Stephen King Türkiye’deki kubbeyi yazsa

Benzetmek gibi olmasın, şu anki vaziyet ilk bölümü 13 milyon Amerikalı tarafından izlenmiş yeni fantastik dizi Under The Dome gibi.

Haberin Devamı

Dizinin temeli şuna dayanıyor:
Kendi halindeki sıradan bir kasabaya gökten ansızın bir kubbe düşüyor. Evet, bildiğiniz kubbe.
Ve bu kubbe kasabanın tüm dünyayla bağlantısını kesiyor.
Dışarıda kalanlara sesini duyuramıyorsun, çünkü kubbe ses geçirmiyor.
Cep telefonu, internet zaten devre dışı kalıyor.
Yani iletişim kopuyor, kapı duvar.
Bizde de durum biraz böyle.
Mesela: İstiklal Caddesi’nin taşları üzerine boydan boya doğaçlama bir iftar sofrası kuruluyor. Meydanda ise düğün sofrası gibi donatılmış masalarda organize bir iftar sofrası.
Arada ise bir TOMA var. Yani bizim kubbe.
İki taraf arasındaki iletişimi kesiyor, engelliyor.
En azından bizim kubbenin kim tarafından konulduğu biliniyor, sır değil.
Under The Dome’da ise sır büyük.
Üç bölümü peş peşe izledim ve kasabalıların dilindeki en meraklı cümle şuydu:
“Bu kubbe nereden geldi, kim koydurdu?”
Hani biri de dış mihrak, yani uzaylılar filan demedi.
Bu arada dizinin yaratıcısı, aynı adlı kitabın yazarı Stephen King Türkiye’ye gelse kim bilir kaç tane kubbe romanı çıkartırdı buradan...

Haberin Devamı

Bu şaka mı acaba

Önceki gün bir gazetede yer alan haber aynen şöyleydi:
“Ajda Pekkan’ın vinçli şovu ve Madonna’nın çok konuşulan Türkiye konseri Ebru Gündeş’i harekete geçirdi.
Bu iki ismin arkasında kalmak istemeyen Gündeş, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konseri için sürprizler hazırladı. Güzel şarkıcı konser için ünlü müzisyen ve dansçılarla çalışıyor”.
Haberi okuyunca dedim ki, “Bu bir Zaytung haberi olsa gerek, birileri Ebru Gündeş’i ti’ye almak istemiş.”
Ama yok, haber bayağı ciddi.
Demek ki Ebru Gündeş de ciddi.
Madonna’yı böyle yeneceğini filan düşünüyor.
Oysa sesi on numara. Bu tarz numaralara ihtiyacı hiç yok.

Bu nasıl cümle Türkiye

Ali İsmail Korkmaz’ın dövülme görüntüleri ne hikmetse yok oldu. Ama olayı gören bir tanık var neyse ki.
İşte o tanık ifadesinde, ellerinde cop ve sopa bulunan altı kişinin Ali İsmail’i dövmeye başladığını ve dövenlerden birinin ise “İyi stres attık!” dediğini aktarmış.
Bir kez daha yankılatalım cümleyi: İyi stres attık...
Böyle demiş döven kişi!
Stresini atmak için çocuğu o kadar tekmelemiş.
Acaba şimdi de böyle düşünebiliyor mu?
Gevşek gevşek hâlâ “İyi stres attım ya o gece” diyebiliyor mu?
Dahası: Geceleri başını yastığa rahat koyabiliyor mu?

Haberin Devamı

Bembeyaz bir Superb

Bir süredir Bodrum’da yaşayan ünlü kulüp işletmecisi Şeniz Bengüer, meğer Bodrum merkezde konuşlanmış Barbeast’le ortaklığını sonlandırmış ve kendine yeni bir mekan açmış.
Şeniz’in yeni mekanı Superb, tam da Bodrum’a tepeden bakan yel değirmenlerinin orada, Virgin Otel’in hemen önünde. Manzarası nefis!
Mekan ise baştan aşağı bembeyaz.
DJ gidişata göre house takılıyor ya da chill out.
Unutmadan, Superb’nin bu geceki sürprizi DJ Yakuza.
Çünkü beyaz parti var. Gelenlerin beyaz giyinmesi isteniyor. Beyaz flört gecesi yani, kesin bilgi...

Yazarın Tüm Yazıları