil.
Neyse albüm çıksın tüm şarkıları dinleyelim. O zaman son kararımızı veririz.

Haberin Devamı

Modaya uymam, buza girmem

Bırakın buz dolu bir fıçıyı, azıcık soğuk suya bile girmeyen ben son zamanların modası buzlu fıçıya girdiğimi düşünüyorum da...
Yook abi yok...
Mümkün değil.
Hiçbir güç bana bunu yaptıramaz...
Ha faydalı olabilir vücuda soğuk su...
Ama bunun bence yüzde yüz doktor kontrolünde yapılması gerekir.
Şimdilerde izliyoruz, her buz dolu fıçıya giren bir video çekip paylaşma derdinde.
Buna da gerek yok.
Es kaza biri özenir ‘ben de gireceğim’ deyip, evinde küveti doldurup başına olmadık işler açar falan.
Amannn...
Yahu ben Çeşme’ye tatile giderken yanında şişme havuz götüren, sonra o havuzun içini buz dolduran, bu işle kafayı bozmuş insanlar tanıyorum.
Bir yerde son vermek lazım bu işe...
Her şeyi abarttığımız gibi bunu da abartmamak lazım.

Yazarın Tüm Yazıları