Paylaş
- SERTAB ERENER VE TELEFON
İktidarın bir sanatçıyı tebrik etmesi önemli midir?
Sanatçı o an ne hisseder? Güç tarafından onaylandığını mı düşünür? Yoksa bu güç şemsiyesi altında artık hayatta ıslanmayacağını mı? Sertab Erener’e geceyarısı gelen “albüm tebriği” telefonu dile düşünce akla gelen soruların haddi hesabı yok tabii.
Ben de ansızın sordum ve şimdi başka mevzulara geçiyorum.
- ALTIN PORTAKAL VE JÜRİLERİ
Altın Portakal kabaresi devam ediyor.
Jüriler bir bir çekiliyor, onlar yerine yedek kulübesinde bekleyenler sahaya çıkartılıyor.
Onlar da festival başlayana kadar sahada kalır mı, bilinmez.
İyi de, jüri olacaklara jüri başkanının ve diğer isimlerin kimler olacağı bilgisi önceden söylenmiyor mu?
Yoksa amaç tamamen festival öncesi bir Altın Portakal magazini yaratmak mıydı?
Eğer yüce amaç buysa, gayet başarılı
oldular hani...
- KOVULAN ÇALIŞANLAR VE ŞARKICILAR
Önce Demet Akalın sonra Serdar Ortaç...
İsteyerek ya istemeyerek bulundukları mekanın çalışanlarının kovulmasına neden oldular.
Yerlerinde olsam, o mekanları arayıp çalışanları geri almalarını söylerdim. Ne olursa olsun, birinin iş hayatına bu şekilde etki etmek pek de hayırlı değil çünkü.
- ALKOL VE KÖŞECİLER
İki mühim soru: Her içki içen alkolik midir?
Ve köşe yazarları gençlerin alkolik olmasını mı istemektedir?
Hayır, elbette her içki içen Dallas’taki Sue Ellen gibi alkolik olmaz.
Ve yine hayır, köşe yazarları gençlerin ne olup olmayacağına ne yapıp yapmayacağına karışmaz. Ama alkolik olmalarını da istemez.
Malum, Başbakan Erdoğan Bilgi Kampüsü’nde yapılan One Love Festivali’ndeki içki satışı yasağı için bizzat devreye girdiğini açıkladı.
Üstüne, “Öğrenci orada alkolü alıp kafayı mı bulacak yoksa ilmi alıp kendini mi bulacak?” diye damardan bir açıklama yaparak...
Oysa One Love Festivali yılda bir kez düzenlenen, üniversite kampüsünü festival alanı için kiralayan, biletli bir organizasyon.
Üniversiteyle hiçbir ilgisi yok.
Parasını veren içeri giriyor, vermeyen zaten giremiyor.
Ve dünyanın her yerindeki bu tarz müzik festivallerinde içki satışı yapılıyor. Kimse bunu mesele etmiyor, tartışmıyor, olayı büyütmüyor.
İsteyen parasını verip içkisini alıyor, isteyen meyve suyu/kola...
Olay bu kadar olağan.
Kısacası: O gün One Love Festivali’ne son dakikada içki satışı yasağı getirilmesiyle üniversite içi mekanlarda yıllardır yapılan alkol satışının ne yazık ki hiç ilgisi yok. İkisi birbirinden ayrı.
Tüm bu (dönme dolap) tartışmanın alkolizmle de hiçbir bağlantısının aslında olmadığı gibi.
Yoran internet bağlantısı
Nişantaşı’ndaki Mezzaluna ve tüm Kitchenette’lerde internet bağlantısı hayli anti-pratik:
Önce airospot gibi bir yere bağlanıyor, profil bilgilerini yazıyorsun. Sonra şifreni oluşturuyorsun.
Yarım saatliğine oturduğun kafede tüm bu zahmetlere katlanmak bir işkence tabii. Niye müşteriyi yoruyorlar ki?
Merakla ‘Cloud Atlas’ı bekliyorum
Bir kere yönetmenler çok iyi. Matrix serisinin yaratıcıları Wachowski kardeşler ve “Koş Lola Koş”un yönetmeni Tom Tywker.
Sonra hikaye kulağa pek cazip ve özlenen karmaşıklıkta geliyor:
Farklı zamanlardaki farklı hayatlar ve bunların birbirini nasıl etkilediği, filan...
Ayrıca filmin starı bol: Tom Hanks, Halle Berry ve “ajan Smith” Hugo Weaving.
Yüksek bütçeli Cloud Atlas filmini tüm bu sebeplerden ötürü merakla bekliyorum.
Sonbahar gelsin ve filmi izleyelim istiyorum.
Şu nemli, vıcık günlerde en makul dilek bu sanırım.
Paylaş