Türkçe müzikte kadınca ayrılık halleri

Yaklaşık bir yıldır Göksel zaten acı acı haykırıyordu:
“Yanlış yerde geziyor bu kuş, bu yüzden yalnız uçuyor bu kuş” diye. Derken Özlem Tekin Kargalar’la dozu sertleştirdi:
“Bugün seni öldürsem mi? Cesedine tükürsem mi?” diyerek!
Ardından Sertab Erener yeni şarkısı ‘İyileşiyorum’ ile durumun adını koydu: “Saçlarımı kestirdim hemen sarıya boyattım, bitanem diye kaydetmiştim ya hani telefona, sildim derhal herkes gibi adını yazdım”.
Sertab şarkının bir başka yerinde şöyle demeyi de ihmal etmedi:
“Kızıyorum, canını yakmak istiyorum, sonra yatışıyorum”.
Ve Aylin Aslım… Teoman’la düet yaptığı ‘İki Zavallı Kuş’ şarkısında önce “Hayatımın erkeği olabilirdin, gerçekler vurmasaydı” dedikten sonra vaziyetini analiz etmekte sakınca görmedi:  “Biz kanatları olmayan, uçmak için çırpınan iki zavallı kuştuk, özgürüz şimdi, ağla ağla ağla!”

NE OLUYOR BU KADINLARA?

Hemen hemen hepsi aynı jenerasyondan olan bu dört mühim Türkçe müzik vokalinin peş peşe çıkan ayrılık hitlerine bakınca şehirli kadının son durumu şöyle görünüyor:
- Güçlü, kariyerli ama her daim yalnız olma halinden bunalmış halde. Umutla birini arıyor ama her seferinde hayal kırıklığına uğruyor.
- Ayrılık sonrası karşısındakine acı çektirmek ve intikam almak konusunda artık daha özgüvenli, daha özgün!
- İlişki bittikten sonra hâlâ benzer tepkileri veriyor.
Saç kestirmek/rengini açmak, telefon rehberinden onun adını silmek gibi…
- Aslında en çok kendisine aşık. O yüzden her ayrılık sonrası deli gibi üzülse de, kendi cumhuriyetine döndüğü için mutlu oluyor!

Sokak: Ayşe Hatun Önal’lı bir çevirme hikâyesi

İstanbul Moda Haftası’ndaki Elif Cığızoğlu defilesinde Ayşe Hatun Önal’la karşılaştık. Yeni albüm hazırlığına başlamış, Alper Narman’la birlikte.
Defile sonrası birkaç arkadaş Nişantaşı’na gidelim deyince, Ayşe Hatun “Hadi benim arabayla gidelim” teklifinde bulundu ve onun arabasına doluştuk. Yolda iki kez çevirmeye rastgeldik.
Enteresan olan şey, ilk çevirmedeki polisin şu söylediğiydi:
“Böyle lüks bir cip altınızdaysa ve araba doluysa kesin alkol almışsınızdır! O yüzden durdurduk!”
Demek ki bu tür yargılara sahip çevirmedeki polisler.
Lüks cip sahiplerine ve arabayı tıka basa dolduranlara özenle duyurulur.

Gezi: Singapur bir nedir?

Dört günlüğüne Singapur’daydım. Ve bu şehir devletin tadına baktım. Orada neler oluyor derseniz, yanıtım şudur:�
- İner inmez ilk dikkat çeken şey: Yollar, caddeler bal dök yala kıvamında temiz ve çevre düzenlemesi aşırı özenli. Ayrıca yemyeşil. Bu temiz yeşilliğin etrafında yükselen gökdelenler, lüks evler ve şık AVM’ler ilk başta hayli göz boyayıcı. Gel gör ki ruhu yok Singapur’un. Bir süre sonra o sunilik iç baymaya/yormaya başlıyor.
- Özal zamanında Türk işadamları burayı keşfetmeye başlamıştı. Yakın zamandaysa Singapur’un ‘kentsel dönüşümü’nü örnek almaya karar verdi Türkiye. Bu amaçla iki ülke bakanları arasında protokol anlaşması bile imzalandı. Gerçi yeşilliği hariç, şu an Singapur’u geçtik bile sayılabilir: Özellikle dip dibe AVM yapabilme sayısındaki şahane artış nedeniyle. Gurur duyabilirsin Türkiye!
- Singapur’un çevre düzenlemesine sinmiş Los Angeles özentiliği ne kadar fazlaysa, gündelik hayattaki İngiliz âdetleri de bir o kadar fazla. Trafik sağdan akıyor ve eski bir İngiliz sömürgesi olarak buradakiler hâlâ İngiliz gibi yaşıyor. En lirik sömürge dönemi nostaljisiyse 1887’den kalma Raffles Otel’in avlusundaki barda Gold Lips kokteyli içmek! Ya da gece olduğu vakit otelin Long Bar’ında bira içip yenmiş fıstık kabuklarını çatır çatır yere atmak.
Doğrusu bu ya, sokağında çöp dahi bulunmayan bir şehrin barında böyle bir âdete rastlamak şaşırtıcıydı!

Düşenler

GQ BAR

Parlak bir şekilde açılış yapıp beğenilmesine rağmen kısa sürede ergenlerin kapışma mekânı haline gelmesi nedeniyle… (Bakınız: Hülya Avşar’ın kızı Zehra GQ’da demlik fırlattı!)

NİL KARAİBRAHİMGİL

Reklam filminde yer alma işini iyiden iyiye sıradanlaştırıp bıktırmaya başlaması nedeniyle…

Yükselenler

CEM BELEVİ

Müzikteki pop prens boşluğunu doldurmaya aday oluşu ve Günaydın Sevgilim adlı şarkısı nedeniyle…

DERİN-BERRAK

Geçmişlerindeki ortak erkek arkadaşa (Kaan Urgancıoğlu) bakmadan kanka olup barlarda eğlenmeleri nedeniyle…