Paylaş
serdarortacing (bakınız: serdarortacing.tumblr.com)
Serdar Ortaç’ın buzdolabı önünde çekilmiş bir pozundan yola çıkan bu akımda herkes onun gibi poz vermeye gayret ediyor.
Yani şöyle: Buzdolabının kapağını sonuna kadar açık bırakarak, bacaklarını pergel gibi açtıkça açarak, eliyle yüzünü hafiften kapatarak, yarı dertli yarı çapkın bir “kafamda deli sorular” pozu...
Peki ama dalgacı bir akıma sebep olan buzdolabı pozunu ne zaman ve ne için çektirmişti Serdar Ortaç?
Ortada buna dair bir bilgi yoktu.
Derken yazı işleri koordinatörümüz Nigar Akan Aktay imdadımıza yetişti, “Ben bu fotoğrafı hatırlar gibiyim. Kesin Sinan Abi’nin çektiği ‘ünlüler ve evleri’ serisindendir” diyerek...
Hemen arşivi taradık. Nigar’ın görsel hafızası yanılmamıştı. Serdar Ortaç’ın bu pozu foto muhabirimiz Sinan Özbalkan’a aitti.
2003 yılında çekmişti bu fotoğrafı Sinan Abi.
O dönem Hürriyet’le birlikte pazar günleri verilen magazin dergisi Gala için.
O pozun hikayesini ondan dinleyelim şimdi: “Ünlüleri evlerinde çekip röportaj yapıyorduk. Serdar Ortaç’ı da bu seri kapsamında çektik. Kendisi klasik pozlar vermek yerine farklı bir şeyler yapmak istediğini söyledi. Mutfaktaki çekimler sırasında da aklına böyle bir şey geldi. Buzdolabının kapağını açtı ve önüne oturdu.
Efsanevi poz böylece ortaya çıkmış oldu.”
O pozun devamı
Serdar Ortaç’ın buzdolabı önündeki eylemi, pardon pozlaması, tek bir kareyle sınırlı değil elbet.
O serinin devamı da var.
Sinan Özbalkan arşivini taradı ve pozun devamını buldu.
İşte bir sonraki kare, yoğurt yiyen Serdar Ortaç...
Peki ya ‘doğuşing’
Tam ‘serdarortacing” dalgasıyla dalga dalga dalgalanırken, bir de baktık ki popçu Doğuş Twitter hesabına yüklediği çıplak pozuyla kendi akımını yaratma yolunda insanlık için küçük ama bir saksı kadar büyük bir adım atmış.
Doğuş’un önüne saksı koyarak kendince “styling” yaptığı çıplak pozu bir “doğuşing”e yol açar mı acaba?
“Açmaz, çünkü kimse soyunamaz” demeyin, burada önemli olan önüne saksı koyup poz vermek.
Esas absürtlük, esas saçmalık, esas nirvana burada...
Dikkatimi çekenler
- HER ŞEY YOLUNDA MI?
İki kişi karşılaştı mı kurulacak ilk cümle bellidir: “Naber, nasıl gidiyor?” Ama bugünlerde bu malum kalıp değişiyor gibi.
“Naber? Her şey yolunda mı?” deniliyor artık. “Ee, ne var bunda?” demeyin.
Birisi bana durup dururken “Her şey yolunda mı?” diye sorsa bir tuhaf olur, işkillenirim. “Niye böyle soruyor?” diye.
“Her şey yolunda mı?” kalıbının yerleşmesi galiba son zamanlarda arka arkaya yaşanan acı olaylarla ilgili.
İnsanlar birbirlerinin durumunu artık gerçekten merak ediyor. Teyit etmek istiyorlar karşısındakinin iyi olup olmadığını.
“Nasıl gidiyor” lafı da sanırım yetersiz, samimiyetsiz ve fazla “laf olsun” kalıyor bu teyit için.
- AĞLATAN REKLAM
Zara’nın sesindeki kırılganlık ve içtenlik sayesinde kısa sürede halk arasında duygusal bir orgazma neden olan GSM reklam filmini bir siyasi parti satın alsa yeridir. Bir sonraki seçimlerde kullanmak için... Gayet akıllıca çekilmiş ve kotarılmış bir iş çünkü. Birlik, beraberlik, bütünlük temalarıyla filan...
Paylaş