Paylaş
Soybaş “Müşteriye süre sınırı olur mu?” başlıklı o yazısında şöyle diyordu: “Haliyle konu tartışmaya açıldı. Müşteri değil, misafirimizsiniz diyenler kadar restoran adabı hatırlatması yapanlar, hatta artan maliyetlere işaret edenler de var...”
Nişantaşı’ndaki kafenin uygulaması sevimsiz görünüyor ama o klişe ağzı kullanırsak, “O kafe yalnız değil, dünyada örnekleri var”.
En iyi uygulama ise aslında şu:
Belli saatler arasında rezervasyon uygulaması yapmak.
Londra ve New York gibi metropollerin restoranlarında “Saat 19.00 ile 21.00 şu masa sizin, sonra kalkmak zorundasınız” derler mesela.
Saat 21.00’den sonra o masayı başkasına verirler.
Hatta 23.00’ten sonra da...
Kimse de “Ben daha oturacağım, kalkmıyorum” demez, rezervasyon saatine uyar.
Zamanında İstanbul’da bunu uygulamak isteyen restoranlar oldu.
Ama başarıya ulaşamadı. Çünkü kabul edelim, biraz şımarık ve kaprisliyiz restoranlarda.
Hemen celalleniriz, “Daha oturacağım” deriz, masanın başkasına verilecek olmasına sinir oluruz.
Nişantaşı’ndaki kafenin uygulaması ise ilk başta sert görünüyor ama doğru.
Sadece seçtikleri kelime, yani “işgal”, yanlış olmuş.
Onun yerine başka bir kelime bulsalardı daha iyi olurmuş.
Yoksa kafeye gidip saatlerce oturmak ve sadece bir kahve içip kalkmak pek hoş değil.
Buna takılmayan kafeler de var, doğru.
Ama takılan varsa da anlayışla karşılamak gerekiyor.
Hele mekanların artan maliyetlerini düşünürsek...
Mikro fuar NOMAD’le yeniden
2017’den beri klasik kalıplar dışında bir tasarım ve sanat fuarı anlayışını benimseyen NOMAD, yeni nesil mikro fuarlara en güzel örnek.
NOMAD bugüne dek St. Moritz, Monako, Venedik gibi şehirlerde yapıldı.
Bu yıl ise 1-6 Mart tarihleri arasında yeniden St. Moritz’e geri dönüyor.
NOMAD’i diğerlerinden ayıran en önemli şey, seçme galeri ve kurumları yine özenle seçilmiş bir davetli ve koleksiyoner listesinden kişilerle buluşturması.
Giorgio Pace ve Nicolas Bellavance-Lecompte tarafından tasarlanan NOMAD, önceden tasarlanmış, belirli ölçülerdeki fuar mekanları yerine St. Moritz’deki Chesa Planta’nın zarif tarihi iç mekanlarını, Monako’daki Villa La Vigie’yi ya da Venedik’teki Palazzo Soranzo Van Axel’in büyük odalarını kendine mesken tutuyor.
NOMAD’in son
3 yılda yapılan her bir edisyonuna dünyanın en kaymak tabakası diye rahatlıkla tanımlanabilecek 4 bin misafir katıldı.
Her biri 4 ya da 5 gün süren bu etkinliklere katılmak özel davetiyeyle sınırlandı.
St. Moritz’deki yeni fuar ise Engadin Vadisi’nde bulunan Chesa Planta’da yapılacak. Zamanında Avrupa aristokrasisinin ileri gelenlerine hizmet vermiş bu barok binada geçen temmuz NOMAD’in yaz edisyonu yapılmıştı.
Bu arada NOMAD gibi mikro fuarlar elbette büyük sanat fuarlarının geleceğini tartışmaya açıyor.
Çünkü mikro fuarlar çok daha az masraf yapıp daha yüksek satış elde ediyorlar.
Paylaş