Kazakistan maçını çok önemli biri seyretti

Öyle noktalardan beş bin tane!! golü olduğu için sanırım ona kullandırdı diğer milliler..
Hemen arkasından gelen pozisyonda da yine aynı futbolcunun Kazım yerine topa kaleciye ortalaması.. Beni çok güldürüyor..!!
10. dakikada Emre’nin Kazak Kalesi’nin ani deparı beni keyiflendiriyor. Bir de gol olsaydı ya.
14. dakikada Arda’nın “Al da at..”  dediği topa Burak kafayı vuramadı.. Bu olay beni, nedense hiç şaşırtmıyor doğrusu..!!
Dakikalar ilerliyor, kalbimiz Kırmızı – Beyaz için atıyor..
Çünkü, “Gözlerin rengi ne olursa olsun gözyaşlarının rengi aynıdır..!!”

22. dakikada Burak yüzde yüzlük bir pozisyonda topu önüne alamadı.. Sonra ağzıyla “Ufff, offf..” yaptı.. Bu olay da beni hiç şaşırtmadı doğrusu.. Arda’nın sol kanattan sıfırdan çevirdiği topu Burak topa kafa vurdu. Top, kalenin yanından auta gitti.. Bu olay da beni hiç şaşırtmadı doğrusu.. Niye bilmem ama şaşmıyorum işte..

Sabri’nin hakemin üstüne koşarak gidip itiraz etmesi sarı kartı getiriyor. Bu adamlara profesyonellik dersi ya da kursu verilmeli bence.. Hakem faul düdüğü çalmış, sen daha niye gidip böylesi bir kritik maçta itiraz edersin.. Hakemin üstüne koşarsın..
Hakem kartı gösterince de kuzu gibi başını yana çevirirsin.. Kuzu gibi kuzu..!!
İtiraz ederkenki yiğitliğin nerede şimdi..
31. dakikada Burak şık bir gol atıyor.. “Yiğidi öldür ama hakkını ver demişler..” ANCAK, bu olay beni çok ŞAŞIRTIYOR DOĞRUSU..
Kazım sahada hiç yok.. 40. dakikada Kazım getirdi getirdi uzaktan şutu attı, kalecinin ellerinde eridi.  Kazım’ın tek pozisyonu bu..
Burak kaçırıyor, kaçırıyor ama sahanın en dirisi o..
Saçımızı başımızı yoldurmadan biraz daha fazla “yetenek” yapsa ya..
Ama olsun,
“Gözlerinizin rengi ne olursa olsun gözyaşlarının rengi aynıdır..!!” dedim ya bugün o durumdayız topluca.. Çünkü, kırmızı-beyaz var ortada..!!
Ağlarsak, beraber ağlarız sonra..Sevinç gözyaşlarınızın rengi de aynıdır unutmayın..

Hani “3 tip futbolcu vardır” demiştim bir zamanlar..
“Ayağıyla oynayanlar”, “Beyniyle oynayanlar” bir de “Ayak ile beynini birleştirenler”
İnsan, sadece ayağıyla oynadığında sizin de fazla bir beklentiniz olmuyor elbette..

Neyse ikinci yarı başladı. 10 numara Mehmet Ekici’yi çıkartıp Selçuk Şahin’i aldı. Oysa Kazım’ın  bu dakikaya kadar oyuna hiçbir katkısı yoktu. Bu düşüncem doğrulanıyor ve 52. dakikada Arda’nın “Al da at “ dediği topu Kazım atamadı.. Bu da beni hiç şaşırtmıyor doğrusu..
Halbuki Mehmet pres yapıyor, top yapıyordu sahada.. Genç adam koşup duruyordu. Zaten ismi açıklandığında kendi de şaşırdı Mehmet’in..
Orta sahayı güçlendireceğine orta sahadan adam aldı Oğuz.. Hiddink de onu seyretti.

Ve Kazaklar'ın golü geldi..

Arda’nın yarattığı penaltıyı Burak atamadı.. Bu da beni şaşırtamadı doğrusu..
Yazık yazık.. Niye tekniği olmayan bu çocuğa kullandırırlar ki.. Sahipsiz bir milli takım..
Üst üste kaçan goller..
Adamlar 3’e 2 yakaladılar. Topu Volkan’ın ellerine attı.
Allah’tan Kazaklar’da bir numara yok..

Arda “Al da at” diyor.. Burak kaçırıyor..
İçimden “Oğlum bir tane daha at da gözlerinden öpeyim senin” derken, Burak ölümüne girerek golü atıyor.. Ama Burak’ın BUZ GİBİ GOLÜ hakem cinayetine kurban gidiyor..
80 dakika Kazım’ı oyunda tutan zihniyet nihayet onu dışarı aldı..
Kalecinin kazmalığından Burak’ın azminden elde edilen çift vuruş da güme gitti..
Dakikalar bitmek üzere..
Selçuk İnan, adama taban girince kırmızı kartı gördü..
Sahaya bir seyirci girdi.. "Maç çığırından çıktı.." derken
“Tanrım” diyorum.. “Varsın ve tarafsızsın, biliyorum..”
“Hani Burak’ın golü de goldü ama..” diye serzenişte bulunurken,
O da bana, “Ama siz de onlarca pozisyonu atsaydınız” der gibi yanıtı hissettirken, inceden gülümsediğini de kalbimden anlıyorum..!!�

Ve son bir fırsat çıkıyor. Burak’ın son hamlesi faulle durduruluyor..
Topun başında bu defa Arda var..!!
Oh be, topa bu defa çocuk vuracak.. Marangoza ihtiyacı olanlar değil..!!
Ve goooll geliyor, gol..
Ve ben yine, “Tanrım, varsın ve tarafsızsın..” diyorum..
"Demek ki, bu maçı çok önemli biri de seyretti" diyorum.. Ne güzel..!!

Neyse, OC Yine kaçar..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben Can; Orhan CAN..!