Teoman’ın elma suyu, Zerrin’in ağlamaları ve sarışın Sezen

Gazeteci Arda Uskan’ın 35. yılı nedeniyle Kemancı’da düzenlenen özel geceye önce Teoman geldi.

Şöyle bir etrafına bakındıktan sonra sordu Teoman: "Arda Abi nerede, gördün mü?"

"Hayır" yanıtını verince "Burada herkes uzun saçlı ya, fark etmek zor tabii" diye güldü Teoman.

Evet Kemancı’dayız ve son Mohikanlar’ın gecesindeyiz, ama uzun saçlı erkeklerin sayısı aslında o kadar fazla değil.

Aslında ortam şöyle: Bir eski kuşak var, yani gecenin diline uygun olarak Mohikanlar. Bir de yeni kuşak olan biz tıfıllar.

Eski-yeni diye ayırıyorum ama onların ruhu bizden daha genç görünüyor. Özellikle de İzzet Öz ve Naim Dilmener’in.

Bu arada bahçeye çıkıyoruz. Zerrin Özer bir arkadaşıyla konuşuyor. Her zamanki gibi: Siyah yuvarlak gözlüklerini çıkarmadan.

Bir baktım ağlıyor Zerrin Özer. Hem konuşuyor hem yaşını siliyor gözlerinin.

Yanımdaki arkadaşım haince, "Yeni bir şey değil ki!" diyor. Belki de evet, Özer’in ağlamasına alışığız.

Daha doğrusu duygularını en uç haliyle yaşamasına. Çünkü bir dakika sonra bakıyorum, bu kez de gülüyor Özer.

Zerrin Özer dikizinden sonra bir haber geliyor. Seyyal Taner hálá Mohikan şapkası arıyormuş. Sahneye öyle çıkacakmış.

Bu arada Teoman sahne alıyor. Şarkı arasında söylediği laf ilginç: "Bana bir elma suyu versenize."

Alkolü bırakmış ya Teoman, artık böyle meyve suları filan içiyor. Hain arkadaşım yine diyor ki, "Yok canım, kesin içinde votka vardır!"

Teoman’dan sonra sahne alan Moğollar’da, ne yalan söylemeli, sıkılıyorum. İçim daralıyor. Eski Türk filmlerini anımsatan melodiler filan. I-ıh, Anadolu rock bana göre değil. Ama bir sürpriz. Moğolllar’ın vokali olarak sahneye Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca çıkıyor. Ne ses varmış adamda. Basbayağı inletiyor ortalığı.

Ve Zerrin Özer çıkıyor sahneye. O da aynı derecede inletiyor ortalığı. Yine dışardan bir haber geliyor: Sezen Aksu Taksim Meydanı’nda tur atıyormuş. Arabasıyla tabii. Özer’den hemen sonra çıkacakmış Sezen.

Bu arada Zerrin coşuyor. "Gönül"ü söylerken Janis Joplin sularına dalıyor, müthiş bir doğaçlama yapıyor. Zerrin’in hemen ardından Taksim Meydanı turunu tamamlayan Sezen Aksu sahne alıyor.

Tamamen sarışın olmuş Aksu, yakışmış doğrusu.

Bir ara "Unutamadım"ı söyletiyor Mustafa Ceceli’ye. Meğer bu şarkıyı Onno Tunç’a yazmış, onu söylüyor sahnede.

Kemancı’da Sezen Aksu dinlemek ilginç, ama aslında mekan fark etmiyor. Hele ön sıradaki bazı kadınlara bakıyorum, hipnotize olmuş gibiler. Cidden ayrı bir sahne karizması var bu kadının, her defasında hissettiriyor.

Uskan’ın gecesi bu boyutta devam ediyor, ama ben çıkıyorum. Ve son duruma bakıyorum.

Hayır, Zerrin Özer ben çıkarken gülüyordu. Teoman da hálá elma suyu içiyordu.

Meğer İMÇ’nin son günleriymiş

Evet öyleymiş. Derishow’un partisinde öğrendim. İMÇ Çarşısı yakın bir zamanda yıkılıyormuş.

Peki Derishow’cuların İMÇ’yle alakası nedir derseniz, alaka şu: Derishow’cular son koleksiyonlarının çekimini İMÇ’de yapmış.

Ve hayır efenim son zamanlarda adet olduğu üzere Okan Bayülgen değil, Sıtkı Kösemen’in elinden çıkmış İMÇ fotoğrafları.

Çekim İMÇ’de yapıldı diye Derishow’un sahibi Fatoş Ahunbay, bu "umut çarşısı"nı anlatan mini bir sergi yapmak istemiş.

Teflerden aydınlatma yapılmış mesela, İMÇ’den alınan perdelik kumaşla gelinlik.

Hepsi de İMÇ’yi anlatan temaların karşılığı olmuş: Şöhret, umut, emek, vesaire..

Sergiyi gezerken söylediler işte, İMÇ yıkılıyor diye. Üzüldüm mü? Hayır. Bence yapı olarak çirkin bir çarşıydı.

Ama yıkıldıktan sonra oraya villa yapılacakmış. Bunu garipsedim.

Unkapanı’nda villa? Tuhaf doğrusu... Yoksa o villa dedikleri Polat benzeri bir residence şatosu olmasın?
Yazarın Tüm Yazıları