‘Peki ama ter kokusu olmuyor mu?’

“İyi de bir süre sonra içeride ter kokusu olmuyor mu?”
O zaman önce bu merakı gidereyim.
Şimdiye kadar üç kez bu deneyimi yaşadım ve hayır, sürekli 40 derecede olan salonda hiç ter kokusu almadım.
Üstelik her seans 90 dakika sürüyor ve sular seller gibi terliyorsun.
Akıp giden terleri zaten bir süre sonra unutuyorsun.
Tuhaf bir his. Vücudun ağlıyor resmen.
Peki başka neler oluyor? Hemen sıralayayım:
-90 dakikada tam 26 yoga hareketi/pozu yapılıyor.
-Her hareketin vücudun başka bir bölgesine yararı var.
-Bazı hareketler dışarıdan bakınca kolay gibi görünüyor, ama ı-ıh, öyle püf noktaları var ki... Onlara uyarak yapman şart.
-Uyacak kadar esnekliğin yoksa bile dert değil. Bu işler yavaş yavaş. Önemli olan çabalamak...
-Peki niye 40 derece? Çok nedeni var: Terlemeyle beraber vücuttaki toksinleri atıyorsun, kasları derin esne-melerden koru-yorsun. Ayrıca kanı incelterek dolaşım sisteminin temizlenmesine yardımcı oluyorsun...
-En önemlisi de şu mantık: Vücudu değiştirmek için ısıtmak ve yumuşatmak gerekiyor.
-Bildiniz; bu 40 derece yogası, yani bilinen adıyla Bikram Yoga yurtdışında, özellikle Amerika’da çok popüler.
Bu yüzden benim girdiğim her seansta yabancı sayısı hayli fazlaydı.
-“İçeride fenalaşır mıyım?”
Bu da çok sorulan bir soru. Sıcaktan hoşlanmıyorsan denememek lazım tabii.
Ama sıcakla aran iyiyse, sağlık sorunun da yoksa abartılacak bir durum yok.
-İtiraf edeyim: 90 dakika boyunca o sıcaklıkta hareket yapmak bana da ilk başta fazla gelmişti. Ama sonra alışıyorsun, hatta bağımlısı oluyorsun.
-Salondan çıktığında ise önce uykun gelir gibi oluyor, ama sonra çok zinde hissediyorsun.
-Eh, tabii ki eşofmanla 40 derecede yoga yapacak halin yok. Herkes mayo ya da benzeri şeyler giyiniyor.
-“Ama oram buram görünürse, yağlarım pörtlerse ne olacak?” Merak etme, inan kimse kimseyle ilgilenmiyor.
Hareketlere öyle bir konsantre oluyorsun ki, bu tarz tipik Türk işi endişeler aklına bile gelmiyor.
-Ben nerede yaptım bu 40 derece yogasını? Etiler’de bir salonda.

20’lik erkekler 30 yaş üstü kadınların peşinde

Şu sıralar en gözde kombinasyon bu!
Çünkü: 30 yaş üstü kadınların bu genç erkeklerden bir beklentisi yok!
Öncelikle bu kadınlar yaşlarını umursamıyor.
Anneleri gibi değiller, “yaşsız” takılıyorlar.
Bunu abartanlar da var tabii. 18’lik genç kız gibi dolananları da görüyoruz zaman zaman.
30 yaş üstü kadınların belki de tek beklentisi şu:
Kaliteli takılmak. Yani iyi vakit geçirmek. “Büyük aşk” beklentileri,
evlilik takıntıları filan yok.
İşte bu yüzden 20’lik erkekler onlarla beraber olmaktan hoşnut!
Kendi yaşıtları bir noktadan sonra “evlilik nakaratı”na başlıyor ve ilişkiyi çıkmaza sürüklüyor.
Oysa 20’lik erkeklerin hiçbiri o kadar erken evlenmek istemiyor.
30’luk kadınlar ise çoktan bir kere evlenip boşanmış oluyor, akıllarından evliliğin e’si geçmiyor. Oralı bile olmuyorlar.
Bu nedenle 20’lik erkekle 30 yaş üstü kadın beraberliği şu sıra en gözde kombinasyon.