Tarkan’ın Kuzu Kuzu’yla başlayan bir dönemi var ya hani, "İlk başta hiç sevmedim, ama dinledikçe alıştım ve sevdim" diye özetlenebilecek.
Bu yeni albüm de şu an kapış kapış satılmasına rağmen görünen o ki, yine pek sevilmedi.
Peki dinleye dinleye alışılır ve sonradan sevilir mi?
İşte orası tuhaf bir mesele...
Tuhaf, çünkü Tarkan ne yaparsa yapsın kolay kolay kimselere nasip olmayan bir kredisi var halk arasında. Kimse ona kıyamıyor. En berbat şarkıyı bile söylese -sesi dolayısıyla tabii- o şarkı başka bir şeye dönüşüp katlanılır oluyor.
Yeni albümde mesela, başkası söylese hayatta dinlemeyeceğiniz vasat şarkılar var.
"Dilli Düdük", "Hop Hop" ve "Çat Kapı" gibi...
Yeri gelmişken, "Hop Hop"un nesi politik, nesi protest anlamış değilim.
Bu şarkıyla ancak ev hanımları isyan başlatabilir, "akşama yemek yok" diye, o kadar...
Albümün "metamorfozu" ise Tarkan’ın r&b/hip hop sularına, yani Justin/Timbaland/50 Cent kıyılarına girmesi. "Vay Anam Vay", "Arada Bir" tam da böyle şarkılar.
Gerçi, bu sound’lar hayranlara itici gelebilir diye herhalde, şarkı içlerine oryantal soslar eklenmiş. Yumuşak geçiş olsun diye...
Şarkı sözlerini ise konuşmaya bile gerek yok. Keşke hepsini Tarkan yazmasaymış.
Çünkü tüm sözler birbirine benziyor. Mesela "yanmak" fiili her şarkıda kullanılmış.
Örnek bol, buyrun sırasıyla: Canına yandığım, kaç kez yandı dilim, bi başka yakıyor onun ateşi, yakar o biçim, alev alev yandı söndü bu yürek, yakma beni kıyma bu kula, yana yana küle döneceğim, bir yanar bir sönerim, tutuşursak eğer kül oluruz yana yana...
Her şeye rağmen, bu albümün sevdiğim iki şarkısı "İstanbul Ağlıyor" ve "Bam Teli" oldu.
O roman havası-rock karışımı, tam da Sibel Can’lık bir hit olan "Dedikodu" ise pek fena.
Ama emin olun pek yakında en çok tutan şarkı olacak. Hatta ona klip çekilecek.
Çünkü şarkı makamlı, ayrıca bildik Tarkan şarkılarının bir karması/kırması...
Kısacası; Tarkan’ın varsa bir "Metamorfoz"u, daha bitmemiş ya da bu ortaya karışık vaziyet bitmiş haliyse o zaman vay anam vay!
Bir başka 2007 özeti (kısım iki)
Yıl içinde yazdıklarımdan derleme/toplama sosyal hayatın 2007’sine devam...
n Haziran: Yazlık mekanlar yeni sezona "ses problemi yaşar mıyız?" endişesiyle binbir türlü önlem alarak girmişler... Live Earth’ün İstanbul ayağı son anda iptal edilmiş. Sponsorlar organizatörlerin şaibeli geçmişinden ürkmüş, organizatörler de sponsorların "anti-çevreci" faaliyetleri nedeniyle para vermediğini iddia etmiş.
n Temmuz: Bodrumlu işletmeciler her zamanki gibi "sezon ölü, sinek avlıyoruz" şikayetinde bulunmuşlar ve 15-18 yaş arası gençlik yine Türkbükü’ne zıplamış... Serdar Ortaç, Sortie’de sahne almış ve bir ara seyirciye dönüp "Ben sarhoş oldum, size bir b.k olmadı" diyebilmiş... Facebook değil, 2Yüz adlı site bu tarihlerde popülermiş... Ve Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan o tarihi/talihsiz demeci vermiş: "Müşterilerimin yüzde doksanı AKP’ye oy verdi."
n Ağustos: Kemer Robinson Club’ta yapılan Single Tur’da yurdum insanına has olaylar yaşanmış. Mesela tura gelen kızlardan biriyle tek gecelik ilişki yaşayan erkeklerden biri, ertesi gün o kızın kankası tarafından bıçakla tehdit edilmiş... Ajda Pekkan, "Ajda Diskoda" konseptiyle Açıkhava’da konser vermiş. Dansçılar ve ses düzeni berbatlığı haricinde konser gayet iyiymiş... İstanbullular arasında yeni akım, bir-iki aylığına yedi-sekiz arkadaş toplanıp Alaçatı’da taş ev kiralamak olmuş.
Sırf her hafta sonu orada (hem de daha ucuza) olabilmek uğruna...
n Eylül: Gece hayatına takılanlarda bu kez "ılımlı islam" endişesi/tartışması yaşanmaya başlamış... Alexander Perigot adlı sanatçının bienaldeki labirentvari eserini görmek üzere "eserin içine giren" Ömer Koç aniden ortadan kaybolunca korumaları paniklemiş....
n Ekim: Facebook patlama yapmış, bir de Santral Otto’yla Nişantaşı’ndaki Scotch...
Kevin Costner konser vermek için gelmiş, ama her çağrıldığı yere nasıl olduysa yetişmiş...
n Kasım: Ajda-Sezen ve Nilüfer ilk kez beraber "hayırlara vesile" bir konser vermişler, TEGV için... Cahide’ye ünlü şov-transgirl Amanda Lepore gelmiş. Amanda mekanda çırılçıplak soyunmasına rağmen mekandakiler en ufak bir tepki vermemiş, efendiliği elden bırakmamışlar...
n Aralık: Her yerde bir sürü yeni yıla veda partisi verilmiş. Ama en iyisi, Ajia Otel’de perşembe gecesi yapılanıymış, Salih Saka’nın usta dj’liği sayesinde...