Paylaş
Çünkü konu şahaneydi: “Seyahat tercihlerimiz nasıl şekilleniyor?”
Hakikaten yola koyulmadan önce bizi motive eden şeyler neler?
Bir ülkeyi, şehri görme kararını neye göre veriyoruz?
Ben gözlemlediklerimi orada söyledim, buraya da yazayım:
Bir kere artık herkes “deneyim” peşinde.
Deneyim dediğimiz elbette çok geniş bir kavram.
Yeme-içme meraklısı X şehirdeki restoranın yemeklerini tatmak için o şehre gidiyor. Ana hedefi bu oluyor. Şehirdeki müze, şu bu, sonradan giriyor ilgi alanına.
Adrenalin meraklısı ise başka türlü deneyimlerin peşine düşüyor.
Dağda trekking’ler, bir yerlerden atlayıp zıplamalar...
Mesela ekim ayında Çamlıhemşin’deki Huser Yaylası’nın bozuk ve uçurum yollarından aşağı doğru bisikletle inenleri dahi görmüştüm!
Dertleri neydi? Doğada adrenalin tabii!
Ya da geçen ay benim de bir gece konakladığım Ürdün’ün Wadi Rum Çölü’ndeki kamp alanı! Mars gezegeni yüzeyine benzeyen kızıl çölün ortasında kondurulmuş balonlardaki bir gecelik konaklama deneyim, uzun süre unutamayacağım türdendi.
Nitekim döndükten sonra orayı soran o kadar çok kişi oldu ki...
Nedeni basit:
Birincisi, bu tarz deneyimler hiç unutulmuyor. Sürekli anlatabiliyorsun.
İkincisi, evet Instagram hepimizi tetikliyor. “O fotoğraf”ın peşine düşüyoruz. Instagram’da başkalarının yakaladığı “o fotoğraf”lar da deneyim turizminin büyük motivasyonu.
Ve üçüncüsü: Seyahat etmek eskiden sadece belli bir zümreye ait, lüks bir şey olarak görülürdü. Artık öyle değil. Herkes kendi imkanlarını yaratıyor.
Özellikle gençler. İnternetin sunduğu geniş olanaklar seyahati de “demokratikleştirdi”.
Erişilebilir kıldı.
Kısacası seyahat etmek hepimizin hayatında en az barınma, giyinme, hatta kariyer yapmak kadar önemli bir şey artık.
Altın Kelebek’e hazır mısınız
Bugün büyük gün!
Pantene Altın Kelebek Ödülleri sahiplerini bulacak ve Zorlu PSM’de yine çok konuşulacak bir törene şahit olacağız.
Bir yandan da -kendimizi övmek değil, gerçek bu- Altın Kelebek’e “en çok gidilmek istenen ödül töreni” diyebiliriz pekala.
Çünkü o kadar çok ve aklınıza gelmeyecek insan törene gelmek için davetiye arayışındaydı ki, inanamazsınız...
AH TÜLİN ŞAHİN YAKTIN BENİ!
Bu yılki Pantene Altın Kelebek’in teması “dönüşüm”.
Ben de törenin kadrolu kırmızı halı sunucularından biri olarak geçmişten bugüne tüm kırmızı halı fotoğraflarıma şöyle bir göz gezdirdim tabii.
Neler giymişim, kimlerle röportaj yapmışım, unutamadığım anlar neymiş diye...
Mesela 2015 yılında Tülin Şahin’le beraber ortak röportajlar yapmışız.
Tülin’in selvi boyu malum.
Onun yanında ben tatlı bir zeytin ağacı bodurluğundayım.
Canlı yayınımız sırasında ikimizi yan yana gören bir takipçi Twitter’da şu cin espriyi patlatmıştı: “Onur Baştürk sadece bu kadar mı?!”
BEYAZ CEKET KIRMIZI SURAT
Bir başka sene, yıl 2014... Bembeyaz bir Dolce&Gabbana smokin ceketi var üzerimde.
Ve bembeyaz bir papyon.
Ama fazla mı yanmışım o sene nedir?
Yüzüm tüp patlamış gibi, kıpkırmızı!
KOCA BİR ETNİK KOLYE
2011 yılında ise Ahu Yağtu’yla beraber yapmışız kırmızı halı röportajlarını.
O tören Haliç Kongre’deydi mesela.
Ahu’yla gayet uyumluyduk. Ama kostümüm gayet iddialıymış hani.
Tayland’daki bir pazardan aldığım koca bir kolyeyi takmışım siyah gömleğin üzerine...
Neden? Belli değil.
AKŞAMA BEKLERİZ!
Peki bu yıl kimlerleyiz kırmızı halıda?
Moda Konseyi kızlarıyla.
Cengiz Semercioğlu ve benimle beraber onlar da ayrı bir renk katacaklar kırmızı halıya.
Kısacası: Akşama bekleriz efendim.
Paylaş