Paylaş
O bu açıklamayı yapar yapmaz bizleri yeniden aldı bir panik havası...
Demek ki 6 ay içinde en büyük felaketleri bile sıfırlıyormuşuz zihnimizde.
Demek ki böyle hatırlatmalar lazımmış bizlere.
Şengör diyor ki, “Deprem olursa İstanbul’dan kaçamazsınız, sokaklara girilemez, kaos ortamı olur, sağ kalanlara bile ulaşılamaz...”
Onun açıklamaları yeniden alevlendirdi deprem korkusunu.
O alev de sönecek birkaç hafta içinde. Bakın görün.
Sonra yeni bir açıklama, yeni bir olay yine yeniden hatırlatacak bize aynı korkuyu.
Yapın, yapmayın
∆ Herkesin bir dönemi var, çok fazla gaza gelmeyin...
∆ Şu anki şöhretinize kapılıp, bu böyle sürüp gidecek sanmayın...
∆ Ezip geçmeye çalışmayın, şimdi belki yaparsınız ama gün gelince işler çok pis karışır...
∆ Yahu mütevazılık eziklik değil efendiliktir, bunu kafanıza yazın.
∆ Herkes sizi tanımak zorunda değil, kendinize gelin.
∆ Üste çıkma, paçadan çekme hırsını bir kenara kaldırın.
Tamam...
Şimdi derin ve huzurlu bir nefes alın...
Dolandırılana kızarım
Çiğdem İlgün diye bir kız, uçaklarda türbülansı önleyen çip icat ettiğini söylemiş. Bildiğimiz USB cihazı gibi bir şey almış eline, “İşte bu cihaz o mucizevi cihazımız” demiş.
Yemişler bunu!
Aralarında pilot ve mühendislerin olduğu onlarca kişiden 20 milyon lira toplamış Çiğdem.
Hahaha!
Gülüyorum, kusuruma bakmasın dolandırılanlar.
Ama sizler şöyle okkalı bir kahkahayı da hak etmişsiniz yahu.
Ben burada dolandırandan çok dolandırılana kızarım.
Pilotlar; en iyi sizin bilmeniz lazım değil mi bir çiple bu işin önüne geçilemeyeceğini?
Mühendisler; sizlerin çok hâkim olması gerek değil mi, bu iş için çok profesyonel çalışmaların yapılması gerektiğine?
Nasıl bir buhranlı anınıza denk geldi de kandınız şu kızcağıza?
Gel de hayret etme...
Kaç ‘Baba’mız kaldı şimdi?
Ortaokul dönemlerimdi sanıyorum.
Sürekli bir Erkin Koray şarkısı ezberlerdim.
O zamanlar çok meşhurdu onun şarkıları. E aile de sevince Erkin Baba’yı, ben de sık sık dinler olmuştum.
Ama öyle herkesin bildiği şarkılardan bahsetmiyorum.
Tüm albümlerinin en ücra köşelerine daldım ben zamanla.
Ve çok sevdim...
“Gönül Salıncağı”nı...
“Anma Arkadaş”ı...
“Kızları da Alın Askere”, “Aşk Oyunu”, “Uzat Serçe Parmağını” şarkılarını...
Çok başkaydı Erkin Baba.
O sustukça arkasından konuştular.
Cevap vermemeye devam ettikçe, “Şarkıları çalıntı” falan demeye başladılar.
“Konserlerden kovuldu” dediler.
Kendi dillerinde şarkılar yapan Erkin Baba gibi birini dinleyip anladıklarına şükredeceklerine eleştirdiler acımasızca.
Hep konuşurlar birileri hakkında ‘bazıları’...
O birileri sustukça, ‘bazıları’ çileden çıkar hep...
Ama bilmezler ki bazı dağlarda delik açamazsın.
Ne kadar didinirsen didin, olmaz.
Vallahi iyi ki bir Erkin Koray’ımız olmuş bizim.
İyi ki ben etkilenmişim ondan, bir dönemimi onunla geçirmişim...
Allah rahmet eylesin.
‘Baba’lar bir bir gidiyor ve benim canımı son zamanlarda bu durum çok acıtıyor.
Sahi kaç ‘Baba’mız kaldı bizim?
Paylaş