Paylaş
O zaman dilimize yerleşen bazı cinsiyetçi kalıpların da değişmesi gerekiyor.
Özellikle de medyada!
Artık...
Kadın milletvekili, kadın yazar, kadın gazeteci, kadın polis, kadın pilot diyerek mesleği icra eden kişinin “kadın” olduğunu belirtme devri bitti.
Aslında bu alışkanlık çok çok önceden bitmeliydi.
Nasıl “Erkek milletvekili, erkek yazar, erkek pilot” demiyorsak, bir işi yapanın kadın olduğunu belirtme gereği de asla duyulmamalıydı.
Malum, önüne “kadın” eklenince farkında olmadan o mesleği yapana karşı bir önyargı da oluşuyor.
Yıllarca bu ayrım yapıldı. Lakin o devir geçmişte kaldı, bitti.
Aynı şekilde bilim adamı, işadamı tanımlamaları da öyle.
Bunların yerine bilim insanı, iş insanı kelimeleri kullanılıyor.
Temmuz ayı itibarıyla Hürriyet ve Vodafone işbirliği ile Kırmızı Çizgi projesi hayata geçiyor.
Vodafone’un dijital teknolojisiyle üretilen yapay zeka ile artık dilimize yerleşen bu ayrımcı kalıplara son veriyoruz.
Üstelik bu proje laf olsun diye yapılmıyor. Kısacası lafta kalmıyor!
Gayet pratik ve über teknolojik bir uygulaması var.
Gazetenin tüm yazılarını tarayan bir yapay zeka!
Diyelim ki ben bir cümlenin içinde “bilim adamı” yazdım. Türkçeyi kelime ve metin bazında anlayan bu yapay zeka hooop onu tespit edip düzeltiyor!
#kırmızıcizgi projesi bu yüzden hem çok anlamlı hem de dijitalliğin dibi!
PEKİ BAŞKA HANGİ KALIPLAR VAR?
O kadar çok ki!
Hatırlatayım ki, artık siz de bunları cümle içinde kullanmamaya gayret edin.
◊ ADAM KESMEK: Kastedilen insan aslında. Ama işte “adam” deniyor.
◊ ADAM ETMEK:
Her şey için kullanırız ya bu kalıbı. İlişki adam edilir, araba tamir edilip adam edilir yahut bir iş için çok uğraşıp onu adam ederiz.
Bitmiyor yani bu adam etmeler. Yerine elbet güzel bir şey bulunur.
Yeter ki düşünelim.
◊ ADAM GİBİ:
En ayrımcı ifadelerden biri. Kadın gibi kalıbı yoksa, bu da olmasın!
◊ İŞİNİN ERİ:
Al işte, bu da aynı. İşinin ustası demek daha doğru değil mi?
Kendilerini aşmışlar
Umut Evirgen, sevgilisi Tuba Büyüküstün’ün doğum günü şerefine Instagram hesabından Sting’in hayli duygusal bir şarkısının sözlerini paylaşmış.
Ondan da öte, ilk kez Tuba’yla yan yana romantik bir pozunu koymuş.
İkili genelde bu tarz paylaşımlara çok tutucu yaklaşıyordu.
Görüyorum ki artık kendilerini aşmışlar/açmışlar.
‘Türkbükü Süreyya’sı geri döndü
Süreyya Yalçın geçmiş yazlarda Eda Taşpınar’la beraber hep Türkbükü’nün gözdesi olurdu. Poz poz fotoğrafları çekilir, kucağındaki minik köpeğiyle o partiden bu partiye koştururdu.
Sonra dönem/devir değişti ve Süreyya’nın hayatı da...
Derken bu yaz yeniden Türkbükü’nde ortaya çıktı Süreyya.
Hem de ne çıkmak!
“Asrın kokoşu” unvanını sonuna kadar hak eden bir plaj kostümüyle:
O leopar desenler, o şeffaf bootie’ler, o şaşaa...
Belli ki “Buradayım” diyor Süreyya; boy boy fotoğraflanmak istiyor.
Bu karedeki gibi farklı ve ilginç çıkmak için uğraşmak hoşuna gidiyor.
Ama ne yazık ki Türkbükü onun bıraktığı Türkbükü değil.
Onun abartılı şaşaası eski Türkbükü’nü tamamlayan bir unsurdu.
Şimdiki Türkbükü’nde ise Süreyya bir dekor, bir karikatür gibi kalıyor.
Ya Bodrum-Yalıkavak’ta boy göstermeli Süreyya. Mesela X Beach’te.
Ya da radikal bir değişiklik yaparak Çeşme’ye ışınlamalı kendini.
Orada daha büyük ilgiyle karşılanacağına da şüphe yok.
Paylaş