* Alın size ilk yazlık haber: Discorium -eğer bir son dakika değişikliği olmazsa- bu yaz Çeşme’deki Caliante’nin olduğu yere açılıyor. Bence iş yapar, çünkü Discorium’un müziği tam İzmirli kitleye göre. Biraz yabancı güncel pop remiksi, biraz da Türkçe pop. Yani: Bu iş bitmiştir. Caliante yıkılır, ondan önce de güneş batarken Paşalimanı’ndaki Aqua’nın havuzunda keyif yapılır. Dedim ve Çeşme’yi özledim. Haşmet Babaoğlu gibi "Ege’m geldi", tutmayın beni...
* Taksim’deki Dans yazın da açık olacak. Tek farkla: Dans’ın yanıbaşında yüksek tavanlı bir yer daha var. Dekore ediliyor şimdi. Dans Yaz adıyla 1 Haziran itibariyle orası hizmete girecek. Kısacası, aslında bu yaz klimalar eşliğinde dans edilecek. Malum, gürültü denetimi hadisesinden dolayı...
* Tabii teraslı mekanlar şanslı. Bu gürültü hadisesi onları henüz Boğaz’dakiler kadar vurmadı. Mesela Tepebaşı’nda Nu Pera var. Aynen devam... Ghetto’nun terası olacak, en yenisi o. Dinamo FM’cilerin partileriyle şenlenecek orası da... Bir de aynı civarda Zoe var. Benim manzarasına bayıldığım mekan. Buranın da terası var. Diğerlerinden farkı, pazar akşamüstleri çay saati partilerine başlıyorlar. Çay içilmeyecek bu partilerde tabii, rica ederim. Ama saat altı civarı başlayacak eğlence. O bakımdan enteresan... Bu pazar ilki başlıyor çay partilerinin, bir uğramakta fayda var.
* Son olarak, söylemedi demeyin: Bebek civarı yazın çok hareketli olacak. Yetişirse eğer, yazın buraya Midpoint ve Bağdat Caddesi’ndeki Saloon’un birer şubesi geliyormuş. Lucca’ya rakip olarak...
Oprah Winfrey kimden altın çanta istedi
İki hafta önceki Amerika macerası sırasında Emre Ertürk’ün New York’taki showroom’una da uğrandı, iki arada bir derede.
Empire State’in hemen karşısındaki showroom’da Emre’nin New York sosyetesini sallayan köpek çantalarının yanı sıra hem kadınlar hem de erkekler için tasarladığı yeni çanta koleksiyonu da vardı. Ayrıca ünlü müşterileri için bambaşka şeyler yapmakla meşguldu Emre.
O ünlülerden biri de Oprah Winfrey’di.
Bana sorarsanız Oprah, Amerika’nın en narsist kadını.
TV programı var, adına çıkan bir dergisi var. Hani var da var.
Doğal olarak çok kazanıyor, kendini çok beğeniyor, vesaire...
Oprah’ın algısı budur yani: Aşırı hırs, aşırı kendine güven...
Ama Emre’den çanta istemesi gurur verici tabii. Üstelik sipariş verdiği çantada illa ki altın kullanılmasını istemiş Oprah! Emre de gecesini gündüze katıp çalışmış.
Ve ortaya fotoğrafını gördüğünüz bu çanta çıkmış.
Oprah’a hazırladığı altın katkılı çantanın yanı sıra Emre’nin bir başka derdi de markasının sınırlarını genişletmek. Emre Avustralya geçen aylarda açılmıştı, bu ay içinde ise Emre İstanbul devreye giriyor. Sadece Lucca’da satılacak tasarımlarıyla Emre nihayet İstanbullu’ya da ulaşmış olacak. Sonraki şehirler malum: Barselona ve Atina... Bekleyip göreceğiz...