Paylaş
Herkesin bildiği adıyla ‘baklava vücut’ diyelim...
Oysa ben, ‘erkek dediğin azıcık ama azıcık göbekli olur’cuları destekliyordum.
Sonra karşıma Mustafa Sandal ve Oğuzhan Koç’un fotoğrafları çıktı.
Bakmayın internette ‘bunlar yapma kas’ paylaşımlarına, Mustafa Sandal kafayı yıllardır spora takmış biri. Yani ameliyata falan gerek yok. Six Pack onun için çocuk oyuncağıdır.
Oğuzhan Koç’a gelince.
E adam kendine dikkat ediyor, belli ki spora falan da son zamanlarda yüklenmiş ve karşılığını almış.
Ben sosyal medyadaki inanışın aksine oyumu o kasların ‘doğal olduğundan’ yana kullanıyorum.
Zaten günümüzde Six Pack konusu açılınca...
* O ne öyle abi cansız manken gibi ıykk...
* Karın dediğin düz olur parça parça değil...
* Kadınlar hafif göbekli erkeklerden hoşlanırlar...
* Bunlar takviye ilaçlar kullanıyor yoksa böyle yapamaz diyen varsa...
Anlayın ki orada müthiş bir kıskançlık var.
Hatta bu lafları söyleyenler hayatlarının bir döneminde mutlaka karın kası işine girişmişler fakat başarılı olamayınca tercihlerini Adana dürümden, Ayvalık tostundan yana kullanmışlar.
Beğenmeyin, görüntüsü hiç hoş değil deyin ama yapana da saygı gösterin...
Diyetse diyet, sporsa spor
Biz erkekler kendimize göstermemiz gereken (ama bir türlü ‘fırsat’ bulamadığımız) özeni, hayatımıza bir kadın girdiği anda göstermeye başlarız.
* Diyetse diyet...
* Sporsa spor...
* Sağlıklı yaşam...
* Erken uyku...
Ne varsa tamam deyip başlarız yaşam şeklimizi değiştirmeye.
Bunu yaparken erkeklerin hemen hepsinin bilinçaltında hayatlarındaki kadının yanında ‘güzel durmak’ fikri vardır ki bu sonuna kadar haklı bir düşüncedir.
‘Beni olduğum gibi kabullensin’ tezleri çürüyeli çok oldu, bu ‘kabadayılığı’ yapınca bir şey kazanmıyor erkekler.
O yüzden bence kadınlar hep toparlayıcıdır. Kendileri talep etmese bile varlıkları ‘toparlanma’ duygusu uyandırır...
İnkâr esastır
Oyuncu Tamer Levent geçtiğimiz yıllarda bir kadınla öpüşürken yakalanmıştı. Ben hafta sonu gördüm o fotoğrafları.
Sonra öğrendim ki Tamer Bey, haberlere erişim engeli getirilmesini talep etmiş.
Gerekçesiyse “Sette öpüşme provası yapıyorduk. Çekilen fotoğraflara da hafiften montaj yapılmış. Ben karımı aldatmadım” olmuş.
Tamam...
* Bizde inkâr esastır...
* Bizde kanıtlı, ispatlı, gerçeği bal gibi ortada olan olaylar bile yalanlanır....
Tamam ama...
* Bu kadar da değil
‘Sette öpüşme provası’ son zamanlarda duyduğum en komik bahaneler arasına adını yazdırdı.
İçimdeki şeytanın avukatı diyor ki…
14 Temmuz son...
Artık petshop’larda evcil hayvan satışı yapılamayacak.
Geçen hafta bir alışveriş merkezindeki petshop’un önünden geçtim. Petshop’lar hep benim içimde ‘neyse parası vereyim de o hayvanları oradan kurtarayım’ duygusunu körüklemiştir.
Ama neye yarar. Akşamına yenilerini koyacaklar oraya.
Neyse...
Hiçbir hazırlıkları, kapatma telaşları, panikleri yoktu benim gördüğüm petshop’ların.
Sanki işlerini bitirmeyecek, kira sözleşmeleri bitene kadar dükkanlarında satışa devam edeceklermiş gibi havaları vardı.
* 14 Temmuz’dan sonra ilk bakılacak yerler alışveriş merkezleri olsun.
* Eminönü’ndeki o sağlıksız, o özensiz petshop’lar olsun.
Çünkü içimdeki ‘şeytanın avukatı’ diyor ki onlar bu işi zorlamaya, ceza yemeyi göze alıp dükkanlarını açık tutmaya devam edecek.
Ayrıca bir sorun daha var.
O da internet.
Dükkanlarını kapatıp internetten satışa devam edecek olanlar var. Bu demek oluyor ki o hayvanları kimsenin görmediği yerlerde tutmaya, satılana kadar yaşam koşullarını asla bilemediğimiz yerlerde bekletmeye devam edecekler.
Paylaş