Önce olayı bizzat görmüş bir arkadaşım anlattı. Hakkasan’daki yemeği sırasında arayıp iştahla, “Şöyle oldu böyle oldu” diye detay vererek...
Sonra baktım olay hızla yayılmış, kimle konuşsam “Hakkasan’ın karşı dairesi”nden bahsediyor. Haliyle soluğu Hakkasan’da aldım. “Olay yeri”ni görmek istedim. Bir yandan da kendimi ayıpladım. “Röntgencilik bu yaptığımız” dedim. Ama sonra, “Onlar da teşhirciymiş, yapacak bir şey yok” diye işin içinden çıkıverdim. Tamam, buraya kadar bilmece gibi oldu. Pek bir şey anlamadınız. O zaman pat diye söylüyorum. Son bir aydır Hakkasan’ın terasını gören dairelerden birinde oturan iki genç sevgili, perdeleri ve ışığı kapatmıyorlarmış. Ne yaparken? Çıplak dolaşırken ve bazen sevişirken! Dolayısıyla Hakkasan’ın terasına sigara molasına çıkanların gözü ister istemez karşı dairede olup bitene takılıyormuş! İtiraf edin, kim kayıtsız kalabilir böyle bir şeye? Neyse, bir değil, beş değil. Sık aralıklarla her gece tekrarlanır olmuş bu teşhir şov. İlginç olan, karşı dairedeki malum çift Hakkasan’a bir akşam yemeğe gelmişler. Sık sık da geliyorlarmış zaten. Tanınıyorlar yani. Ve kendilerine söylenmiş, “Efenim böyleyken böyle, her şey görünüyor” diye. Ama seksi çift pek aldırmamış anladığım kadarıyla, teşhircilikleri tam gaz devam ediyormuş.
Şikayet etmeye hakkımız var mı
Bu seksi olayda kafama takılan bir-iki şey var. Şimdi: Karşı taraftan izlenme olasılığınızı bile bile ışıklar açıkken, perde kapalı filan değilken sevişiyor ya da çıplak dolaşıyorsunuz. Tamam, serde teşhircilik var. Ama orası kendi eviniz yahu. Kamusal alan değil. İnsanların size karışmaya hakkı var olabilir mi? Ya da şikayet etmeye? Sizi izleyen de “röntgencilik” yapmış olmuyor mu? Olayı görüp de rahatsız olan arkadaşım mesela, çok mu muhafazakâr? Bilmiyorum, kafam karıştı. Siz ne diyorsunuz?
En ilginç kutlama!
Bugün böyle denk geldi, seksten gidiyoruz. Buyrun, şimdi de bir okur maili var sırada: “Uzun zamandır yazılarınızı takip eden biri olarak derdime çare bulacağınızı düşünüyorum. Bu cumartesi en yakın arkadaşımın seks hayatına başlamasının onuncu yılını kutlayacağız. Garip olduğunun farkındayım, ama deliye her gün bayram biliyorsunuz! Sadede gelmek gerekirse; ben marjinal bir eğlence mekanı arıyorum aslında. Muhtemelen iki kız olacağız ve fazlaca içki... Arkadaşım kadın striptizci talebinde bulundu, ancak ben kendisini Aksaray’da pavyona götüremeyeceğimi söyledim. Al-Jamal’den başka değişik bir eğlence mekanı bilmiyorum, oraya da hiç gitmedim açıkçası. Aklınıza gelen bir yer var mı?” (İdil)
NEDEN İLLA MARJİNAL BİR YER?
Arkadaşınız kaç yaşında diye sormak isterdim aslında (ilk seksin yaşını öğreneceğim böylelikle, çok fenayım). Ama sormuyorum, kendimi tutuyorum! Bu arada hoşuma gitti, matrak buldum. Her şey kutlanıyorsa, bu niye kutlanmasın ki? Ama sekse başlamanın onuncu yılı neden illa marjinal bir yerde kutlanmak isteniyor, onu anlamadım. Ayrıca günümüzde hiçbir yer marjinal değil artık. Marjinallik 90’larda kaldı. Neyse, lafı uzatmayayım. Önerimi yapıp çekileyim. Tepebaşı’nda XLarge diye bir kulüp var. Daha önce birkaç kez yazmıştım hatta. Eski bir seks sinemasının kulübe dönüşmüş hali. Yüksek tavanlı, geniş sahnesinde şovların yapıldığı, Türkçe poptan ıvır zıvır yabancısına kadar her telden çalan seksi bir kulüp. Orada “kutlamayı” yapabilirsiniz gibi geldi. Bolca da eğlenirsiniz. Ne diyeyim, nice yıldönümlerine!
Yeni şeyler söylemek lazım
Hülya Avşar bu. Nasıl gündem yaratacağını çok iyi biliyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada söyledikleri de o kategoriden. “Sal lafı, oltaya takılsınlar” cinsinden. Ne dediğini okumuşsunuzdur: “Sırf entelektüel olacağım diye ağzımda pipom, kıllı bacaklarıma giydiğim etekle dolaşamam.” Tartışmaya bile gerek yok. Çok çok eski bir entelektüel karikatürü bu. Çoktan devri gelip geçen. Böyle pasaklı, hırpani entel tipi mi kaldı? 80’lerde değiliz, 2010’a girmek üzereyiz. Yanisi: Avşar’ın gündemi eski. Korkusu/paranoyası bayat. Ve sıkıcı. şimdi yeni şeyler söylemek/bulmak lazım.