Paylaş
Onların sezonu bitince de yaz bitmiş gibi algılanıyor ama aslında öyle değil.
“Ben bitti demeden yaz bitmez” diye sosyal medyada pek tutan bir klişe ağız var ya, gerçekten de o klişeyi savuranlar haklıymış.
Yaz hâlâ devam ediyormuş güneylerde.
Hafta sonu Marmaris civarında dolandım ve 30 derecelik ekim ortası yazına bizzat şahit oldum.
Karadan ulaşımı olmayan, bölgenin en güzel koylarından Dirsekbükü’ndeki salaş balıkçı restoranıyla iki adım ötesindeki D Maris Bay’in tıklım tıklım oluşuna da aynı şekilde...
D Maris Bay’de özellikle son iki aydır düzenlenen yabancı düğün ve partiler zaten herkesin dilindeydi.
Bir dönem Manchester United’da oynamış eski futbolcu Rio Ferdinand’ın düğünüyle New York’ta yaşayan İsrailli bir grubun yaptığı kalabalık doğum günü partisinin görkemi İstanbul mekanlarının masa muhabbetlerine kadar ulaşmıştı.
D Maris’e gelmişken otelin genel müdürü Cenk Türkmenoğlu’na sordum, “Neler oluyor?” diye. Cenk Türkmenoğlu her zamanki kalıbını kullanarak başladı cümlesine, “Yıkım!” diyerek (“Yıkılıyor”un bir versiyonu).
Sonra da anlattıkça anlattı.
En son Fas prensesi gelmiş, bir ay hiç çıkmadan burada kalmış.
Önümüzdeki sezon amaçları Londra’da ajanslarının da desteğiyle dünyaca ünlü oyuncuları bu civara çekmek olacakmış.
Ayrıca D Maris önümüzdeki sezon eğlencesini daha çok ortaya çıkaracakmış.
Mesela La Guerite restoranında dünyaca ünlü DJ’ler sahne alacakmış. Black Coffee gibi.
Ünlü Yunan tavernası Manos’ta ise Remos’un konseri yapılacakmış.
Bu arada sürpriz 1: Cenk’in söylediğine göre D Maris Bay içindeki La Guerite’in İstanbul’da açılması söz konusuymuş.
Sürpriz 2: Geçtiğimiz günlerde Datça konserinden sonra Yıldız Tilbe de soluğu burada almış. Sürekli şarkı söyleyerek dolaşması herkesin dikkatini çekmiş ve sempatik bulunmuş.
Sosyal hayat gündeminin ajandası
◊ Cem Yılmaz’ın “Karakomik Filmler”inin galası bu hafta salı gecesi yapılacak. Filmden sonraki after party ise Bebek Otel’de.
◊ Akbank Caz Festivali bu perşembe başlıyor. Festivalde ilk kez gerçekleşen “Caz Odada” konseptinin mekanlarına özellikle dikkat.
Misal: O konserlerden biri Avusturya Başkonsolosluğu’nun mahzeninde yapılacak!
◊ Malum, Klein bu sezon dallanıp budaklandı. Harbiye’deki mekanını Ayazağa’ya taşıdı ve adını Klein Wal yaptı. Açılış
25 Ekim’de. Ondan önce ise sadece müdavimlere özel bir parti yapılacak. Bu cuma.
Anlamadığım iki şey
BİR: Sevgilisinden “bey” ya da “hanım” diye bahsedenleri pek anlayamıyorum.
En son Sadettin Saran da sevgilisi Emina Jahovic için, “Emina Hanım çok içten, çok samimi bir insandır” demiş (Bakınız, dünkü Cengiz Semercioğlu röportajı).
Acaba “hanım” ve “bey” diyerek ekstra saygı duruşunda bulunduklarını mı düşünüyor sevgililer? Oysa sevgiliyi yabancılaştırıyorlar.
Sanki başka birinden bahsediyormuş gibi oluyor. Bunun farkındalar mı?
İKİ: WhatsApp profil fotoğrafına çocuğunun fotoğrafını koyanları da anlamıyorum.
Misal: WhatsApp’tan bir mesaj geliyor. “Bilmem ne filminin gösterimi var bu akşam, katılır mısınız?” diye. Mesajı atana bakıyorum, profilinde bir çocuk fotoğrafı.
“Kimdi acaba?” oluyorum ve haliyle gelen mesajı da ciddiye alamıyorum.
Çünkü profiline kendi fotoğrafını koymalısın. Çocuğun ayrı bir birey, sen ayrı bireysin.
Profiline koymak yerine ekran resmi yapabilirsin pekala çocuğunun fotoğrafını.
Dijitalde çare tükenmez...
Paylaş