Paylaş
Putin’i, Merkel’i, Obama’yı, Papa’yı, Dalay Lama’yı ve Başbakan Erdoğan’ı...
Erdoğan afişte Dalay Lama’yla beraber metro istasyonunda otururken görülüyor.
Obama, otobüs durağında beklerken...
Papa, Merkel ve Putin ise tren kompartımanında konuşurken...
Bu kampanyayı yurtdışında bir gazetede görünce hoş, peki burada böyle bir çalışma yapılsa Erdoğan’ın yanına kim konulurdu?
Büyük olasılıkla Obama gibi tek başına kullanılırdı.
Çünkü kimi koysan risk...
Lakin amaç Benetton’un reklamları gibi düşündürtmek/olay yaratmak ise elbette Gezi figürlerinden ikisini yan yana koymak (Mesela: Kırmızılı kadın ve ona gaz sıkan polis) en şahane karelerden biri olurdu.
Metro deyince...
Bizim metroda yolcu alışkanlıkları şöyle:
Çoğunluk telefonuyla oynuyor ya da müzik dinliyor.
Kalanı da birilerini süzüyor. Bilinçli ya da bilinçsiz.
Gözü kayıyor diyelim...
Kitap/gazete okuyana ise çok az rastladım.
Gece gezmesi
-KULÜP... Eskiden Eelence ve sonra da Ablam olan mekan Hitt Pera olmuş. O mekanların Türkçe pop, hadi hop hop geleneğini devam ettiriyorlar.
Bir de Cenk Eren’in ex mekanı Piyasa’dan kalma bir alışkanlığı:
Esas işi modellik olan yakışıklı gençlerin işletmeci gibi vitrinde yer alması olayını...
Bakınız Erkan Meriç adlı model de Hitt Pera’nın “yüzü” olmuş.
Yoksa mekanın esas sahiplerinden biri Serkan Koca.
Hitt Pera iyi hoş, ama bir tavsiye: N’olur bir TR pop ardından Daft Punk çalmayın. Bünye neye uğradığını şaşırıyor.
-RESTORAN... Sarayburnu ve Arnavutköy şubelerini bildiğim Sur Balık meğer Cihangir’e de demir atmış. Hem de eskiden Doğa Balık’ın konuşlandığı otel tepesine. Doğa Balık’tan daha samimi bir yer olmuş, orası kesin.
Ama dışarıdaki güzelim İstanbul gece manzarası içerideki aydınlatmadan dolayı pek görünmüyor.
“Usta” dedim, “Buna bir çözüm bulsanız”...
İç ses olarak tabii. Yoksa kimseye “Usta” diye seslenecek halim yok.
Son sözü söylenirsem dış ses olarak:
Sur Balık mevsimin taze balıklarını mideye indirmek için iyi bir seçenek, oltanıza takılabilir pekala.
Muzo emin adımlarla ilerliyor
Yakınları ona Muzo diyor. Sinema ve spor salonu iştirakleriyle tanınan Mars Grubu’nun ortaklarından Muzaffer Yıldırım’dan bahsediyorum.
Yaz boyu her karşılaşmamızda diyordu, “Sinema konusunda büyük bombalarım var” diye...
Sonunda bu bombalardan birini patlattı Muzo.
Russell Crowe’un filmine ortak oldu.
Yakında sektörü sallayacak başka işleri de olacak gibi.
Bunları da peş peşe duymamız yakındır...
Değişmeyen şeyler diyarı
17 Ekim perşembe, yani bayramın üçüncü gecesi. Televizyonda Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı filmi reytinglerde birinci olmuş.
Bu satırları yazarken bile Hababam’ın o bildik/kabus müziği içimde çın çın. Kurtulmak/unutabilmek ne mümkün!
Demek ki herkesin içinde benzer bir Hababam çipi var, film ekrana gelir gelmez, o müziği duyar duymaz kilitlenip kalıyor. Sıkıcı ve berbat bir durum!
Bu kadar yeni heveslisi bir toplumun eski bir komediye hâlâ bu denli tutkun oluşu iştah kaçırıcı, düş kırıcı...
Bir an...
Hülya Avşar’ın kırmızı Converse üstüne gelinlik giydiği yeni klibinin tanıtım görüntülerini izleyince bir an Pippa Bacca geldi aklıma.
Hani gelinlikle otostop yaparken öldürülen İtalyan turist.
Avşar’ın klibinin Bacca’yı hatırlatması 10 saniye sürdü tabii.
“Bana bir koca lazım” dizesi Avşar’ın ağzından dökülmeye başladığı ana kadar...
Paylaş