İlk Testere filminden beri duruma alıştık aslında.
Kendisine katil denmesinden hoşlanmayan kahramanımız Jigsaw, bir şekilde hayatından memnun olmayanları, şikayet edenleri hayata bağlamak adına onları sınıyor.
Ve her seferinde onlara hayli ince düşünülmüş feci "oyun"lar tezgahlıyor.
Seçimi de sınayacağı kişiye bırakıyor: Yaşam mı ölüm mü?
İlk iki Testere filmindeki zekaya hayran kalmamak elde değildi. Domino taşları misali arka arkaya izleniyordu her sahne soluksuz. Gelelim bugünlerde gösterimde olan üçüncü Testere’ye...
Daha bu topraklarda gösterime girmeden gelen haberleri ürkütücüydü Testere-3’ün.
Bazı sahnelere dayanamayıp bayılanlar oluyormuş, hatta midesi bulanıp kusan...
Tüm bunlar bir pazarlama taktiği de olabilirdi. Ama değilmiş! Benim izlediğim seansta kimse kusmadı, bayılan da olmadı (eh Türkler dayanıklı galiba), yine de "ıyy" sesleri eksik olmadı salondan.
Hakikaten özellikle ilk sahneler seyirciyi sınıyor resmen.
Çatır çatır kemikler kırılıyor, etler kopuyor filan... Tabii asıl zirve o meşhur "beyin"li sahne!
Sonradan alışıyor mu insan tüm bu sahnelere nedir? Hepsi vız gelmeye başlıyor.
En kötüsü de bu: Testere-3 sınırları zorladıkça, "bu kadar da olmaz" diyeceğiniz sahneler çoğaldıkça şaşırtma katsayısı düşüyor. Hafiften parodiye dönüşmeye başlıyor film.
Bittiğinde, "sınanmadık bir şey kalmadı" oluyorsunuz.
Asıl beter olan ise şu: Çıktıktan sonra bir-iki saat boyunca iğrenç sahneler sürekli aklınıza geliyor.
O yüzden yemek öncesi filmi izlememekte fayda var. Çünkü ben o hatayı yaptım ve domuzlu sahne aklıma geldikçe yemek yiyemedim.
NOT: Filmin baş karakterlerinden doktor Lynn’i canlandıran kadın oyuncunun adı Bahar.
Türk zannediliyor ama değil. Bahar Soomekh, Tahran doğumlu bir İranlı.
İki Türk dj’in ’mucizesi’
Son zamanlarda barlarda sıkça çalan bir remiks var.
Sözlerini Sezen Aksu’nun yazdığı, müziği Eldar Mansurov’a ait "Zalim" şarkısının melodisi de bu remiksin içinde gidip gidip geliyor hani...
Bu yüzden her dinlediğimde, "Acep kimin bu remiks?" diye aklımdan geçiriyordum.
Elime geçen bir cd durumu açıklığa kavuşturdu. Meğer bu remiks tamamen yerli malıymış. İki Türk dj’in, yani Hüseyin Karadayı ve Cem Nadiran’ın eseriymiş.
İkilinin "Miracles" adını verdikleri cd’de, "Zalim" remiksinin yanı sıra iki sürpriz daha var. Biri, yıllar önce Ümit Besen’den dinlediğimiz "I Love You, I Love You".
Onun vokallerini Melis Sökmen yapmış üstelik.
Gayet matrak olmuş.
İkincisi ise Tarkan’ın "Gülümse Kaderine" şarkısına yapılan remiks.
Bu arada Hüseyin Karadayı yarın gece kapılarını yeniden açacak olan Gayrettepe’deki Discorium’da çalacak, haberiniz olsun.
Auto Show’daki 1 milyon Euro’luk bar
Auto Show pazara kadar sürüyor. Muş yani.
Eğer Borusan Otomotiv’in 1 milyon Euro’ya mál olan ve fuarın ilk günü bin kişinin gezdiği barına gitmeseydim, bundan haberim olmayacaktı. İtiraf ediyorum işte.
Çünkü otomobillerle sıkı fıkı bir ilişkim yok. Ama söz konusu bar olunca CNR’a kadar gittim.
Borusan’cılar misafirlerinin dinlenebilmesi için böyle bir yer düşünmüşler.
Ama sıradan bir bar değil burası.
Bir kere mimar Eren Yorulmazer tarafından tasarlanmış. İçerisi tavandan tabana simsiyah.
Koltuklar da öyle. Şık avizeler, ortada kocaman bir bar. Her şey en iyisinden...
Hani şehrin içine açsalar burayı dolup taşar, acayip iş yapar.
Yazık ki iki gün sonra sökülecek ve tarihe karışacak o güzelim bar.
O yüzden Auto Show’a hafta sonu yolunuz düşerse, Borusan’ın VIP barına çıkıp bir soluklanın.