Mevzular arası trekking

TAKSİM’DEN KAÇIŞ

Haberin Devamı

- Taksim Meydanı projesiyle birlikte şehrin en göbeğinde ortam toz duman.
Kabul, meydanın kazı başlamadan önceki hali de kaostan nasibini bolca almış vaziyetteydi.
Ama yeni başlayan ve tam 240 gün sürecek projeyle birlikte çile günleri resmi olarak başladı:
Her yerden otobüs, dolmuş, insan, hangi yöne gideceğini kestiremeyen şuursuz araç fırlıyor.
Meydan şu anda ülkenin karmaşık ruh halinin fiziksel bir yansıması.
Yıllar yıllar sonra üstü açık otobüslerle şehir turu yaptırılan turistlere Taksim’e gelindiğinde pekala şöyle denilebilir:
“Şu gördüğünüz meydanda 2012 yılında yapılan proje kazısı sırasında bazı insanlar ve araçların işin içinden çıkamadığı söylenir. Efsaneye göre çaresiz kalan insanlar ve araçlar bu girdabın içinde tam 240 gün boyunca debelenmiş, bir türlü meydanın dışına çıkmayı başaramamışlar. Onlar için meydana bir anıt dikilmiştir, adı da kaos gülleridir.”

Haberin Devamı

- BATMAN MUAMELESİ
Taksim kaosunda arkadaşımla dolanırken bir afiş gördük.
Afişte, 10 Kasım’da yapılacak yürüyüş için herkese Atatürk maskesinin dağıtılacağı yazıyordu.
Arkadaşımın tepkisine hak verdim:
“Neden Batman muamelesi yapıyorlar Atatürk’e? Ayıp yani.”

- SEZEN&SABA
İki gündür Sezen Aksu’lu Saba Tümer’i izliyorum.
Bahçedeki sohbet, stüdyodaki mini konser, Saba’nın ekiple yaptığı mini röportajlar; hepsi ayrı ayrı ilgi çekiciydi.
Sohbette ilgimi çeken konulardan biri, Sezen Aksu’nun Kanlıca sokaklarında rahatça gezebildiğini, hatta meydanda çocuklarla pinpon, tavla oynarken kimsenin onu rahatsız etmediğini söylemesi oldu.
Hemen ardından ekledi Sezen Aksu:
“Anadolu yakası insanı başka.”
Peki Aksu’nun bu cümlelerinden şöyle bir çıkarım/polemik yumurtlamak mümkün müdür:
“Avrupa yakası insanı, ünlü görür görmez üzerine abanır.”

- LA BOOM’DA CUMARTESİ ÖĞLEDEN SONRA
Dediler ki, “Emirgan’daki La Boom’da New York’taki Bagatelle usulü öğleden sonra partisi yapılıyor cumartesileri, görmen lazım.”
Epeydir aklımdaydı, nihayet gidip gördüm.
Evet ciddi ciddi parti yapılıyormuş.
Başlama saati 17.00’yi buluyor cumartesi partisinin.
Mekanda önce müziğin sesi yükseliyor, sonra içerisi kalabalıklaşmaya başlıyor.
Derken mekanın camları kapatılıyor, siyah perdeleri çekiliyor, içerisi iyice karanlık oluyor.
Ve bir süre sonra zaman algın değişiyor. Gece 12 filan sanmaya başlıyorsun, herkese öyle bir hava geliyor.
Bu vaziyet akşam yemeğine kadar sürüyor. Ama bazen akşam yemeği saatinde bile partinin devam ettiği oluyormuş, çünkü insanlar gitmek bilmiyormuş.
Bu arada bu gündüz partisinin içeceği de şampanya.
Herkes şampanya içiyor, maşallah şişe şişe açtırıyor.
La Boom’un ilginç yanlarından biri de şu:
Mekan ortaklarından Umut Evirgen’in hemen La Boom’un üstünde evi var. Yani La Boom aslında eskiden Evirgen’in garajıymış!
Garajını baştan aşağı yıkıp bu hale dönüştürmüş.

Haberin Devamı

- ŞİRİNCE’DE KIYAMET PARTİSİ
Malum, bir grup enerji insanı Şirince’nin ve Fransa’nın bir köyünün daha, 21 Aralık’ta kopacağına inanılan Maya kıyametinden etkilenmeyeceğine inanıyor.
Bu yüzden o tarihlerde Şirince dolup taşacak ve galiba asıl kıyamet orada yaşanacak.
İşin eğlenceli tarafı, yöredeki pansiyon işletmecilerinden birinin kıyamet partisi düzenleyeceğini muştulamış olması.
O günden beri kara deliğe düşmüş gibi hâlâ düşünüyorum:
İnsan kıyamet partisinde hangi müzikle eğlenir/demlenir kuzum?
Türkçe popla mı? Serdar/Kenan/Tarkan?
Yoksa yabancı hitlemelerle mi? Kylie/Lykke Li/Rihanna filan?
Ya da geçmiş zaman babalarıyla mı? Bach/Vivaldi?
Çözemedim...

Yazarın Tüm Yazıları