Ben Yıldız Asan’ı az sonra anlatacağım olaydan yıllar sonra tanıdım, ama hálá her gördüğümde kendisini hatırlatmadan duramam: "Keşke gitseydin ve deneseydin".
Hikaye şu: Yıl 1993. Madonna’nın "Girlie Show" turnesi kapsamında İstanbul’a konser vermek üzere geldiği günler. Yıldız da o dönem, Madonna’nın bağlı olduğu plak şirketi Warner’ın Türkiye ürün müdürü.
Tanışıyorlar ünlü şarkıcıyla. Çok seviyor Madonna Yıldız’ı, hatta İstanbul’u gezdirecek Türk rehberleri evine gönderiyor, bir tek Yıldız’ı alıyor yanına.
Conrad’daki özel odasına da sadece onu davet ediyor, ki az buz değil, Madonna’nın komün yaşamına şahit oluyor (Bakınız: In Bed With Madonna belgeseli).
Derken konser sonrası Yıldız’a teklif geliyor, "Şimdi Kanada’ya geçiyoruz konser için. Sonra Amerika’da olacağım. İstersen gel, beraber çalışırız".
Sonuç? Yıldız heyecanlanıyor tabii, ama talihsizlik işte, Amerika’dan vize alımı gecikince erteliyor, sonra da vazgeçiyor.
Neden hatırlattım şimdi bu hikayeyi? Madonna’nın yeni belgeseli geliyor da ondan. Yıldız’ın bana yıllar sonra ballandırarak anlattığı İstanbul’daki deli dolu Madonna, şimdi özel hayatını anlatan ikinci bir belgeselle tekrar huzurumuza çıkıyor.
16-26 Şubat tarihleri arasındaki !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde gösterilecek belgesel, Madonna’nın 2004’deki Re-Invention turnesinin perde arkasını, kocası Guy Ritchie ile olan ilişkisini ve tabii çocuklarıyla olan muhabbetini gözler önüne seriyor.
Kısacası bu kez dansçılarıyla komün hayat yaşayıp seksi sorgulayan değil, Kabalacı bir aile kadınını izleyeceğiz perdede.
Yalın tarzını değiştiriyor
Ulus 29’da karşılaştım Yalın’la. Tatil için gelmiş Londra’dan, tekrar dönecekmiş. Ayaküstü konuşurken laf dönme dolap yapıp yeni albüm çalışmalarına geldi.
"Artık farklı bir tarz deneyeceğim" diyordu Yalın. Bunun için İngiliz bir aranjör arıyormuş "Benim derdimden onlar anlar" diye.
Yanında kimler mi vardı Yalın’ın? Arkadaşları... Ama Londra’da buluştuğu Tuba Ünsal yoktu.
E n’olcak şimdi?
Cnbc-e’de pazarları yayınlanan Nip / Tuck bitti, onun yerine aynı saatte aylar sonra Six Feet Under’ın yeni bölümleri başladı. Tam da umudu kesmiştik Six Feet’in yayınlanacağından. Sevindik nitekim.
Ama Nip / Tuck ne olacak? Yeni bölümleri için bir yıl beklemeyiz umarım. Çünkü öyle bir yerde bitti ki dizi (hani takip eden bilir acımı), "Ne olacak ya, bundan sonra" demekten kendini alamıyor insan.
Öyle ki bu son bölümde, Christian’ın anti-güzellik felsefesini benimsemiş katille yüz yüze gelmesi bir yana, güzeller güzeli Ava’nın (Famke Janssen oynuyor) transseksüel çıkmasına şaşarım. Yanarım. Hálá.
ŞEHİR ATLASI
BALİZZA’DA BİR ÇORBA 15 YTL
Balizza’nın Şişli’deki mağazasının giriş katında açılan Balizza Restoran, şık şıkırdım dekorasyonuyla göz kamaştıran bir mekan. Nedeni de belli, Harbiye’deki Banlieue 6080’i yapan Ali Türker’in elinden çıkmış Balizza.
Denilebilir ki Türker, mekanların yeni Mahmut Anlar’ı. Tarzları farklı tabii, ama lüks bir restoran yaratmak isteyenler ikisinden birine gider oldu son zamanlarda.
Sadece restoran hizmeti veren Balizza, gece 24.00’te kapılarını kapatıyor. Bence şahane bir kulüp potansiyeli var burada, sabaha kadar açık tutmalılar. Sadece yemek yiyip gitmek buradan, biraz yazık oluyor. Yemek deyince, şehrin en pahalı çorbası da burada hani. Bir çorba 15 YTL.
GODET YER ARIYOR
Sürmeli Oteli’nin roof’undaki Godet’yi geçen hafta sonu arayanlar bir sürprizle karşılaştı: "Burayı kapattık, yeni yer arıyoruz." Yeni Godet nerede açılacak henüz belli değil.
Peki ya bayram boyu İstanbul’da kalan Godetsever, geceyarısı nereye damlayabilir? Belki Taksim’deki Blanco ya da Indigo’ya.
ONUR BAŞTÜRK’ün GÜNDEMİNİ TAKİP ETMEK İÇİN
BLOG OBASTURK yazıp Turkcell 2727’ye gönderin, size de gelsin.