Söz verdi, bir gece Beyoğlu’nda tur atacağız

Aslında niyetim/projem onunla Beyoğlu’nda bir gece turu yapmaktı.

Haberin Devamı

şimdiye kadar hiç gitmediğini tahmin ettiğim yerlere beraber adım atacak, sonra da ben izlenimlerimi yazacaktım.
Yoğunluğundan dolayı yapamadık, ama yediğimiz öğle yemeği sonrasında söz verdi, “Tamam bir gün onu da yaparız” dedi.
Kimden bahsediyorum? Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’dan.
Tünel’deki Big Chefs’de buluştuk Demircan’la.
Elbette bu “ön buluşma”da Beyoğlu’nu konuştuk.
ışte anlattıklarından ilginç noktalar...
TARLABAşI’NDA KAFEDE OTURMAK!
? Tarlabaşı’nın ara sokaklarında açılmış bir kafede oturmak hayal mi?
Sanırım değil. Çünkü uzun süredir bahsedilen, ama henüz bir hareket görmediğimiz Tarlabaşı Yenileme Projesi bu yıl içinde start alıyormuş.
ılk etapta 270 konut yenilenecekmiş. Bunların hepsi ev olmuyor tabii.
Bir kısmı ticaret merkezi, bir kısmı ise iki büyük otel olarak tasarlanıyor.
Projenin maketini gördüm. Evet, gerçekten Paris’teki sokaklar gibi görünüyor makette Tarlabaşı’nın ara sokakları.
 ınşaatı yapan şirket Çalık Holding’e bağlı GAP ınşaat. “Bu da çok eleştirilecektir” diyorum. “ıki firma girdi ihaleye” diyor Demircan, “Ve en yüksek teklifi onlar verdi”.
YENİ TREND KARAKÖY
? Demircan, Asmalımescit’ten sonra şişhane’nin ilgi görmesinden memnun. Bu hareketliliğin çok yakın zamanda Kuledibi’nden Karaköy’ün ara sokaklarına kadar ineceğini söylüyor.
Bu yüzden yatırımcılara, mekan açacaklara o bölgeleri öneriyor:
“Amacımız her bölgeye nokta atışları yapıp oraları iyileştirmek, sonra da diğer bölgelerle bağlantı kurmak”.
? Demircan’ın Talimhane’yi hızla adam etmesinin altında şöyle bir bağlantı varmış: Belediye Başkanlığı öncesi orada bir seyahat acentesi varmış. Ve bölgeyi çok iyi tanıyormuş.
? Evet, Demircan da Tayyip Erdoğan gibi Kasımpaşalı. Ama Başbakan gibi sert bir üslubu yok. Sürekli gülümsüyor, konuşurken Mevlana’dan uzun uzun alıntılar yapıyor. Kasımpaşa’ya yapılan yatırımları, yenilikleri, yani “torpili” yadsımıyor, “Sonuçta büyüdüğüm yer” diyor.
Ama caddenin yukarısında da yenilik yapma peşinde.
Bu “iki arada kalma” halini şöyle ilginç bir örnekle anlatıyor:
“Bir gün NTV’ye çıktıysam, ertesi hafta Çay TV’ye çıkıp dengeyi tutturmam lazım.
Yoksa oradaki insanlar ‘Bak zenginlerin kanalına çıkıyor’ diye tepki verebiliyor.”
? Peki Demircan Beyoğlu’nda nerelere gidiyor?
Kasımpaşa’daki Deniz Lokantası hâlâ favorisi. Ardından Tophane’deki Fasuli. Ama işte deli gönül, Ahmet Misbah Demircan’ı bir gece Public’e ya da Hayal Kahvesi’ne götürmek istiyor.
Neyse ki işte söz verdi. şimdi sıra bende.
Hemen Kasımpaşa’daki Deniz Lokantası’na gidiyorum, bakalım orada hayat nasıl akıyor...

maNga’nın şarkısı!

Haberin Devamı

Bir şey olmuş. Ya birileri demiş ki, “Eurovision şarkılarının formülü budur, buna göre düşünün”.
Ya da başka birileri, “Elinizden geldiğince şarkıyı basitleştirin, öyle kazanırsınız”.
Yani her neyse o bir şey, maNga kendisi olmaktan çıkmış.
Eurovision için yaptıkları şarkı cidden fena halde vasat olmuş.
Hele o altyapı, darbukalar nedir öyle?
Elbette Eurovision’a kadar yüz kere değiştirilir altyapı.
Ama bu haliyle zaten sıradan olan şarkıyı iyice aşağı çekmişler.

Haberin Devamı

ıkinci Aşk-ı Memnu izleme denemesi

Yoksa bir Aşk-ı Memnusever mi oluyorum?
Hayır, asla değil.
Benimkisi bir tez çalışması gibi.
“Neden bu dizi çok izleniyor?” sorusuna aranan yanıtlar ormanında kaybolma hevesi. Neyse ne.
Bu kez diziyi ara vererek izledim, işte sonuçlar:
? Nihal’in hastaneye götürülmesi resmen gerçek zamanlıydı. 24 dizisindeki gibi. Bir ara tuvalete gittim geldim, bir şeyler yedim-içtim. Döndüğümde Nihal hâlâ ambulanstaydı.
? Adnan Bey bu dizinin en bahtsız karakteriymiş meğer. Hem aldatılıyor hem de müthiş bir lobi çemberinin içinde yapayalnız kalıyor.
? Geç de olsa öğrendim. Meğer bu dizinin özü şuymuş: Herkes birbirine karşılıksız aşk halinde.
Beşir Nihal’e, Nihal Behlül’e, Adnan Bihter’e, Matmazel Adnan’a...
Kısacası bu dizinin asıl izlenme nedeni Behlül ve Bihter’in yasak aşkı filan değil, zincirleme trafik kazası gibi gelişen bu karşılıksız aşklar...
Ne de olsa karşılıksız aşklar diyarında hepimiz beyaz tavşan peşinde koşan birer Alice’iz.
Tezim bitti, saygıyla çekiliyorum aradan.

Düzeltir, özür dileriz

Haberin Devamı

Önce Koray Kasap’tan... Dünkü haberde bir anda onu üç çocuk sahibi yaptığımız için.
Sonra Koray Erkaya’dan... Üç çocuğunun babası olarak onu değil, soyadı karışıklığına yenik düşüp Koray Kasap’ı yazdığımız için. Ve son olarak Bennu Gerede’den...
Hayatındaki en önemli insanlardan birinin soyadını yanlış yazdığımız için...
Durum böyleyken böyle işte.
Tekrar The Bennu’ya Cem’iyle mutluluklar diliyorum. Yine yeniden.

Yazarın Tüm Yazıları