Merhaba huzur ben geldim

İrili ufaklı şelaleleri gezip dururken Yüzüklerin Efendisi’nin setinde filan gibi hissetim kendimi.

Haberin Devamı

Bomboş, neredeyse insansız siyah kumsala bakarken ise başka bir gezegende...
Koyunlar, inekler ve atların otlayıp durduğu uçsuz bucaksız yeşil dağların eteklerinde gezinirken de duygum bambaşkaydı:
Heidi’nin köyüne ışınlanmış gibiydim!
İzlanda böyle bir yer işte.
O duygudan bu duyguya savrulup duruyorsun.
Ve sonunda (hele bir kaos ortamından çıkıp geldiysen) aşık oluyorsun!
Bu cömert ve sürprizli doğaya, bu çok az insanlı yere...
Evet, bayağı az insan: Topu topu 334 bin kişi yaşıyor İzlanda’da.
Çoğu da zaten başkent Reykjavik’te.
İzlanda’ya geliş sebebim LG Oled TV’nin Lights Out Stars On adlı uluslararası daveti.
Türkiye’den medyayı temsilen ben, bir de markanın elçisi DJ Doğuş Çabakçor var.
İnsanın mimarisini görür görmez, “Neden bizde böyle bir şey yok?” diye hayıflandığı Reykjavik’in o şahane konser salonu Harpa’da toplanıyoruz.
Tüm dünyadan kopup gelmiş dili/dini/ırkı birbirinden farklı pek hoş ve meraklı bir kalabalıkla...
Bir tek bizim kafalar başka yerde tabii!
Elimizde akıllı telefonlar, habire “Ülkede bir şey olmuş mu?” telaşındayız.

Haberin Devamı

Merhaba huzur ben geldim


KUZEY IŞIKLARI

Neyse ki Kuzey Işıkları denilince her şeyi unutuyoruz.
Çünkü bununla ilgili bir şov hazırlanmış.
Şovun ilham kaynağı da İzlandalı yazar Andri Magnason’un 10 yıl önce başlattığı bir kampanya.
Magnason demiş ki, Kuzey Işıkları’nı sadece Reykjavik dışındaki kırsal alanda değil şehirde de izleyebilelim, bu nedenle herkes ışıklarını aynı anda kapatsın.
İşte bu kampanyadan ilhamla ünlü İzlandalı fotoğrafçılar bir araya gelip haftalarca Kuzey Işıkları’nı fotoğraflamış.
Sonuçlar da o gece Harpa’daki Oled TV’lerde sergilendi.
Yanı sıra bir de üstüne İzlandalı müzisyenler sahne aldı.
Asgeir’ı, Olafur Arnalds’ı ve meşhur GusGus’u.
Asgeir’ı bilmiyordum, meğer bir James Blake havasındaymış müziği, bayıldım.
Olafur tam İzlanda melankolisi.
GusGus ise eğlenceli ama yine de işin içine hem kışkırtıcılık hem de bir doz hüzün katıyor.

Merhaba huzur ben geldim


“ORADA DURUM NE?”

Bir ara İzlandalı yazar Magnason’la laflama şansı da buldum.
Magnason’la tanışır tanışmaz ne dese beğenirsiniz, “Türkiye’de son durum ne?”
Özetledik bir-iki cümleyle, şöyle oldu böyle oldu filan.
Sonra geldik daha evrensel meselelere:
Küresel ısınmaya. Oradan yeni enerji kullanımlarına...
Evrensel endişelere yani.
İtiraf ediyorum: Lokal endişeleri bırakıp evrensel endişelere tutunmak insana daha iyi geliyor.
Daha ortak paydada buluşulduğundan mı nedir?

Haberin Devamı

Akla gelen sorulara yanıtlar 

◊ İzlanda’da yaz mevsimi gayet ılık. Sıcaklık 14-16 derecelerde geziniyor.
Geceleri biraz daha sıcaklık düşüyor, ama çok değil.
Lakin gece olup olmadığını pek anlamıyorsun.
Güneş 01.00 gibi ancak batıyor, iki saat sonra yeniden çıkıyor.
◊ Dünyanın tüm şehirlerinde görmeye alıştığımız belli başlı global markaların şubeleri burada yok.
Zaten o markalara çok da ihtiyaç duyulduğunu sanmıyorum.
◊ Polis mi? Hiç görmedim. Burada yok dediler hatta.
◊ Çok turist var, öyle böyle değil. O yüzden lokal insana zor rastlıyorsun.
◊ Balina eti mi dediniz? Birkaç restoranın menüsünde vardı, ama öyle çılgınca balina eti yenmiyor.
◊ 2010 yılında külleri yüzünden tüm dünyadaki uçuşları etkilemiş Eyjafjallajökull yanardağının sonuçlarından etkilenmiş bir aile oturmuş, turistler için bir merkez oluşturmuş. Yanardağın patlayışını ve sonrasında yaşadıklarını dramatize eden bir kısa film, sonra çıkışta hediyelikler filan...
Aile bayağı işin suyunu çıkarmış yani, Türk olmalarından şüphe ediyorum...
◊ Bu kadar yetmez. Daha doğrusu bana yetmedi. O yüzden tekrar gideceğim.
İzlanda’nın ikinci kısmı çok yakında...

Yazarın Tüm Yazıları