Paylaş
Bennu Gerede’nin kitabı “Ben, Ben Nü” elime ilk geçtiğinde itiraf ediyorum, önyargılı yaklaştım.
“Ne yazmış olabilir ki?” dedim, şöyle hızlıca içeriğine bakar geçerim.
Tamam, ne yazdığını merak ediyordum ama beni saracağını düşünmüyordum.
Hele kitabıyla ilgi yapılan ve geçmiş ilişkisinde yaşadığı şiddeti ön plana çıkartan haberler/röportajlar, ne yalan söylemeli, ilgimi daha da azaltıyordu.
Kısa keseyim.
Kitabı aldım ve her sayfasını okurken bin kez “Oha!” dedim, “Ne kadar açık ne kadar dürüst yazmış!”
O sonu gelmeyen “Oha”ların sebebi şu aslında:
Kendini bu kadar şeffaf, ölçüp biçmeden, tak diye her şeyi açıkça ortaya koyabilen/anlatabilen cesur birinin varlığını unuttuğumuzdan...
Kitabın önsözünde ilk eşi Koray Erkaya bile itiraf etmiş zaten, “Bu kadar açık yazmak zorunda mıydın?” diye.
EN APTAL EN EZİK ANLARI BİLE...
Açıklıktan kastım kitabın “Grinin Elli Tonu”nu sollayacak, şehveti tavan seks bölümleri değil sadece.
Bennu’nun yaşadığı tüm duyguları bu kadar çekinmeden anlatabilmesi. Kendini en aptal, en ezik, en çaresiz hissettiği anları bile...
Normalde bir başkası olsa, “Ya bu kadarını da yazmasam mı?
Ne düşünürler benim hakkımda?” der.
Bennu hiç o toplara girmemiş, “Neyse o” demiş ve yazmış.
SEVİŞMEYİ SEVDİĞİNİ SAKLAMIYOR
Bennu’nun kitabında en sevdiğim bölümlerden biri sevişmeyi sevdiğini saklamaması ve bu konunun üzerine gitmesi.
“Sadece sevişmeyi tabu gibi görmeyen biri olmak neden yetmez erkeklere? Bu bir önyargı mı? Sanmam. Biraz fazla istekliysek hemen yaftayı yapıştırıverirler.
Kaltak, fahişe derler sevişen kadına. Bu, kadınların içlerindeki arzuyu dışa vurduklarında hak ettikleri birer sıfat olamaz... Sevişmek pek çok insan için olduğu gibi benim için de bir yaşama sevinci. Bu duygumu yaşarken neden küfür yiyorum?” (Sayfa 25)
“NEDEN YELKENLERİ SUYA İNDİRİYORUM?”
Aslında sadece erkekler değil, eminim birçok kadın da o bölümleri okuyunca Bennu’ya o bildik yaftaları yapıştıracak içinden, ayıplayacak.
Ama Bennu seks konusunda da samimi bir şekilde kendini sorgulamış kitapta, şöyle diyor:
“Ben neden söz konusu cinsellik olduğunda yelkenleri suya indiriyorum?” (Sayfa 175)
ŞİDDETE YATKINLIKLARI TESADÜF MÜ?
Sadece bunu sorgulamakla kalmıyor Bennu.
Neden gidip sürekli arızalı erkekleri bulduğunu da didikliyor.
Ve tabii ilişkilerinde yaşadığı şiddetin neden başına geldiğini de:
“Aslında sorun bendeydi, seçimlerimdeydi.
Beğendiğim erkeklerin şiddete yatkın olmaları bir tesadüf olamazdı.
Benim bu tipleri cımbızla seçiyor olmam da...”
NARKOTİK POLİSİYLE TUTKULU AŞK
Kitabın en ilgi çekici bölümlerinden biri de Bennu’nun kendisinden on yaş küçük, Adanalı narkotik polisiyle yaşadığı ilişki.
Tamamen ayrı dünyalardan olan iki insanın yaşadığı bu tutkulu ilişkiyi öyle bir anlatmış ki kitapta Bennu, özellikle finali tam dizilik.
Fazla açık etmeyeyim, okumanız lazım.
Peki o erkekler ne diyecek
Kitaba “otobiyografik izler taşıyan roman” diyor Bennu ama biliyoruz ki kitaptaki olaylar gerçek.
İsimleri değiştirilmiş tüm karakterler de.
Özellikle kitapta anlatılan erkeklerin Bennu’nun satırlarına neler söyleyeceğini merak ediyorum.
Eminim birkaçı hariç (Mesela Harun ve Deniz) diğerleri hayli utanacak, yüzü kızaracak.
Hatta Bennu’ya kızan da olacaktır.
Özellikle de bir dönem evlilik yaşadığı, Cemal diye bahsettiği karakter.
Cemal’den şöyle bahsediyor Bennu:
“Varlıklı bir ailenin yakışıklı oğluydu Cemal. Kendine ait bir işi de yoktu. Bolca sevgilisi, hobisi, zevki vardı ama bir gayesi ve gayreti olduğu söylenemezdi...
Evlenme kararımızı babası Kadri Bey’e açtığımızda ‘Bu işe yaramazla ne yapacaksın?’ gibi çok motive edici bir soru sordu...
Bir gün başucunda erektil işlev bozukluğu için kullanılan bir ilaç buldum.”
ÖZDE İYİLERDİ, AMA...
Ama ilginç bir şeyi de söylemeli.
Kendisine şiddet uygulayan hiçbir erkekten de nefret dolu bahsetmemiş Bennu.
Hatta o adamların iyi yanlarını da yazmış.
“Aslında özde iyilerdi, ama maalesef karanlık yanları da vardı” demeye getirmiş.
Paylaş