Şehir çok güzel gelsene!

Bayramın bitmesinden hemen sonra İstanbul bir etkinlikler diyarına dönüşüyor ve yine o eski güzelim kaos günlerine, hareketine bereketine kavuşuyor.
Peki bayramdan sonra neler mi var? Say say bitmez...
Bir kere “Art, Stories, İstanbul” başlığıyla güncel sanat fuarı Contemporary İstanbul 14 Eylül’de arz-ı endam ediyor.
Onu takip eden günlerde, tam 16 Eylül’de ise 15. İstanbul Bienali.
“İyi Bir Komşu” temalı Bienal’in mekanları bir çırpıda şöyle:
İstanbul Modern, Pera Müzesi, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, ARK Kültür, Küçük Mustafa Paşa Hamamı.
Bu arada Bienal’in tüm katılımcılarından şu sorunun yanıtı bekleniyor:
İyi bir komşu nasıl olur?
Bienal’in sitesinde şöyle tatlı örnekler vermişler:
İyi bir komşu, biriktirdiği tuhaf şeyleri penceresinin önüne dizen birisi midir?
İyi bir komşu, siz hastayken size yemek yapar mı?
İyi bir komşu, benzer bir mağaza zincirinden alınmış sizinkinin neredeyse aynısı bir koltuğa oturarak sizinle aynı kanalı mı izler? 
İyi bir komşu, bitişikteki kapalı perdelere düşen bir gölgeden mi ibarettir?
İyi bir komşu ince zevkleri olan birisi midir?
O zaman ben kendi adıma seçimimi yapıyorum: Sonuncusu!

HEPİMİZ IŞIĞIZ!
Contemporary ve Bienal’le beraber paralel etkinliklerde de bir ‘azma’ durumu olacak tabii, kaçınılmaz!
Misal, Murat Pilevneli’nin uzun zamandır beklenen Dolapdere’deki galerisi 12 Eylül’de Johan Creten’in bir sergisiyle açılışını yapacak.
Pilevneli Galeri’nin asıl sürprizi ise binanın çatısına kondurulacak, gökkuşağı renklerinden oluşan bir neon çalışma: “Everyone Gets Lighter / Hepimiz Işığız”.
Bu neonun tam Instagram’lık olduğunu söylemeye gerek yok herhalde...
Contemporary kapsamında merakla beklenen bir başka geleneksel sanat daveti ise Han Tümertekin imzası taşıyan
B3 adlı evinde, bu
evle aynı adı taşıyan koleksiyonuna giren yeni işleri tanıtacak olan Selman Bilal’in ultra sofistike daveti.

ZORLU’YA GERİ DÖNÜŞ
Ve Moda Haftası...
Resmi adıyla Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’un ilkbahar/yaz 2018 sezonu 12-15 Eylül tarihleri arasında Zorlu PSM’de gerçekleşecek.
Geçtiğimiz bahar İstiklal Caddesi üzerindeki Grand Pera’da yapılmıştı Moda Haftası.
Ama orada olmamış, oldurulamamıştı!
Çünkü Grand Pera Moda Haftası yapmaya uygun bir yer değildi.
Sonunda aynı hata bir kez daha tekrarlanmadı, Zorlu’ya geri dönüş yaptı Moda Haftası.
Haliyle bu kez daha çok ilgi görecek, sadece defileler değil partiler de dolup taşacaktır.

Milat öncesinden bir bayram mesajı!

Bu bayram mesajlarının modası şuydu:
Milattan önce 900 yılında, yani 2917 yıl evvel filan Anadolu’da bir tapınağa yazıldığı iddia edilen bir metin!
Bir köşe yazarının da paylaşmasıyla coş coş dolaşıma giren bu metni o kadar çok kişiden “bayram mesajı” diyerek aldım ki, bir süre sonra haliyle sıkıldım.
Ne diyor o metinde?
Aslında herhangi bir Doğu felsefesi kitabını açtığınızda karşınıza çıkan şeyler:
“Bağışla ve unut.
Kimseye teslim olma.
İçten ol. Başkalarına kulak ver.
Gürültünün içinde sükunetle dolaş...”
Böyle vıdı vıdı akıp gidiyor.
Metnin kendisi klişe olsa da, cümleler elbette iyi hoş.
Ama yollayanların bu metnin 2917 yıl öncesine ait olduğuna gerçekten inanıyor oluşu bana ilginç geldi.

“Adanalı” itirafı ve sonrası

Başrolünü Oktay Kaynarca ile paylaştığı Adanalı adlı dizide oynadığı için pişmanlık duyduğunu açıkladı Mehmet Akif Alakurt.
Instagram hesabında, bir anda, kendiliğinden...
Bu açıklamanın ardından kendisine gelen tepkileri de paylaştı.
Dizinin hayranlarından bazıları, “Kazandığın parayı geri iade et” bile yazmış, pes!
Alakurt diziden dolayı neden şimdi pişmanlık duyduğunu açıklamamış.
Onu kendine bırakmış.
Zaten oyunculuğu da bırakmış durumda.
Hakkında tek bilinen Brezilya’da yaşadığı.
Ama bu küskün açıklamadan sezdiğim şu:
Bir şekilde o dönem mutsuz olmuş Alakurt.
Sektöre ya da birilerine küsmüş. Yapamayacağını ya da içine sinmeyeceğini anlamış ve gitmiş. Yahut “başka bir hayat” da istemiş olabilir, kim bilir?
Ama bu mesaj gösteriyor ki, aslında içinde geri dönme arzusu da var.
Yoksa neden geçmişteki bir işini herkese
hatırlatsın ki?