Paylaş
Şu an en popüler iş alanlarından biri olup çıktı maske tasarlayıp satmak.
Hatta bu iş alanı bile kendi arasında kutuplaştı.
Geçtiğimiz günlerde şöyle bir konuşmaya şahit oldum.
“X’in tasarladığı maskeyi takıyorum, çok iyi” dedi biri.
Öteki lafı yapıştırdı, “Delirme, X’in yaptığı hiçbir şeyi almam, çok paçoz, Z’nin yaptıkları daha cool.”
Bu konuşma sırasında eczaneden aldığım sıradan beyaz maskemle hayli sırıttığım için hiç sesimi çıkarmadım tabii.
Yeşil papağanlı İstanbul
Çıkardıkları ses çok değişik, çok tiz. Fark edilmeyecek gibi değil.
Hani tropik ormandaymışsın gibi hissettiren o kuş seslerinden.
Geçen yıl yine bu zamanlar çok sık görmüştüm onlardan.
Bu yıl da aynı şey oldu. Yeşil papağanlardan bahsediyorum.
Şu sıra hayli meşhurlar, haklarında “İstanbul’da yeşil papağan istilası” diye haberler çıkıyor.
Ama gerçekten fark edilmeyecek gibi değiller.
Hani ben Taksim’in göbeğinde 10-15 tane birden gördüysem, kim bilir şehrin ormanlık arazilerinde ne kadar fazladırlar.
Doğrusu bana gayet tatlı, romantik filan geliyordu yeşil papağanlar.
Onları yine gördüğüme gayet memnundum.
Gel gör ki uzmanlar endişeli.
Kent faunasının istilacı papağanlar nedeniyle bozulma riski altında olduğunu söylüyorlar.
Peki bu papağanlar nereden çıktı?
O konuda rivayetler muhtelif.
Mesela biyolog ve kuş gözlemcisi Kerem Boyla şöyle diyor:
“Dünyanın pek çok şehrinde kafesten kaçan, papağan veya muhabbet kuşu gibi türler doğal yaşam içinde varlığını sürdürüyor.
Amsterdam ve Londra gibi pek çok yabancı bölgelerde de yaşayan bu tür, Türkiye’ye getirilirken gümrükte yakalanıyor ve genellikle serbest bırakılıyor.”
O iyi de, bu iyi mi
İstanbul’un yol kenarlarındaki bol şekilli dikey bahçeleri her gördüğümde üzülüyordum.
Sürekli egzoza maruz kalan bu bitkilerin iyi durumda kalabilmesi için harcanan emeğe, maliyete...
Kaldırılması bu açıdan iyi haber.
Ama yerine “mural”, yani duvar resmi yapılacakmış.
O da iyi bir şey mi emin olamadım.
Düşünsenize, trafikte son sürat giderken “Şu resimde ne anlatılıyor” diye dönüp 10 saniye bile dikkatli bakmaya kalksanız, kazalara davetiye hani...
Paylaş