Paylaş
Belki apartmandaki komşularımızı hiçbir zaman tanıma şansımız olmadı ama mahalle kafesine gelenlerle artık arkadaş/dost ya da ahbabız.
Çünkü mahalle kafelerinin en önemli özelliği bu:
Birbiriyle ortak noktası olan aynı semtteki insanları kendiliğinden bir araya getiriyor.
Bir süre sonra o mahalle kafesinde çok fazla vakit geçirmeye başlayınca da artık herkesle “tanış” oluyorsun.
Benim mahalle kafesinde, Setup’ta da durumumuz aynı.
Misal: Sadece mekanın müdavimleri Büşra, Münire, Ümit’le değil, köpekleriyle de arkadaşız artık.
Ne zaman omlet sipariş etsem Ümit’in köpeği Bo hemen yanımda alıyor soluğu.
Ona omletten bir parça vermezsem de havlamaya başlıyor.
Bu artık en tatlı rutinlerimizden biri...
Mahalle kafesi arkadaşlığının ilginç yanları da var.
Mesela kafeye müdavim olmayan biri geldiğinde hemen anlıyorsun.
Gelen kişinin “semtini” tahmin etmeye başlıyorsun.
Ve bir süre sonra kendini ev sahibi gibi hissetme durumu da oluşuyor.
“Çok kalabalık bir grup geldi, onlara iyi masayı verin, ben kalkayım” diyorsun kendiliğinden...
Bir başka hoşluk da “yoklama” hadisesi.
Üç-dört gün artık arkadaş olduğun müdavimlerden birini görmediysen mahalle kafesinde, “Nerede acaba?” diyorsun.
İyi niyetli bir meraktan. Başına bir şey mi geldi diye...
Dahası: Artık mekan çalışanları hangi kahveyi içtiğini ezbere biliyor.
Sen bir şey söylemeden önüne getiriveriyorlar.
Sözün kestirme özü: Mahalle kafeleri yeni modern sığınaklarımız.
İstanbul’un hızla
gelişen sosyal hayatında, özellikle yalnız yaşayan bünyelere ilaç gibi gelen sakinleştirici vahalar onlar; değerini bilin...
Mantıksız
Tarkan ve Athena elemanı Gökhan Özoğuz için “Kaz Dağları’nda evleri var” denildi, “Ondan böyle paylaşımlar yapıyorlar.”
Gökhan Özoğuz evi olduğunu yalanladı.
İyi de evleri olsa ne olur?
Kaz Dağları’nın eteklerinde yerleşime açık irili ufaklı bir sürü köy var.
Haliyle orada ev satın alanlar da olmuştur...
Binlerce ağacın kesilmesine üzülmek, ekolojik sistemin yıllar içinde altüst olacağını söylemekle bunun arasında nasıl bir bağlantı kurulabiliyor?
Mantıksız değil mi?
O değil, bu daha çekici
◊ Ahmet Hakan ve Acun Ilıcalı’nın ultra sıkıcı tavla müsabakalarıyla donatılmış “Thelma &Louise”vari Çeşme tatillerini okumak yerine Şeyma Subaşı ve sevgilisi Guido Senia’nın dinamik Ibiza maceralarını Instagram’dan takip etmek daha heyecanlı, daha çekici.
◊ Her yaz Bodrum’da tatil yapan Pınar Altuğ ve eşi Yağmur’un tekne fotoğraflarını ertesi gün gazetede görmektense, Mykonos’un bronzlaşma valisi Eda Taşpınar’ın moda dergisinden fırlamış “aşırı taş/kem gözlere yaş” fotoğraflarını Instagram’dan takip eylemek daha eğlenceli.
◊ Jennifer Lopez’in Antalya konseri görüntüleri değil, Lopez’i otelin kahvaltı salonunda yakalayan Enis Arıkan’ın görüntüleri daha çekici.
Paylaş