2 Mehmet kafa kafaya verdi

Tam olayı kapatacağız, aslında işin aslı şuymuş buymuş diyecekken, ne yapıyor ediyor gündemde tutuyor olayı Erbil.
En son Ece Ronay’ın erkek arkadaşıyla buluşup bir video çekti.
Biz iki erkek anlaştık mesajı verdi.
Pardon...
Ne demek mesela iki erkek anlaştık?
◊ Kız ne diyor soran var mı?
◊ Yapılan bu hareket, kıza hakaret değil mi?
◊ Travma yaşatmaya devam etmek olmuyor mu bu...
Ben mi yanlış okuyorum yoksa millet mi kör anlamadım.
Bana ne kızın geçmişinden.
Bana ne çocukken yaptığı hatalardan.
Kimse babası yaşında biri tarafından taciz edilmeyi hak etmez.
Nokta.

Hep susarlar

◊ Kadın hakları diye bas bas bağıranlar, söz konusu ihlali yapan arkadaşları olunca...
◊ “Evli adamlarla ilişki yaşayanlara çok kıl oluyorum” diye konuşanlar, bu ilişkiyi yaşayan sevdikleri biri olunca...
Hep sus pus olurlar, hep.

Su topuna ‘Survivor’ eli değiyor

Biz eskiden su topu sporunda çok başarılıymışız.
Sporcular bunu anlatırken şu örneği veriyor.
“Eskiden Yunanistan’a 20 fark atardık şimdi herkesten 20 fark yiyoruz.”
Survivor tarihinin en başarılı yarışmacılarından olan sunucu Hakan Hatipoğlu sayesinde öğrendim bunları.
Hatipoğlu eski bir su topu sporcusu. 400 kez milli formayı giymiş.
O yüzden su topunda geldiğimiz noktaya en çok üzülenlerden biri kendisi.
İşler kötüye gidince kolları sıvadı ve yeni yönetime talip oldu Hatipoğlu.
Ali Fuat Tolga önderliğinde ve “Bu takım hepimizin” sloganıyla seçime girecekler. Yolları açık olsun, sayelerinde olimpiyatlarda su topunda bizim de adımız olsun.

Hande ve partneri

Evinde dans ederken bir videosunu paylaştığı için işinden olmuştu Hande Sarıoğlu...
Pire için yorgan yakılmaz, ne var kız dans ettiyse yani deyip hak vermiştim kendisine.
Ama 48 saat geçmeden bu işi lehine çevirmek adına olmadık hareketler yaptı.
Sanki dans etmek kötü bir şeymiş gibi “Ben dans ediyorum, var mı diyeceğiniz” tarzı meydan okuma işlerine girişti.
Her gün dans videosu paylaştı. Sosyal medya profiline ‘dansöz’ falan yazdı. Peki aradan geçen bunca zaman değiştirmiş mi Hande’yi?
Maalesef hayır. Bir programda partneriyle diyaloğunu seyrettim.
Programda, o programın konusu olan konu dışında her şey vardı.
Mesela 3-5 dakika boyunca Hande’nin bacakları üzerine konuşuldu.
Partneri tuttu bacaklarını Hande’nin ve başladı övgüler yağdırmaya.
“Çok güzel kokuyorsun” dedi. “Ne güzel ayakların var” dedi. Türlü türlü gariplikler yani.
Şimdi sizler sağda solda kendinize “ben televizyoncuyum”, “benim hakkım yendi, ben aklı başında biriyim falan diyorsunuz” diyorsunuz değil mi?
Demeyin.
Aklı başında insanlar değilsiniz maalesef.
Geçti ayakla, bacakla, saçla, başla reyting alma dönemleri.
Haberiniz ola.

İstediğimiz Kubilay

Genç oyuncu Kubilay Aka “Ben kimseden özür dilemem” demişti. Hatta özür dilemeyi ‘minnet eylemek’ olarak görüp “ne gerek var” falan diye sürdürmüştü sözlerini.
Çark etti... “Özür dilemem dediğim için özür diliyorum” açıklaması yaptı.
Şimdi kendisine bir kitap önerim var.
Özür dilemenin sempatik ve esprili yollarını anlatan “Bin Kere Özür Dilerim” kitabı...