Şeyma Subaşı’nın kafesine gittim gördüm ve...

Şeyma Subaşı’yı bir önceki yaz yaptığım ve çok konuşulan o röportajla tanıdım.

Haberin Devamı


Röportajdan sonraki süreçte de sık sık onu davetlerde, partilerde gördüm.
Selamlaştık, sosyal hayatta hepimizin yaptığı o kısa, “Naber, nasıl gidiyor”lu konuşmaları yaptık.
Röportajda söylediği bazı cümleler (Mesela: “Bu sosyallikte namaz kılamıyorum”) o dönem çok eleştirilip ti’ye alındı ama benim gözlemim o ki, Şeyma tam tersi yara almadı, daha çok fenomen oldu!
Ayrıca o zamandan bu zamana Şeyma evlendi, Burning Man’lere Dominik’lere Miami’lere gitti geldi, arada aplikasyonunu çıkardı ama tam istediği gibi olmadı.
En sonunda da hayalini kurduğu sağlıklı yaşam kafesini Bebek’te açtı: Healthyish. Elbette Şeyma’nın kafesi nasıl olmuş diyen merak ettim ve gidip gördüm.
Buyurun notlarıma...

YENİ NUSRET OLMA YOLUNDA

◊ Şeyma Subaşı’ya geçmiş olsun! Yeni Nusret olma yolunda.
Kafedeki genç-yaşlı herkes yanına gelip onunla fotoğraf çektirmek istiyor.
Çünkü insanlar kafenin yemeklerini tatmaktan çok Şeyma’nın kendisini görmeye gelmiş.
Valla zor iş.
Durmadan insanlarla fotoğraf çektirmek, gülümsemek, “tv8 için
bir procem vardı Şeymanım” sorularına maruz kalmak filan...

MIAMI’YE AÇMAYI PLANLIYOR

◊ Lakin Şeyma Subaşı bu, yerinde durmayacağı belli. 4 Ekim’den sonra kafeye uğrayacaklar Şeyma’yı orada göremeyecek mesela.
Çünkü Şeyma yaklaşık bir aylığına Miami’ye gidiyormuş.
Çünkü yakın gelecekte Miami’ye bir Healthyish kondurmayı planlıyor.
Ama ben olsam en azından ilk aylarda Bebek’teki şubede sık sık dururdum.

COOL SPORTİFLER BUNALABİLİR

◊ Kafenin menüsü güzel mi? E güzel.
Sağlıklı yaşamayı kafasına takmış, glutensiz şekersiz tatlı arayan, avokadolu yumurta beyazı üstüne chia tohumlu kefir içmek isteyen, açai tozlu smoothie’sini içip ‘veggie burger’ini ısırmak isteyen için ideal bir nokta olmuş.
Özellikle sahil hattında yürüyüp koşan sportifler için.
Ama o cool sportifleri de Şeyma’yla fotoğraf çektirmek isteyen kitle azıcık bunaltabilir, orası da ayrı muamma.

OYUNCAKLI DEKORASYON

◊ Kafenin dekorasyonu da fazlasıyla oyuncaklı fazlasıyla Miami-Los Angeles.
Zaten Şeyma, Miami’deki evinden ve orada gördüğü kafelerden ilham alarak yapmış her şeyi. Her bir köşe Instagramlık. Yani o açıdan hedefi 12’den vuruyor aslında.

Haberin Devamı

Şeyma Subaşı’nın kafesine  gittim gördüm ve...


BU FİYATLAR DİLE DÜŞER

◊ Yemekler pahalı mı? Salataların fiyatı uygun ama özellikle 42 ila 76 lira bandında gezinen ana yemekler küçük bir kafe için biraz pahalı. Kuruçeşme’deki sağlıklı yeme içme durağı Gabfoods gibi buranın fiyatları da çok konuşulacak sanırım.

Haberin Devamı

Yıldız Tilbe gezegeninden bildiriyorum

Yıldız Tilbe’yi bar sahnesi dışında ilk kez büyük bir konserde izledim.
Harbiye Açıkhava sahnesinde.
Şimdi doğruya doğru: Bu yaz onun yazı oldu.
Hem Twitter’da yazdıkları konuşuldu hem de proje albümü çok sattı.
Bonus olarak da pek yer almadığı Harbiye Açıkhava’da peş peşe konser vermeye başladı.
Benim perşembe gecesi gittiğim konseri de doluydu Tilbe’nin.
İnsanlara soğuktu, rüzgardı filan vız gelmişti yani.
Peki Yıldız Tilbe nasıldı sahnede?
Valla kendisinden beklenildiği gibi:
Yıldız Tilbe gezegeninden bildirdi, kafasına göreydi her şey.

SUTYENE KAFAYI TAKTI

Mesela “Delikanlım” şarkısıyla sahneye çıktığı ilk saniyelerde, arkasını dönüp parfüme buladı kendini. Orta sıralara kadar geldi parfüm kokusu.
Sonra da kıyafetinin içindeki destekli sutyene kafayı taktı.
Şarkı söylerken habire onu çekiştirip durdu.
En sonunda da elbisenin içindeki bir parçayı yırttı, çıkardı.
Zaten bir ara şarkı söylemeyi bırakıp kıyafeti ve sutyeniyle olan savaşını samimiyetle itiraf etti, “Bıktım kendimden!” diyerek.
Sonunda seyirciden izin isteyip gidip düzeltti kıyafetini.

HUYSUZ KRALİÇE

Bu arada: Abiye kıyafetin altına giydiği, siyah beyaz çizgilerle bezeli yüksek mantar topuğu bir kilometre öteden tatlı tatlı sırıtan spor ayakkabısıyla da Alice Harikalar Diyarı’ndaki huysuz kraliçe gibiydi Yıldız Tilbe.
Yetmedi...
En romantik şarkının ortasında (Değerini Bilmek Gerekir Aşkın) göbek attı.
Kimi şarkılarda orkestrayı unutup koşturarak şarkıyı söyledi (Kış Güneşi, Yalnız Çiçek).
Tüm çıplaklığıyla, kendisiyle olan deli savaşıyla filan tam bir Yıldız Tilbe şovdu aslında.

Yazarın Tüm Yazıları