Ünlülerin Antalya çıkarması

Yaz sezonu açıldı. Peki sezonu açmak üzere farklı alanlardan ünlü isimlerin hafta sonu toplandığı yer neresiydi?

Haberin Devamı

Bodrum ya da Çeşme değil, sürpriz bir yer: Antalya Kemer.
Kiriş tarafına konuşlanmış Maxx Royal’de kimler yoktu ki:
Cem Yılmaz, Gülşen, Ece Sükan, Derin Mermerci, Burcu Esmersoy, Tuba Ünsal, Hande Ataizi, Şirin Ediger...
Cem Yılmaz, yakın arkadaşı yapımcı Muzaffer Yıldırım’ın doğum günü partisi için oradaydı.
Diğer isimlerin pek çoğu ise Beymen’in “Let The Sunshine In” başlığıyla düzenlediği hafta sonu buluşmasının davetlisi olarak Maxx Royal’e akın etmişti.
Dolayısıyla, geçen yaz sezonuna kadar Rus cenneti olarak tatil hafızamızda yer etmiş Kemer’de bu kez Türklerin hakimiyeti vardı.
Aslında plaj ya da restoranda az da olsa Rusça konuşanlara rastlamadık değil.
Hatta “Demek ki Ruslar gelmeye devam ediyor” diye düşündük, ama sonradan öğrenildi ki onlar Ukraynalı ailelermiş.
Meğer Antalya turizm pazarı Rusya krizinden sonra Ukrayna’ya yönelmiş.
Peki hafta sonu İstanbul’un en havalı simalarının plajlarında cirit attığı Maxx Royal’de neler oldu?
O da bir sonraki yazıda...

 

Haberin Devamı

Maxx Royal’den aklımda kalanlar

* İLK KUTLAMA...
Cuma gecesi Muzaffer Yıldırım villasında arkadaşlarıyla doğum gününü kutladı, ertesi gece ise Gülşen.
Ozan Çolakoğlu ve yakın arkadaşlarıyla Tangerine Beach’e gelen Gülşen’in doğum gününü ilk kutlayan ise o anda sahnede olan İskender Paydaş ve orkestrası oldu.
Bu arada İskender Paydaş ve orkestrası zıpkın gibiymiş.
Peş peşe Türkçe ve yabancı şarkıları öyle bir sıraladılar ki, kimse yerinde duramadı, gece boyu dans edildi.

* ŞAHANE FİKİR...

Ayşe Boyner ve arkadaşlarını ise cumartesi gecesinin en güzel eğlenenleri olarak seçiyorum.
Şöyle bir şey yaptı Ayşe: iPhone’unu yere koyup videosunu açtı.
Herkes sırayla telefon ekranının önüne gelip dans hünerlerini sergiledi. Öyle ki bir ara kuyruk oldu ekranın önünde, çok iyiydi!
Kuru kuru snap yapıp yayınlanmaktansa Ayşe’ninki çok daha eğlenceli bir fikirdi.

* FARKLI ÇOCUKLAR...
Çoğu isim çocuklarıyla beraber gelmişti. Derin Mermerci ikizleri Lal ve Mila’yla, Colonie-Topaz ve Escale’in sahibi Gülin-Yücel Özalp çifti üç çocuğuyla (Ece, Ela ve Can). Bir kez daha fark ettim, yeni nesil çocuklar bambaşka.
Hepsi ne istediğinin ve kendinin öyle farkında ki, biz yetişkinlerden çok daha olgun ve bireyler.

* ORTAK BİR ÖZLEM...
Bir ara Lucca’nın sahibi Cem Mirap’la Olimpos damarımız kabardı. “Bu kadar yakınken gitsek mi?” diye düşündük, ama vakit olmadı.
Bilen bilir Olimpos’un sahili başkadır, bir kere gittin mi bir daha gitmek istersin.

* DAVETSİZ MİSAFİRLER...
Bu kadar ünlü ismin arasında zaman zaman dolaşan sevimli davetsiz misafirleri de yazmadan olmaz: Dağ keçileri!
Ormanlık araziden Maxx Royal’in villalarının bahçesine dalan keçiler, Cihangir’in kedileri gibi bir şey olmuş:
Buranın sembolü, olmazsa olmazı.
Öyle ki Maxx Royal’ın amblemi de zaten keçiymiş. Bunu da Mahmut Anlar söylemese fark etmeyecektim.

* ŞATAFAT YOK...
Mahmut Anlar demişken, kendisi ve ekibi otelin iç mimarisine imza atmış. Cool bir iş çıkarmışlar. Hani Antalya oteli deyince insanın aklına hep şatafatlı şeyler gelir ya, burada öyle bir şey yok. Sade ve şık detaylar hakim Maxx Royal’e.
Servisi de iyi. Bu yüzden herkesin dilinde şu tanımlama vardı: “Burası Kemer’in Hillside’ı gibi olmuş.”

* ÖZEL ASİSTAN...
Bu arada otelin ilginç bir uygulaması vardı: Kişiye özel asistan!
Otele giriş yaptıktan sonra asistanınız sizi telefonla arıyor ve “Hoş geldiniz, bir şeye ihtiyacınız olduğunda beni arayabilir ya da whatsapp’tan yazabilirsiniz” diyor.
Bu uygulamanın çok sevildiğini söylememe gerek var mı?
Gerçekten de Maxx Royal’ciler bunu iyi düşünmüş.
Bu arada bir asistan sadece tek kişiyle ilgilenmiyor tabii. En az 10 kişiye birden bakıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları