Nasıl geçiyor yaz?

Umduğunuz gibi mi? Yoksa zaten umduğunuz bir şey yok muydu? Öylece geçip gidiyor mu?
Ya da belki kış insanısınız.
Yaz mevsimine atfedilen bu özel önemden fena halde rahatsızsınız.
Yaz aşkından, yaz şarkısından, yaz mekanından, yaz kitabından, yani yaza özel demlendirilip önünüze sunulan şeylerden fena halde içiniz bayılmış durumda.
Ama heyhat, kimse kış ortası “Nasıl geçiyor kış?” diye sormuyor birbirine.
“Nasıl geçiyor yaz?” sorusu hale popüler, hâlâ hoş bir hafiflik barındırıyor.
O zaman bu soruyu popüler kültür ‘şey’leri cephesinden yanıtlamaya çalışalım.
* YAZ ŞARKISI: Bu konu geçen yazdan beri sancılı. Kimsenin ortak bir yaz şarkısı olmuyor, olamıyor. Bu yaz da durum öyle. Kimisi Demet Akalın’ın “İlahi Adalet”ini benimsemiş, onunla kopuyor. Kimisi Hande Yener’in “Alt Dudak”ıyla. Gülşen&Murat Boz düeti “İltimas» da bu iki şarkıyı takip ediyor. Ama işte ortak, “Budur” denilen, sürükleyen bir yerli şarkı yok. Olmalı mı? Eh, bu da ayrı bir tartışma konusu tabii.
* YAZ KİTABI: Emrah Serbes’in “Deliduman”ı hem çok satıyor hem çok konuşuluyor. John Green’in “Aynı Yıldızın Altında” kitabı da öyle. Kişisel gelişim/spritüel semalarda gezinen kitapların en başında ise bu yaz bir yerli “Osho” var, Metin Hara. Tüm bu yaz kitaplarına bir de mütevazı “Masturi Kabare”yi eklemek isterim. Daha önce bahsetmiştim. Akıcı, delici bir kitap.
* YAZ OLAYI: Tamam, Cumhurbaşkanlığı seçimi açık ara en çok konuşulan mesele. Kime oy verileceği kadar, “Seçime gidiyor musun? Yoksa tatile devam mı?” meselesi de dillerde...
Ama bu yazın esas olayı zengin ergenler.
Kah plaj localarındaki görgüsüzlükleriyle kah çektikleri videolarla gündemdeler. Bakınız, Porsche’li kızın “Babamı Amerika’ya yolladım, fakirler ölsün” videosuyla başlayan dalga, en son bir grup loca ergeninin “Paranız mı yok, tatile mi gidemiyorsunuz, bize ne” diye çığırdığı tuhaf videoyla doruğa çıktı.
* YAZ ÇİFTİ-1: Kenan Doğulu ve Beren Saat çifti. Çünkü deniz kenarında evlendiler, çünkü gelinlik de beğenildi damatlık da, çünkü pek hoş pek tablo gibi romantiktiler. Dahası okyanus ötesi kumsalında (Malibu) düğünü yaptılar. Popüler ve zengin Türkler’in Yunan adası ya da Roma’da evlenme fantezisini yerle bir edip yeni bir rota gösterdiler.
* YAZ ÇİFTİ-2: Kıvanç Tatlıtuğ ve Başak Dizer. Beren ve Kenan kadar poz poz değiller. Önce Bodrum’da, deniz ortasında öpüştüler, saklanıp çekinmediler. Sonra da eski bir minibüsü kiralayıp Amerika’da dolaşmaya çıktılar.
Çiftin bu turdaki bohem hali, “Şimdi yapmazsak ne zaman yapacağız?” tavrı, kafasına göre halleri pek hoş ve rastlanmadık bir şeydi nitekim.
* YAZ TÖRENİ: Konuşuldu, eleştirildi, sunucusuyla sahne şovlarıyla epey gündemde kaldı. Altın Kelebek ödül töreni organizasyonu pek az olan yaz mevsiminin gözdesiydi. Keza Vakko’nun 75. Yılı için Çırağan’da yaptığı özel kutlama gecesi de öyle…
* YAZ KONSERİ: Justin Timberlake geldi ama öyle “unutulmaz” bir konser olarak hafızalara kazınmadı. Caz konserleri içinde en çok ilgiye mazhar olan Hugh Laurie, nam-ı diğer Dr. House’du. Şimdi gözler Pharrell ve Lady Gaga konserlerinde... Yerli konserlerde ise öne çıkan/konuşulan/”Vay be!” dedirten bir şey olmadı.
O cephede de gözler yine yeniden Tarkan konserinde.
Ama geçen yılın tekrarı olacak gibi bir hissiyatım var.
* YAZ MEDYASI: Açık ara Instagram. Kullanıcıların “en güzel zımbırtılar burada, sayfama gelin” reklamları ya da “elalem kan ağlıyor, sen plaj fotoğrafı paylaşıyorsun birader” şeklindeki klişe yorumları iç baysa da, Instagram’a bakmadan gün, hatta saat, hatta saniye geçmiyor...
* YAZ ROTASI: Yunanistan! Ondan önceki yazlarda ufak ufak başlayan Türkler’in Yunanistan’ı turizm işgali bu yaz doruklarda. Çeşme’ye, Bodrum’a giden bile, “Hadi bi Yunan Adası’na gidelim, bir şeyler yiyip geri döneriz” diyor.
Adalar içindeki en popüleri olan Mykonos ise bu yaz malum Türkçe şarkılarla daha çok inledi, Türk mekanların partileriyle yeterince coştu. Yanisi: Bu yaz Yunan Adası’na gitmeyeni dövüyorlar. O derece...