Paylaş
Hani program Disko Kralı olsa anlarım. Oraya sırf dekor olsun, şık dursun, arada bacaklarına fokus yapılsın, konuşmasa da olur diye güzel kadın çok çağrıldı zamanında.
Ama kanal NTV ve programın formatı bambaşka.
Böyle konuşarak hem NTV izleyicisini hafife almış ve küçümsemiş Okan hem de Sema Öztürk’ü. Gerçi Sade Vatandaş programı çoktandır “Konuşamayan Vatandaş” şeklinde sürüp gidiyor.
Bir keresinde -maalesef- ben de katılmıştım programa. ızzet Çapa’yla beraber. Okan bizi konuşturacağına daha çok kendisi konuşmuştu.
Benim de durmadan sözümü kesmişti.
O yüzden programa konuk gideceklere uyarı: Nasıl olsa dekor olacaksanız, o halde şık giyinip gitmekte fayda var.
En azından güzel çıkın, stiliniz konuşulsun...
DENİZ’İN SON SÖZLERİ
Gözaltından çıktıktan sonra arayıp “geçmiş olsun” demiştim Deniz Seki’ye. Sesi üzgün ama güçlüydü, “Bu olayla kimin dost kimin düşman olduğunu gördüm, canımın acısını bir ben bilirim” diyordu.
Bulaşıcı bir hastalığı varmış gibi bazı insanların kendisinden uzaklaşmasına içerlediğinden bahsediyordu.
Şimdi onu, bu kez daha uzun, yalnız ve zor bir süreç bekliyor.
Ama bunu da atlatacak. Öyle değil mi Deniz?
DÜNYANIN TÜM OYUNCAKLARI
Oyuncaksever biri değilim. Ama Beymen B+lender’ın üst katında açılan oyuncak sergisinde çok acayip oyuncaklar var.
Yaptığı başarılı animasyon işleriyle tanınan Baran Baran, meğer yıllardır oyuncak biriktirirmiş. Kimi oyuncakları gittiği ülkelerden almış, kimisini de eBay’den...
Ve şimdi tüm oyuncaklarını Blender’da sergiliyor.
Bu tarz koleksiyonları sevenler gidip bir göz atmalı derim.
ŞİMDİ KONUŞULAN...
İngiliz Vogue’unun iki sayfa ayırıp çekim yaptığı Ece Sükan’ın, Türk Vogue’una yayın yönetmeni olacağı şu anda en çok konuşulanlar arasında!
“Opss bi dakka, Türkçe Vogue mu çıkıyor?” sorusuna yanıt vereyim hemen: Henüz belli değil. Ama Doğuş Grubu’nun epeydir Vogue için görüşmeler yaptığı biliniyor. Ayrıca bir başka yayın grubunun da...
Burada Vogue çıkarsa Amerika’ya değil, ıngiltere’ye bağlı olacak. Bu yüzdendir ki, ıngiltere’den şöyle bir talimat gelmiş daha şimdiden: “Derginin başına Ece Sükan geçsin.”
İşte bu kesin talimat konuşuluyor şimdilerde.
Bekleyip göreceğiz...
Kaza travması
Türk Hava Yolları uçağının Amsterdam’a inerken yere çakılması olayı herkesi etkiledi.
O günden beri arkadaşlarla hep aynı konuları konuşuyoruz:
Uçak kazaları, türbülanslar, uçakların ne kadar güvenli olduğu...
Benim bozuk plak gibi durup durup anlattığım bir türbülans deneyimim var.
Ankara’dan ıstanbul’a dönerken yaşadığım.
O türbülans sonrası bindiğim her uçak hafifçe sallansa bile hep o an aklıma geldi.
Tak tak nasıl alçaldığı uçağın. Ve o müthiş sarsıntı sesi...
Şimdi merak ettiğim, kurtulanlar yaşadıkları travmayı nasıl atlatacaklar?
Tekrar uçağa nasıl binecekler, ne hissedecekler?
Amsterdam uçağından yaralı olarak kurtulan sevgili Mert ıçgören’i gördüğüm zaman herhalde ilk sorularımdan biri bu olacak.
ŞEHİR ATLASI
CİHANGİR’İN GÜRÜLTÜSÜZ MEYHANESİ
Cihangir’in bir meyhanesi var artık: Demeti.
Bildik meyhanelerden değil. Tepenize üşüşen çalgıcılar ve o gürültülü fasıllardan eser yok burada. Bu yüzden bağırıp çağırmadan sohbet edebiliyor, bir yandan da nefis mezeleri mideye indirebiliyorsunuz. Mezelerden en çok fava ve kerevize bayıldım.
Finalde yediğimiz kağıtta levrek buğulama da nefisti.
Unutmadan, çarşambaları şevval Sam çıkıyormuş Demeti’de. Sam’dan alaturka dinlemek isterseniz özellikle o geceyi seçin.
ASMALIMESCİT’TEKİ KÜBA
Son günlerde en çok konuşulan yerlerden biri de Cuba. Saf Restoran’ın yerine açılan bara geçen cuma uğramıştım.
Sahnede Kübalı bir grup vardı, ortam fıkır fıkırdı. Amma velakin uzun süre Latin müziğe katlanamıyorum.
Hep aynı nakarat tekrarlıyormuş gibi geliyor, hiç iniş çıkış yok.
Yine de Cuba’nın ortamı arkadaşça ve eğlenceli, bakınız/görünüz.
Paylaş