"Oral barikatın neresindesin?"

Yurtdışındaki arkadaşım, hendek ve barikat direnişinin bir “devrimci savaş” olduğunu düşünüyor.

Haberin Devamı

Herkesin o “savaş”ı yürütenlerle birlikte barikatların arkasına geçmesi gerektiğini savunuyor. Yazdıklarının bir bölümünü paylaşmak istiyorum:

 

“(...)Onlarca yıl bedeller ödeyerek verilen demokrasi mücadelesi Türkiye'de artık sınır noktasına geldi dayandı ve patinaj yapmaya başladı.Geleneksel devletin bekası ve bölünme paranoyası esneyecek mi, kırılacak mı?(...)

 

AKP'nin demokratikleşme diye bir derdinin olmadığı anlaşılmadıysa ve biz bunu hala göremiyorsak "yetmez ama evet demeye" devam ederek niyetimiz ne olursa olsun zalimin yanında yer alıyoruz demektir.(...)

 

Bir yanda kendi ideallerini-islam toplumu-nu gerçekleştirmek için toplumsal yaşamı ve eski devlet aygıtını adım adım değiştiren bir iradeyi 'aklımızca' durdurmaya çalışmak suya yazı yazmak kadar beyhude bir çabadır.

 

Haberin Devamı

Kürt özgürlük hareketi ve devrimcilerin davranışlarıyla ilgili eleştirilecek fazlasıyla bakış ve pratik bulmak mümkündür, burdan hareketle buna benzer haklı eleştirileri yapmak başka,işin özünü kaybetme çabasına düşmek başkadır.

 

Dostlarımızın duruşları nekadar net olursa barışa ve demokrasiye katkılarıda o kadar güçlü olur. Oral arkadaşın affına sığınarak tekrar soruyorum barikatın neresindesin?”

 

 

Ortayolculuk

 

Bir başka arkadaşım var, o da yıllarca yurtdışında yaşadı. Şimdi bir sahil kasabasına taşındı… Onun söylediklerinden bazı pasajlar:

 

“HDP'nin siyasetten uzaklaştığı ve siyasete dönmesi gerektiği fikri aslında gerçekliğe tekabül etmiyor. HDP'nin siyasetten uzaklaştırılması ve itibarsızlaştırılma çabaları iktidar kaynaklı ve seçimlere parti olarak katılma kararının alınmasından hemen sonra başlatıldı.(...) Mağdurla mağrur ve saldırgan olanı aynı potada değerlendirmek Oral'ın hep yaptığı bir şey. 'Onu da eleştiriyorum, bunu da eleştiriyorum, o da yanlış bu da yanlış'. Bu tutum sonuç olarak maalesef iktidar sahiplerinin hanesine yazılıyor. (...)

 

Haberin Devamı

Orta yerde muhatap olduğumuz süreç referanslarını İslamdan alan bir oligarşik dikta inşa edilmesi çabasıdır. Anayasa görüşmeleri de(!) bu sistemi anayasal olarak yapılandırma amacı taşımaktadır. (...)

 

Doğru olan hangi politik pozisyon alışa sahipsin, hangi taraftasın sorusuna verilen cevapla ilgilidir. Bu pozisyon alışı maalesef Oral muktedirden yana yapıyor. (...)”

 

Tam tersi noktadan

 

Yurtdışında yaşayan üçüncü bir arkadaşım ise, bu arkadaşlarımın tersine, “HDP'ye fazla tolerans tanıdığımı” düşünüyor ve beni “aşırı iyi niyetli olmakla” eleştiriyor:

 

 

"Sevgili Oral,

HDP meselesinde çok iyimsersin. HDP bu yönetimle hiç bir olumlu adım atmaz atamaz. HDP nin sizin dediğiniz olumlu noktaya gelmesi için bu Selocan, Figencik ve SSÖnder ekibinden arınmasından başka bir yol görünmüyor. İyi niyetinizi anlıyorum fakat cehennemin yolu iyi niyetle döşenmiştir. Bu bakış açısından sıyrılmanız gerekiyor. Geçenlerde CNNTürkte Tarafsız Bölge'de de aynı şeyleri savunuyordunuz. Bence bu çok yanlış bir bakış açısı."

 

Haberin Devamı

Ne yapabiliriz?

 

Gördüğünüz gibi, “bizim mahalle”de durum karışık. Aylardır, ülkemizin bir yöresinde, Kürtler; tam da bir çözüm umudunun zirve yaptığı bir dönemde, büyük bir felaketle yüzyüze geldiler.

 

Barışçı bir çözüm imkanının arttığını düşündüğümüz dönemde, kıyasıya bir çatışma ortamının içine yuvarlandık.

 

Çözüm süreci döneminde, Akil İnsanlar heyetinde yer aldığım, barış imkanını toplumla paylaşmak ve yaygınlaştırmak için çaba sarf ettiğim günlerde de; bazı arkadaşlarımdan, "Hükümetle işbirliği yapıyorsun" eleştirileri alıyordum. Küsenler oluyordu.

 

Çözüm süreci, hataları/eksikleri olsa da, bir olumlu arayışın ifadesiydi. Birçok arkadaşım, şimdi, “yeniden çözüm sürecine dönülsün” diyor. Bu arkadaşlarımın önemli bir kısmı; daha önce, HDP'yi, süreci desteklediği için "Tayyip'e dayanak olmakla" suçluyor, "AKP'yle olmaz" diyorlardı.

 

Haberin Devamı

Kürtler adına konuşmaya hakkımız yok. Acıyı en çok onlar çekiyorlar. Ancak, Kürtler için konuşabiliriz. Her gün, hendeklerin ve barikatların olduğu yerlerdeki tanıdıklarımla haberleşiyor, dertleşiyorum.

 

Bir çözüm imkanı, bir çıkış yolu bulabilecek miyiz?

 

Ana sorumluluk, tabii ki hükümetin omuzlarında. Çözümü, hükümet ve devletten isteyeceğiz.

 

Yaşamını yitirenlerin bedenlerinin yerlerde kaldığı, her gün çok sayıda insanımızı yitirdiğimiz, şehirlerin yok olup gittiği bir düzlemdeyiz...

 

 

Bu sürdürülemez durumdan, nasıl bir çıkış yolu bulunabilir?

 

Öcalan'ın devreye girmesi, dengeleri değiştirebilir mi?

 

"Oral barikatın neresindesin?" diye soran arkadaşıma...

 

Haberin Devamı

O şehirleri biliyorum, o insanları tanıyorum, seviyorum ve saygı duyuyorum. Barikatlar yokken, çözüm sürecinin rüzgarıyla, gelecekten umutluydular. Barikat, onlara bir şey kazandırmadı.

 

Bizim uzaklardan kolay kolay anlayamayacağımız bir acının içindeler…

 

Devletin ya da örgütün baskısından uzak, özgür, hak ve hukukun tanındığı bir hayat kurmalarını arzu ediyorum.

 

Belki çoğunuza gerçekçi görünmese de, daha iyimser ve yapıcı olmaya çalışabilir, yeni yollar zorlayabilir, yeni fikirler üretebiliriz. Bu birikim ve bu deneyimle, farklı bir perspektif arayabiliriz. Hızla ilerleyen bu yıkıma ve hızla derinleşen bu umutsuzluğa inat, yeni bir şeyler denemek gerekiyor…

 

Yazarın Tüm Yazıları