Paylaş
Cinsiyet değiştirme filtresi. Bir çılgınlık halinde herkes bu filtreyle üç-beş saniyeliğine karşı cins oluyor. Sevgilisine ya da annesine bu yeni halini gönderip şaka yapıyor, eğleniyor. Misal: Çağla Şıkel bu filtreyi kullanmış. Erkek hali, Alişan’ın ikizi gibiydi...
Ya da halihazırda gerçek hayatta cinsiyet geçişi yapmış olan Selin Ciğerci.
Bu filtreyi kullanıp -merak edenler için- erkek versiyonunu paylaştı sevenleriyle...
Filtrenin bu kadar çok ilgi görmesinin nedeni tabii ki “merak”. “Acaba erkek ya da kadın halim nasıl olurdu?” merakı. Bir de filtre cinsiyet dönüşümünü öyle gerçekçi bir şekilde yapıyor ki, hakkını vermeli...
GUIN’İN HAYALİ GERÇEK Mİ OLUYOR
Bu filtre bana yıllar önce okuduğum bir kitabı anımsattı.
“Mülksüzler” kitabıyla meşhur bilimkurgu yazarı Ursula K. Le Guin’in “Karanlığın Sol Eli” adlı eseri.
Guin’in bu kitabında anlattığı hayali gezegende cinsiyetler yer almaz.
İnsanlar ayın 26 günü cinsiyetsiz ve cinsel hayatı olmadan yaşar.
Ayın son dört gününde ise o anki hormonal durumlarına göre kadın ya da erkek olurlar.
Böylece cinsel ilişkiye de hazır hale gelirler.
Bu döngü sayesinde bir çocuğun babası olan bir insan, bir dönem sonra kadın olup çocuk da doğurabilir.
Guin’in bu radikal ütopyasının temelinde elbette cinsiyetlerin bir statü olarak kullanılmaması yatıyordu.
Çünkü Le Guin kadın ve erkek ayrımının ortadan kalkmasıyla gerçek eşitliğin olacağını düşünüyordu.
Kim bilir, aslında Le Guin’in hayali gezegenine giden yolun başlangıcı şu an insanların birbirine atıp eğlendiği cinsiyet değiştirme filtreli halleridir...
Bunları söyleyen gerçekten Okan mı?
Okan Bayülgen, Hürriyet Pazar’a verdiği röportajda şöyle diyor:
“Magazinin bu memlekete çok zarar vereceğini düşündüm, verdi de...
Bırak gösteri dünyasındaki bu kadar insana çektirdiklerini, memleketin kültürüne zarar verildi.
Ülkenin geleneğinden göreneğinden bu kadar kopulmasında, bu kadar şöhret, alışveriş manyağı, para budalası bir gençliğin oluşmasında magazin haberlerinin büyük etkisi var.”
Bu cümleleri okuyunca bir an şöyle düşündüm:
Bu sözleri söyleyen Okan Bayülgen değildir. Olsa olsa onun muhafazakâr ikizidir.
Bir kere çok klişe bu sözler. Koca memleketin kültürüne magazin haberlerinin zarar vermesi filan, hiç inandırıcı değil.
Hele Okan’ın, “Alışveriş manyağı, para budalası” diye tanımladığı gençliğin böyle olmasındaki tek unsur magazin haberleri mi yani?
Kaldı ki magazin demek, artık günümüzde sosyal medya demek.
Hepimiz orada birbirimizin hayatına bakıyor ve özeniyoruz.
Ne yapacağız şimdi? Sosyal medyayı mı kapatacağız?
Eleştirel bir dille de olsa magazini programlarında her zaman kullanmış televizyoncunun bu 90’lardan kalma dar bakış açısı cidden üzücü.
Hangi MFÖ?
Yılların eskitemediği Türk popunun şahane grubu MFÖ’nün reklam filminde yer alması tuhaf değil. Gayet normal.
Ama tuhaf olan aynı anda iki reklamda birden yer almaları.
Bir banka kartı ve bir mobilya markası reklamında.
Bir reklamda her yere uçmaktan diğerinde ise evde oturmaktan bahsediyorlar.
Mesajlar fazlasıyla karışmıyor mu sizce de?
Paylaş