Paylaş
İlber Hoca ne demişti peki? Yeni Şafak muhabiriyle yaptığı röportaj sırasında, “B.k kurarsınız yeni Türkiye’yi” demişti.
CMYLMZ da işte bu cümleyi onayladığını gösterdi Twitter hesabından:
“Yeni ne canım. Türkiye demek nasıl olur da yetmez. Memleketini seven adam yeni eski diye yaygara yapar mıymış?”
Cem doğru söylemiş. Eski-yeni diye bir şey yok.
Tek bir gerçek var. O da, istediği kadar muhafazakar şemsiyeler altına girsin, gayet erotik bir Türkiye’nin olduğu...
Üstelik her zaman böyleydi.
En irmik helvası en tribünlere oynayan güncel örnek de Esra Erol’un o çok meşhur, aslında basbayağı erotik evlilik programından.
Yeri gelmişken itiraf edeyim: İnsan terapi niyetine daha sık izlemek istiyor evlenmek için çırpınıp duran o tatlı stüdyo uzaylılarını.
Niye uzaylı? Çünkü stüdyoya girince, o ışıkların altında parıl parıl parlayınca insan başkalaşır, bir değişik hallenmeler gelir üzerine.
Esra Erol’un stüdyo uzaylıları da her seferinde başka bir alem. Çok acayip tecrübeler yaşatmaya yeminli gibiler. Mesela geçenlerde birbirlerine çok yakıştırılan Ahmet Bey ve Ayça Hanım arasında şöyle bir diyaloglanma geçti.
Ayça Hanım kalbinin kırık olduğunu, şımartılmak istediğini söyledi. Stüdyo uzaylısı Ahmet Bey de hemen bu pası gole çevirdi:
“Az şımartırım. Çok şımartırsam azarsın, baş edemem.”
O esnada stüdyodaki kadınlar kıkır kıkır gülüştüler.
Ayça Hanım hâlâ şımartılmanın dozunda kalmıştı.
Ahmet Bey ise gayet netti. Bıyık altından tıs tıs gülüyordu.
Esra Erol gülmedi tabii. Başöğretmen soğukkanlılığında olayı geçiştirdi. Duymazlıktan geldi.
Ama işte erotik Türkiye böyle durup durup patlıyor, ben buradayım diyor.
Yegane gerçek olarak.
İşte bu!
Böyle insanları seviyorum. Daha çok olmalarını istiyorum. Zaten sık sık da yazıyorum. Onlara yer verenleri de alkışlıyorum.
En son bizim Seyahat ekinde Serkan Ocak yazmış böyle bir çifti. Devlet memuru iki doktor, Çağla Cenker ve Cenk Ercan, yıllardır hayalini kurdukları dünya turuna iş hayatlarına bir yıllık ara vererek başlamış.
Şimdiden Uzakdoğu’da sekiz ülkeyi geride bırakmışlar. Üstelik bunun için de bir servet harcamıyorlarmış.
Masrafları günde 100 lirayı geçmiyormuş.
İşte bu!
Gezmek, yeni bir yerler görmek bizim insanımız için hep lüks bir şeydir. Ya da ilerleyen yaşlarda yapılması gereken bir şey olarak görülür. Hele hele bu çiftin yaptığı gibi hayattan bir yıl izin alıp dünya turuna çıkanlara deli gözüyle bakılır, serseri denilir...
Dahası, çok gezen insan pek sevilmez, “Ne çok gezdin!” diye şakayla karışık takılınır.
“Daha çok gez!” diye destek verilmez.
O yüzden işte Çağla ve Cenk’in yaptıkları nefis bir şey. Olması gereken bir şey.
Gezip görmenin normalleşmesi adına enfes bir şey. Ayrıca hayatın sadece “okul, kariyer, evlilik, çoluk çocuk” sıralamasından ibaret olmadığını göstermesi bakımından çarpıcı bir şey...
Şehir Atlası
* MENÜYÜ YENİLEDİ... Taksim’in, aynı zamanda Design Hotels üyesi olan en şık butik oteli Gezi Boshporus’un altındaki restoranı Fiamma menüsünü yeniledi.
Yeni menüde Çanakkale’den gelen midyeler ve mürekkep soslu risotto en çok dikkat çekenler arasında.
Şef Vittorio Sindoni yaza özel değiştirdiği bu menüyle şehrin diğer İtalyan restoranları arasında bir tık önde, haberiniz olsun.
* GİLE TAŞINIYOR... Akaretler’deki Gile yakın zamanda Maçka’ya taşınıyor. Yeni yerlerinde daha çok insana ulaşmayı hedefliyorlarmış. Bu arada Gile’cilerin Maçka Valideçeşme’deki mahalle pub’ı Akali sessiz sedasız yoluna devam ediyor.
Geçenlerde kahvaltı için uğradığım mekanda otlu/peynirli çırpılmış yumurta nefisti, söylemeden geçmeyeyim dedim.
* TABLA ALAÇATI’DA Nu Pera’nın içindeki mütevazı restoran Tabla, bu yaz Alaçatı Hacı Memiş’te olacak. Mekanın hazırlıkları sürüyormuş. Bilmeyen/denemeyenler için Tabla, sokak lezzetlerinin yenilikçi yorumlarıyla ön plana çıkan bir restoran.
Paylaş