Mevzular arası trekking

* ÇIPLAK ÇELİK

Mesele ciddi. Mesele vahim. Mesele Çelik’in çıplak kontrbas çaldığı bir poz.
Öyle bir poz ki, kendinden geçmiş Çelik. Kontrbas da kendinden geçmiş olabilir Çelik’i çıplak görünce, orasını bilemiyoruz.
Peki neden cıbıl poz vermiş yetenekli bay Çelik?
Elbette fikirlerine dikkat çekmek için.
Zaten işin içine İstiklal Caddesi’ne granit döşer gibi bir alt metin döşenmese olmaz. Zamanında bir başka erkek şarkıcı da popo odaklı çıplak poz vermiş, depreme dikkat çekiyorum annem demişti.
Sadece “soyundum” deyin gitsin, ne var yani.
Hep bir yarım cesaret hali...
Neyse. Çelik de müzik sektöründeki sistemi eleştirip, “O büyük aletin arkasına kendini ürkek bir şekilde saklayan gönülde neler var anlaşılmalı” demiş. Tabii ki kimsenin umrunda olmadı bu yüce alt metin.
Ne yaptı sosyal medya kuyusu? Fotoğrafı aldı, başka fotoğraflarla kolaj yaptı, birbiriyle paylaşarak beş-on dakika über geyik yaptı. Sonra ‘next’ (sıradaki)...
Zamanın ruh halini iyi kavramak gerekiyor. Kavramayınca da geriye böyle depresyona girmiş kontrbaslar bırakıyorlar arkalarında, farkında değiller...

* SAĞIM SOLUM ORGANİK

Sağlıklı/organik beslenme çılgınlığı malum.
Bazı restoranlar çoktandır şu sisteme geçti: Malzemeleri günlük getiriyor ve asla bekletmiyorlar.
O gün gidiyor ve mesela taze enginarla yapılmış bir yemeği yiyorsunuz. Ama ertesi günlerde aynı enginarı haliyle bulamıyorsunuz.
Bu sarmal sadece restoranlara değil, evlere de sıçradı.
Kimsenin organik pazara gidecek vakti yok.
Artık her şeyi evinize kadar getiren türlü türlü internet sitesi var: Portakalbahcem.com, tazemasa.com, tazedirekt.com
Bimemne yöresinin portakalını, organik yumurtasını, sebzesini, akla gelebilecek her şeyi çiftliklerde üretip eve postalıyorlar.
Yetmedi, bir de yeşil içecekler var.
Kimi detoks yapmak için kimi vücuda ek vitamin takviyesi niyetine hüpletiliyor.
En popüleri Juico. Benim favorim Blended.
Peki hâlâ neden Amerika’daki Whole Foods gibi bir marketimiz yok?
O kadar kapsamlı içeriği olmasa bile en azından belli gıdaları bir araya getiren bir organik market gayet iyi olabilirdi hani.

* ONLAR YENİ KAHRAMANIM

Duygu ve Afgan Karahan yeni kahramanlarım. Onları tanımıyorsunuz. Aslında ben de tanımıyorum!
Bu çifti yenilenen Hürriyet Seyahat ekindeki röportaj sayesinde uzaktan tanıma fırsatım oldu sadece.
Peki onlar neden kahramanım?
Çünkü işlerinden istifa edip dünya turuna çıkmışlar.
Düğünlerinden arta kalan parayı bu tura yatırarak, bolca ‘couchsurfing’i (misafirperverlik ağı) kullanarak...
En önemlisi de hayat boyu garantici davranmayı ve “ama”lı cümleler kurmayı bırakarak...
Şu ana kadar 12 ülke ve 55 şehir gezen Karahan çiftinin şu cümleleri herkesin kulağına küpe: “Bilgisayar başında sabah 8 akşam 5 mesai yapan, trafikte saatler harcayan hemen herkes gibi bizim de evden işe- işten eve şeklinde bir hayatımız vardı. Bunu değiştirmemek için gerçekte hiçbir neden olmadığını gördük.”
Bizde bu tür şeyleri yapanlara ‘deli’ gözüyle bakılır ya.
Aslında bir de tersini düşünsek?
Sabah 8 akşam 5 mesaisi yaparak hayatı sonlandırmak da bir tür delilik değil mi?