Paylaş
Mart ayının sonuna doğru yazdığımda 6 milyon liraydı Bodrum’da kiralık villa fiyatı.
Aylık bu arada, yanlış anlaşılma olmasın. Neyse...
Hafta sonu o fiyatın 13 milyon liraya yükseldiğini gördüm.
Söz konusu villa 900 metrekare ve Türkbükü’nde.
Şöyle yazıyor villanın açıklamasında.
Ege denizine bakan büyüleyici bir konuma sahip 7 yatak odalı villamızda havuz, duş ve şezlonglar bulunmaktadır.
Fitness salonu ve buhar odası da vardır.
Aylık normal bir ücret ödenen yerde bile bu sayılan özellikler olur zaten...
Kusura bakmayın ama aylık 13 milyon verilen yerde, duştan su yerine altın suyu aksa, buhar odası altın kaplama olsa, fitness salonundaki koşu bandı yakuttan yapılsa, elmastan şezlongları olsa yine az.
Siz kafayı yemişsiniz.
Sizler başka bir dünyada yaşıyorsunuz.
Bu ülkenin insanına böyle bir fiyatla tatil sunmaya kimsenin hakkı yok.
Bana hiç demeyin alan memnun satan memnun diye.
Böyle diye diye geldik bu hale.
Söylememe gerek yok herhalde bu 13 milyona ne aidat dahil ne elektrik ne depozito... Bu fiyatı koyana da bu fiyattan bu villayı kiralayana da yazıklar olsun.
Sizler lahmacunu 500 değil 5 bin liraya yemeyi hak eden insanlarsınız.
Afiyet olsun.
O fiyata koyun alırsın
alla ister istemez her masada para konuşuluyor artık. Artan fiyatlar mutlaka sohbete giriyor.
Yemek sepetinde şöyle bir fiyatlandırma gördüm.
Yer, Fulya’da bir dürümcü.
Sıradan bir dürümcü. Ne meşhur ne başka bir şey...
Hatta ertesi sabah bir kez daha baktım, dedim acaba geceleri fiyat mı artırıyorlar diye...
Yok, aynıydı fiyatlar.
Hoş gece artırıp gündüz değiştirseler ayrı bir skandal...
Bir porsiyon çöp şiş 500 lira yazıyor.
Aynı fiyatlandırma bir porsiyon kuzu şiş içinde geçerli.
Biraz gezdim menülerinde.
Karışık kebap 480 lira yazıyordu. Yanında da belirtmişler tek kişilik diye.
2-3 kişi sipariş verirseniz ortaya çıkacak fatura belli. Onun yerine, üzerine az bir fark koyarsanız bir koyun alıp kesebilirsiniz...
Öyle bir fiyatlandırma yani siz düşünün gerisini...
Böyle şaka olur mu
Bazı isimler var... O isimlerle ilgili 2 ayda bir, ‘öldü, maalesef hayatını kaybetti’ gibi haberler çıkar.
Artık inanmayız o haberlere.
Fakat birileri daha var ki o isimlere yeni isimler eklemeye çalışıyorlar çok belli.
Mesela Orhan Gencebay...
Adamcağızı sosyal medyada öldürdüler bir anda...
Eşi de kendisi de isyan etti çıkan ‘Orhan Gencebay öldü’ haberlerine.
Hatta Gencebay, “bu ağır bir şaka ama bizler alıştık artık” diye bir açıklama yaptı. Vallahi hiç alışmayın bence Orhan Bey...
Böyle işlerin de üzerine gidin.
Çünkü kimsenin hakkı yok milleti sevdikleriyle sınamaya, yürekleri ağızlara getirmeye...
Gerçi bu işin önüne de nasıl geçilir ki...
Kafa değişmediği sürece, sosyal medya bu kadar ‘cafcaf’lı olduğu sürece ne yaparsan yap boş.
At, fil, zürafa
Aşk alemine yeni tanımlar kazandırdı İrem Derici... Sevgilisi hakkında; “ona at gibi aşığım, sırf at değil zürafa, fil, aslan gibi aşığım” dedi...
Ben artık sevgilisini, “Sana at gibi aşığım”, “Seni fil gibi seviyorum sevgilim”, “Sen benim zürafamsın” diye sevmeyeni görmek istemiyorum etrafımda.
Bir de kulak içi koklama mevzusu var. “Sevgilim kulaklarımın içini kokluyor” demiş İrem.
Not alın bunları...
Lazım olmaz demeyin, bakın oluyor işte. Ben ‘kedi gibi sevdim, köpek gibi vuruldum’ sözlerini bilirdim de, at, fil, zürafayı ilk kez duydum.
Amaan neyse, iyi ki duydum tebessüm ettik birazcık işte...
Paylaş