Sen sen ol, toplu selfie çektirme!

Oscar sonrası ise malumunuz başka bir şeye dönüştü.
Toplu halde selfie çektirme tutkusu başladı.
Hem de öyle böyle bir tutku değil.
Üç-beş kişi bir araya gelmeyegörsün, hemen selfie çekilmeye başlanıyor şak şak.
Gruptan biri fotoğraftaki ifadesini yamuk mu buldu, hadi baştan bir daha selfie.
Ciddi mesai yani bu toplu selfie denen şey.
Bana sorarsanız (ki sormasanız da söyleyeceğim) toplu selfie’ler hem eğlenceli değil hem de solo selfie’nin o tatlı hüznü asla yok.
Keza Instagram takipçisinin de solo selfie’leri daha çok sevdiğini düşünüyorum.
Sonuçta Instagram sadece bir fotoğraf paylaşma deryası değil, aynı zamanda bir flört cenneti.
Beğenip de takibe aldığınız kişinin habire toplu selfie çektirdiğini düşünsenize!
İster istemez, “Bunun başı çok kalabalık” deyip başka hesaplara yönelirsiniz.
Ama durmadan solo selfie paylaşıp duruyorsa?
Kah yataktan kalkınca kah arabasını sürerken kah ofiste çalışırken...
O zaman dersiniz ki, “O yalnız ben yalnız, o zaman takibe devam!”
Değil mi ama?
NOT: Instragram demişken, hurriyet.com.tr’de Insta-Hayatınız adlı yeni bir projeye başladım.
Ünlülerin Instagram fotoğraflarından yola çıkarak hayatlarına dair yorum yapıyorum. İlk ünlü Eda Taşpınar’dı. Bu hafta yeni ünlülerle devam edecek bu seri, haberiniz ola...

******************************

YouTube fenomeninin konserinde kimler vardı

Cuma gecesi Zorlu PSM’nin ana sahnesinde bir piyanist bir de çellist vardı.
Tamam, klasik müzik sularında yüzmediler.
Popüler şarkıları kendi yorumlarıyla çaldılar.
Ama yine de böyle bir konseri hangi yaş grubunun izlemesini beklersiniz?
30’luklar, 40’lıklar filan değil mi?
Yanıldınız, o gece konser salonunda o kadar çok 20 yaş altı genç insan vardı ki.
Rihanna ya da Justin Bieber konserindeki kadar kalabalıktılar.
Neden? Çünkü sahnede bir piyanist ve çellist, arka planda ise bir video grafiker ve şarkı yazarından ibaret bu dörtlü, yani The Piano Guys bir YouTube fenomeni!
Grubun videoları YouTube’da şu ana kadar 90 milyondan fazla görüntülenmiş.
Zaten bir günümüz klasiği olarak orada keşfedilmiş The Piano Guys.
Daha sonra albüm yapmışlar, vesaire...
Haliyle genç insanların salonda olması kaçınılmazdı.
Bu arada The Piano Guys’ın da hakkını teslim edelim: Sadece konser vermediler, resmen şov yaptılar.
Bir ara sahnede öyle güzel bir atışma oldu ki, kendimi sıkı bir talk şova konuk olmuş stüdyo seyircisi gibi hissettim.
Özellikle çellocu Steven Sharp Nelson’ın bazı eserleri çalarken nasıl sıkıldığını anlattığı bölüm şahaneydi.

**************************

Kokteylde rakı ikramı

Cumartesi günü öğleden sonra saat 15.00 suları, Adana Sheraton Oteli...
Mehmet Turgut’un Adanalı ünlüleri çektiği Yüzümüz Adana, Özümüz Adana fotoğraf sergisinin açılış kokteyli var.
Peki kokteylde meyve suyu haricinde ne ikram ediliyor?
Rakı! Öyle şarap filan değil yani.
Ey İstanbul’da kokteyl düzenleyenler, bakınız yeni trend bu.
Siz hala klasik kokteyller organize edip durun.
Sadece meyhane masalarına hapsolmuş rakı gayet kokteyl ikram içkisi de olabiliyormuş işte...