‘Alfa’ysanız çıkın söyleyin

Son olarak güzel oyuncu Nesrin Cavadzade alfa erkeği mevzusunu gündeme getirmiş, “Alfa erkeği yok ki sevelim” demişti.
Ben tam alfa erkek-alfa kadın muhabbetini unutmuşken, bir grup girişimcinin farkındalık yaratmak için “ALFA” adında bir proje üzerinde çalıştığını duydum. Detayları önümüzdeki günlerde öğrenir öğrenmez açıklayacağım. Ama gelin biz şimdi şu alfa konusunu biraz açalım...
Bir kere sadece erkekler için kullanılmaz alfa tanımı.
Alfa erkeği varsa alfa kadını da vardır.
Alfa erkeği;
◊ Maço değildir. Maçovari hareketler yapmasına gerek kalmadan zekasıyla çözer sorunları.
◊ Eski usulleri benimsemiştir ve gelenekçi tavrı ön planda tutar.
◊ Nerede nasıl davranılması gerektiğini bilir, oturaklıdır.
◊ Zekasını ön planda tuttuğu için gereksiz hareketlere girmez.
◊ Önceliği kendisidir, hayatındaki insanları sık sık rahatsız etmez, “Oraya gitme, bunu giyme” gibi cümleler kurmaz alfa erkeği...
Alfa kadını;
◊ Olumsuz durumları olumluya çevirme başarısı vardır, asla pes etmez.
◊ Kimseye ihtiyaç duymaz, tek başıma verir mücadelesini.
◊ İş hayatında da, arkadaşlıklarında da lider olmak ister.
◊ Bir ilişkisi varsa dominant olur, neyi nasıl idare edeceğini iyi bilir.
◊ Toplumda kabul edilmek adına bir çabasını pek göremezsiniz alfa kadınlarının, karakteriyle etrafını kolayca etkilemeyi başarır.
Alfa erkeği için konuşacağım;
Maçoluk yapmıyorsan, hayatındaki kadını el üstünde tutuyorsan, sevgi saygı hep ön plandaysa...
Sevdim ben bu alfa erkeği tanımını...

Mekan güvenliklerine eğitim şart

Yanınıza sevdiklerinizi alıp, rezervasyon yaptırdığınız bir mekana gidiyorsunuz.
Tam içeri girecekken, kapıda biri karşınıza dikiliyor ve “Rezervasyonunuz var mı?” diye soruyor.
Bakışları bakış değil...
Tavrı tavır değil...
Küçük dağları kendisi yaratmış havasıyla duruyor.
Neyse...
“Evet rezervasyonum var” diyorsunuz, isminizi söyleyip bekliyorsunuz ki kabarık listede isminizi bulsun.
Birkaç saniye hatta bazen dakikalar sonra nihayet içeriye buyur ediliyorsunuz. Ama moraliniz bozuldu bir kere.
İçeri girince bir daha isminizi söyleyip bu kez masanızı bulmakla uğraşıyorsunuz...
Masaya oturana kadar, neredeyse evden çıktığınıza pişman olma noktasına geliyorsunuz.
Yani özetle, işletmeci arkadaşlarımız...
◊ Müşterilerinizi kapılarda güzel karşılayın.
◊ İnsanları ailesinin, arkadaşlarının yanında mahcup etmeyin.
◊ Güleryüz çok mühim, çalışanlarınıza gülmelerini tembihleyin.
Zaten her şeyden çok bunaldık, bari siz yapmayın...

Güzel Arnavutköy

Dünyanın en havalı 40 semti arasına Türkiye’den giren tek yer Arnavutköy oldu.
Hak edilmiş bir unvan Arnavutköy için.
Boğaz kenarındaki yaşamıyla... Tarihi dokusuyla...
Restoranları ve ara sokaklardaki kafeleriyle muazzam bir yer.
Ekim ayını yarıladık, havalar halen iyiyken, dünyaca ünlü bu semtimizin tadını çıkarın.

İstanbul’a geliyorlar

Bodrum-Yalıkavak’taki vazgeçilmez adreslerimden biridir Eskiyer Restoran.
Genelde manzara varsa lezzet, lezzet varsa manzara olmaz ya hani... Burada ikisi de var.
Hani “balıklar iyiyse mezeler bir tık kötüdür” deriz ya, burada o da yok. İkisi de lezzetli.
Hele bir şevketi bostan yapıyorlar... Bilen bilir, çok faydalı bir bitkidir. Güveçte yapılanı yoğurtla yediğinizde öyle güzel oluyor ki.
Serçe parmağından az daha ufak yaprak sarmaları var mesela. Anne dolmasıyla yarışır.
İşte, Bodrum’un bu tatlı mekanı İstanbul’a geliyormuş. Kısa süre sonra Yeniköy’de, yeni adreslerinde kapılarını açacaklar.
Eğer İstanbul’un “Ben işletmeciyim, bu işten anlıyorum” diyen çakallarına teslim olmazlarsa iyi iş çıkaracaklarına eminim.

Gece hayatına kadın eli değdi

“Gece hayatı işi zordur, öyle herkes yapamaz” klişesini bir kenara bırakalım artık.
Kadınlar gümbür gümbür geliyor. Restoran ve kulüp işinde de oldukça iddialılar.
Buyurun son örneği... Geçen hafta Bebek’te ‘Risala’ adlı bir mekan açıldı. Sahibi Dr. Elif Çolak.
Estetik kliniği sahibi olan Elif Hanım, geceye yemekle başlayıp müzikle devam edilebilecek çok şık bir mekan sundu İstanbullulara.
Kadınlar gerçekten ellerini değdirdikleri her şeyi güzelleştiriyor...