Paylaş
Yıllar önce onları canlı dinlediğim Harbiye’deki Captain Hook (şimdiki Love Bar), ska punk türü şarkıları eşliğinde çılgınca tepinen insanlar, Eurovision şarkıları For Real, solist Gökhan Özoğuz’un abdest alırken çekilmiş fotoğrafının internette yayılması üzerine “Yedi yaşımdan beri namaz kılıyorum” açıklaması ve yine Gökhan’ın O Ses Türkiye’deki sempatik performansı...
Grubun yeni albümü Altüst’ü kafamda dönüp dolaşan bu görsellerle dinledim. Ve bambaşka bir şeyle karşılaştım.
Athena değişmiş, olgunlaşmış.
Zıp zıp zıplatan Athena şarkıları pek az albümde. Daha derin, daha sorgulayan bir hissiyat sinmiş şarkılara.
Gökhan Özoğuz da sesini başka türlü kullanmış.
Neşeli değil, hep hüzünlü gibi.
En çok Yamyam Zurna, Yapma Be Kanka adlı şarkılar hoşuma gitti.
Son şarkı Bela ise 10 dakika sürüyor ve ayrı bir deneyim.
Esas beklenmedik şey ise kartonet içinde yer alan fotoğraf.
Grup üyeleri hali hazırda inşaatı süren üçüncü köprü önünde poz vermiş.
Emir Sarısaç imzalı fotoğrafla şunun altını çizer gibiler:
“Buralar şu an dutluk, ama bir beş yıl sonra böyle olmayacak arkadaşlar, dört bir yanı beton dolacak.”
Kısacası: Athena’nın yeni hali ve sessiz protestosu, şu anda yeni bir şeye pek rastlanmayan yerli müzik aleminin en dikkat çekici unsuru...
Piyano Festivali’nde neler oluyor
Önceki günlerde Antalya’daydım.
15. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin havasını bir nebze koklamak üzere...
Her şeyi bir kenara bırakırsak eğer, Antalya’da bir piyano festivalinin 15 yıldır yapılıyor olması şahane bir şey.
Nedenini az sonra satırlayacağım.
Önce “her şey”e gelelim. Her şey dediğim son aylarda yaşananlar.
Festivali bugünlere getiren organizatör Kadir Dursun’un buruk ayrılışı, ardından Fazıl Say’a yol gösterilmesi, festival sanat yönetmenliğine Gürer Aykal’ın gelmesi ve Aykal’ın gelişiyle beraber yeni bir polemiğin alevlenmesi...
Tüm bunlardan dolayı bu yılki Piyano Festivali önceki yıllarda olmadığı kadar gündemdeydi.
Ama bunlar 20 gün öncesinde kaldı.
Festival yarın sonlanıyor. Konserler hali hazırda ilgi görmüş, görüyor. Çünkü bilet fiyatları gayet uygun (35 lira).
Esas şahane olan ise Türkiye’nin dört bir yanından (Trabzon’dan Şırnak’a, Bursa’dan Adana’ya kadar) 150’ye yakın piyano öğrencisinin ustalık sınıfı (master class) derslerine katılma şansı yakalamış olması.
Ustalık sınıfı dersleri bir günlük olabilir, ama ders veren isimlere şöyle bir göz gezdirince o bir gün bile o kadar önemli ki:
Hüseyin Sermet, Alfred Brendel, Freddy Kempf, Herbert Schuch, Andrea Portera...
KİMSENİN MALI OLMAMALI
Evet, bu festival Fazıl Say ve Kadir Dursun’a çok şey borçlu.
Onlara haksızlık yapıldı, ayıp edildi.
Ama bir yandan da festivaller kimsenin malı olmamalı.
Ne kişilerin ne de belediyenin... Ne olursa olsun devam etmeli.
O öğrencilerin hevesini gördükten sonra tüm polemikler anlamını yitiriyor çünkü...
Gürer Aykal: Ayrıştırıcı değil bütünleştiriciyim
Antalya Piyano Festivali’nin yeni sanat yönetmeni Gürer Aykal’la da bir araya geldik.
Aykal, Fazıl Say’la ilgili soruma tek bir yanıt verdi:
“Ben ayrıştırıcı değil, bütünleştiriciyim.”
Bu konuyla ilgili daha fazla konuşmak istemiyordu.
Festivalin geleceği üzerine konuşmayı tercih etti.
O zaman ondan öğrendiğim yeni bir bilgiyi aktarayım: Piyano Festivali önümüzdeki yıl ikiye ayrılacakmış.
İlki yaz sonu, yani eylülde düzenlenecek. Böylece Aspendos gibi açık alanlar kullanılmış olacak.
Festivalin ikinci kısmı ise yine kasımda gerçekleşecek.
Paylaş