Moda Haftası’nı kendimize mi yaptık

İstanbul Moda Haftası sona erdi, şimdi sırada geriye kalanlar notları var.

Haberin Devamı

19 DEFİLEDE DİDEM SOYDAN VARDI!
- Didem Soydan 19 defileyle en çok defileye çıkan manken oldu!
Her defilede Didem’in en az iki kıyafet giydiği düşünülürse, dört günde ortalama 40-45 kıyafet giyip çıkardı kendisi.
“Hiç yorulmadın mı? Bu normal bir sayı mı?” diye sordum Didem’e. Yanıtı şöyle oldu: “İnan, çok normal. Hatta yurtdışındaki mankenlerde bu sayı daha da artabiliyor. Elbette yoruldum, ama işimi çok seviyorum. Birkaç defile daha olsa yine çıkarım podyuma.”
ZEYNEP TOSUN BAŞKAYDI
- Zeynep Tosun’un defilesi Moda Haftası’nın açık ara en çok beğenilen defilesi oldu. Öyle kumaştan, dikişten süper çakan biri filan değilim. Ama podyum ışıkları altında bir kıyafet de kaliteli olup olmadığını hemen belli ediyor. Zeynep Tosun’un yaptıkları da öyleydi, kendini belli ediyordu kalitesiyle.
DUMANLI GALLIANO EFEKTİ
- Hakan Akkaya defilesinde sigara içen yarı çıplak erkek model fikir olarak hoştu, hatta kadın davetlilerin kalp atışlarını hızlandırdı bu eylem. Ama bu sigara olayı bana birini daha anımsattı:
İki yıl kadar önce Paris Moda Haftası’ndaki Dior defilesinde podyumda sigara içip seyircileri dumanlı bir şekilde selamlayan John Galliano’yu...
AYAK PARMAKLARI!
- Art arda o kadar çok defile izleyince tuhaf detaylara takılıp kalmamak elde değildi. Mesela kadın mankenlerin ayak parmaklarının nasıl da deforme olduğuna... Yeni ayakkabı giyip çıkarmaktan büzüşen, hırpalanan ayakları görmek, elbette insanı güzelim moda dünyasından anında uzaklaştırıyordu.
KENDİMİZE Mİ YAPTIK?
- Geriye dönüp şöyle bir bakıldığında moda haftasını daha çok kendimize yapmış gibi olduk!
Tamam, yurtdışından, özellikle Ortadoğu’dan gelen alıcılar yine vardı.
Ama önceki senelere göre yabancı medyadan katılım bir hayli düşüktü.
Bu yüzden defilelerin çoğu, sanki bizim süslü cemiyet sayfası kadınlarımıza, havalı artistlerimize özel yapılmış gibiydi.

Haberin Devamı

Gemi önündeki semazenli defile

Hollanda’yla Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı vesilesiyle Karaköy’e bir yelkenli demirledi: Clipper Stad Amsterdam.
Yelkenlinin gelişi şerefine pazartesi gecesi Türk ve Hollandalı modacılar defile yaptı Karaköy Limanı’nda.
Amsterdam Belediye Başkanı’nın da olduğu gecenin en ilginç defilesi ise Hollandalı modacı Hyun Yeu’dan geldi. Önce üç tane semazen çıktı. Sonra da erkek mankenler semazenler etrafında çember şeklinde yürüyerek koleksiyonu tanıttı.
Tüm bunlar olup biterken şunları düşündüm:
- Semazenlerin bu gibi etkinliklerde kullanılması hep tartışılır.
Hatta 2007 yılında bir güzellik yarışmasında bile sahneye çıkmıştı semazenler. Burada da benzer bir durum oldu. Bir arka fon olarak sahnede yer aldı semazenler.
- Hıristiyanlığa dair çeşitli semboller sıkça şov unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Yabancılar nasıl bu konuda hayli liberal davranıyorsa semazenler de benzer şekilde hayli liberal diyebilir miyiz?
- Bu tarz şovlar yabancıların çok hoşuna gidiyor, orası bir gerçek. Ama yine de semazenler bu şov için bir ücret aldıysa yaşadıkları/yaptıkları şeyin manevi olmaktan çıktığı da acı bir gerçek...

Yazarın Tüm Yazıları