Paylaş
Ama dahası var: Cann’ın basın danışmanı, menajeri yok! Klibindeki gibi hayli çıplak bu piyasada. Ve bu klibi ve single’ı yapabilmek için yapmadığı iş kalmamış: İnşaat şantiyesinde çalışmaktan tutun da otobüs muavinliğine kadar. O gerçek bir emekçi pop şarkıcısı yani. Şimdi buyrun hikayesine...
* İsmin neden iki “n”li?
- Hayatta bazı şeylerin yalnızca sizi anlatmasını, tanımlamasını istersiniz. Ben de görüldüğü zaman akla ilk olarak benim gelmemi sağlayacak bir simgem, ismim olsun istedim. İsmime bir ‘n’ daha eklemem bu yüzden.
* Nereden geldin nerelere gidiyorsun?
- Hayatım boyunca yapmak istediğim tek şey müzikti. Sanki daha önceki yaşamımda da bu işi yapıyor, müzikle ilgileniyordum. Ama bu yaşamımda bir aksilik oldu. Müzikten uzak bir yerde doğdum. Lise bitene kadar hayatınıza pek yön veremiyorsunuz. O yüzden liseden sonra kendimi bu konuda eğitebilmek için çeşitli işlerde çalışmaya başladım ve kazandıklarımla müzikal olarak kendimi eğittim. Üniversitede müzik okumamın risk olacağı söylentilerine inanıp şansımı Güzel Sanatlar’da denedim ve kazandım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar’da okurken bir yerlerde yanlış yaptığımı, vakit kaybettiğimi düşündüm. Müzik yapmak isterken kendimi resim yapan bir eğitim kurumunda bulmuştum. Konservatuvar sınavına girdim ve aynı anda iki üniversite eğitimini sürdürdüm. Bu sırada kendi ruhumu keşfetmeye başlamıştım, sürekli şarkı yazıyordum. Ama farklı soundlarda şarkı yazdığım için o dönem görüştüğüm plak şirketleri ile anlaşamadım. Bana bu tarz müziğin dinlenmeyecegini söylediler.
* Peki bu seni yıldırdı mı?
- Hayır, hata yaptığımı düşünmedim. İnatla müziğimi yapmaya devam ettim. Sonuçta bu melodilerin doğmadan önce içime konulduğunu düşünüyordum ve eğer bu benim ruhuma verildiyse tek yapmam gereken insanlara ulasmaktı.
* Sonra ne oldu?
- Şu an hem prodüktörüm hem aranjörüm olan Sertaç Ekiz’le tanıştım ve müzikal olarak beni anladığı için kendisi ile bu yolculuğa çıkmaya karar verdik ve ilk single ile dinleyenlerin karşısına çıktık.
* Klibi çekebilmek için bir inşaat şantiyesinde çalışmışsın...
- Evet, single’ın son aşamasında bir şantiyenin sorumlusu olarak çalışıyordum. Yeri geldiğinde taş da taşıdım, montaj da yaptım. Sadece şantiye değil, çok fazla ve değişik işlerde çalıştım. İnternet satış firmalarında, turizm şirketlerinde... Şehirlerarası otobüste muavinlik de yaptım. Sonuçta hepsi müzik yapmam için gereken parayı karşılamak içindi.
* Şu an hedefin ne?
- Hayatın içinde sadece huzurlu olmak, mutlu olduğum yerde olmak istiyorum. Benim için belirlenen kurallara uyamam, bu benim yaradılışımda yok. Müzikal olarak hedef soruyorsanız, buna şu anda yanıt pek veremeyebilirim. Çünkü müzikte kendinize sınır koyamazsınız. O sizi alır ve istediği yere götürür. Ama inatla kendime ait sound ve şarkılarla insanlara ulasmak istiyorum.
* İlk klipte fiziğin çok ön planda. Bunu özellikle mi planladın?
Aslında klip denildiği zaman ilk aklıma gelen o klipte omzumun kırık oluşu ve kırık bir omuzla çekime hazırlanmam! Sporla uğraşmayı seviyorum, fiziğime özen göstermeyi de. Bu yüzden klipte bunu paylaşmak istedim ama bu kadar dikkat çekeceğini aslında düşünmedim.
* Basın danışmanın, menajerin yok. Kendini biraz çıplak ve yalnız hissediyor musun piyasada?
- Sanırım kaderimde var her konuda çıplaklık! İnsanların sizi dinlemesi kaderinizde varsa bu kaderinize yazılmışsa, her şekilde ulaşabilirsiniz gibi geliyor. Bu sektörün bir matematiği yok. Varsa da ben kurallarını pek sevdiğimi söyleyemem.
* Nasıl bir ruh haline sahipsin?
- Nasıl bir ruh halinde olduğumu ben bile çözemiyorum. Her saat her dakika değişen, kontrol edemediğim ve bazen beni kendi içimde savaşlara sürükleyen, sürekli kendisi ile dalaşan bir ruh halim var. Genelde sessizliği, karanlığı, geceyi seven bir haldeyim.
* Murat Boz’a benzetilmek avantaj mı dezavantaj mı?
- Kendisi milyonlarca insanın tanıdığı bir isim. Ama bu benzetilme tabii ki bir dezavantaj. Yine de müzikal olarak farklı olduğumuz zaman içinde anlaşılacaktır.
Paylaş