PaylaÅŸ
Bir kez daha, çünkü Monica’nın İstanbul’a Mango için üçüncü gelişi.
Bir arkadaşım, "Su yoluna çevirdi İstanbul’u" dedi, çok güldüm.
Böyle güle oynaya defileden üç-dört saat önce Swissotel’e gittim.
Çünkü Mango’cular beni Monica’yla buluşturacaklardı.
Fotoğrafçı arkadaşım Emir Sarısaç’la beraber otelin 14. katına çıktık.
Biz gelir gelmez de Monica göründü zaten. Uzun kollu, ekose, hani "oduncu" tabir edilen o gömleklerden giymişti.
Altında da koyu renk bir jean. Hepsi Mango tabii.
Küpe hariç. Sabah Kapalıçarşı’ya gitmiş, küpeyi oradan almış.
Saçları topluydu Monica’nın. Güzel gözlerine ise daha iri ve belirgin görünsün diye epey makyaj yapmıştı. Tıpkı Penelope gibi.
Zaten Monica, Penelope’un "small" versiyonu.Â
Bu durumda Penelope da "medium" oluyor. İkisini birer Mango tişörtü gibi düşünürsek... Tüm bunları söylemedim tabii kendisine. Çünkü öyle kırılgan, öyle hassas görünüyor ki Monica. Ürkek bir kedi yavrusu gibi.
Ama ürkekliğini bozacak şöyle bir soru sordum tabii: "Penelope’la aynı erkeğe aşık oldunuz mu hiç?" Şaşırdı ve "Hayır" dedi hemen. Penelope’la çok iyi anlaşıyorlarmış. Evleri Madrid’de aynı mahalledeymiş.
Penelope ona göre daha heyecanlı bir kadınmış. "Ben seyahate çıkmadan önce evden ayrılacağım için hüzünlenirim" diyor Monica.
Penelope ise heyecanla bavullarını hazırlarmış.
Onun gibi evcimen deÄŸilmiÅŸÂ yani.
"Peki Mango tasarımlarını nasıl yapıyorsunuz?" diye soruyorum.
Hani beraber mi yoksa tek tek mi?
Bir araya gelip fikirlerini ortaya döküyorlarmış. Karar verdikleri dizayn sonuçlarını da Mango’culara sunuyorlarmış.
"Hemen hemen tüm dizaynlarımızı kabul ediyorlar" diyor Monica.
Monica hakkında diğer notlar
Dört yaşında flamenkoya başlamış. Büyüyüp serpilince Joaquin Cortes’in dans topluluğuna katılmış. Yedi sene onun ekibiyle beraber dans etmiş.
Flamenkoyu tamamen bırakmış değil. Ara sıra dans ediyor ve dans içerikli filmlerde rol alıyormuş. Ama artık asıl kulvarı oyunculuk. Bahar aylarında yeni film projeleri varmış.
Defile notları ve Ayşe Hatun Önal
Monica’yla tanışıp iki gıdım konuşmanın akabinde soluğu Mango defilesinde aldık tabii.
Öner Evez’in koreografisini, Hakan Öztürk’ün styling’ini yaptığı defile çok başarılı/ışıltılıydı. Yurtdışı benzerleri gibi. Kıyafetleri Sibel Arna’ya soracaktım, "nasıl buldun" diye, ama göremedim.
Tuğçe Kazaz’ın podyumda yürürken kimseleri takmayan Edie Sedgwick havalarına, porselen bebek yüzüne şahsen bittim. Bambaşka bir havası var kendisinin.
Ece Sükan defile sonrası sevgilisi Engin Eranıl’la beraber Ayşe Hatun Önal’ı izledi, uzun uzun konuşarak.
Evet, defile sonrası Ayşe Hatun Önal mini bir konser verdi.
Çok heyecanlıydı Ayşe. Bir türlü sahnede nasıl duracağını bilemedi. Yalpaladı durdu. Sonlara doğru kendine geldi. Playback söylemesine rağmen şarkıların sözlerine bazen tam eşlik edemedi. Ama giydiği kıyafetler gözalıcıydı. Biraz daha sahne deneyimi lazım Ayşe’ye.
PaylaÅŸ