‘Kuşu Kalkmaz’dan 15 yıl sonra ne değişti

Sultana bu feminist rap şarkıyla dikkatleri üstüne çekmiş, ismini hafızalara hızla kazımıştı.
Buna rağmen sadece iki albüm yaptı, ortalarda fazla görünmedi, kendi hayatını yaşadı.
Şimdi yeni bir single ile geri döndü: Biz Neysek?
Bu akşam o şarkının Beyoğlu 1924’te lansmanı var. Lansmandan önce Sultana’ya iki soru sordum.
Dedim ki:
* Kuşu Kalkmaz sağlam bir nanikti. Biz Neysek ise daha olgun. Sence 15 yılda ne değişti ya da bir şey değişmedi mi?
Kuşu Kalkmaz bir nanik gibi görünse de, birçok konuya değinerek iç içe geçmiş bir hikayeyi anlatır: Gelenekleri, evliliği, aile içi şiddeti, kadın ve erkeğin toplumsal kimliklerini, örf ve adet bakış açısından kültürel yaşantımızı... Aslında iki şarkı temelde birbirine yakın.
Son 15 sene içinde değişim tabii ki var. Ama bu değişim sanki geriye doğru giden bir değişim!
Biz Neysek’de bu konuları sevgi ve şefkat enerjisi ile sunuyorum.
* Peki geçen yıllar içinde Sultana kişisel olarak nasıl değişti?
İnsanları sevmeye başladım! Biraz kapalıydım. Daha korunaklı ve güvensiz. Şimdi insanlara daha şefkatle bakabiliyorum. Öfkeden uzak duruyorum. Korkuyla da işim yok. Korkunun insanları köleleştirdiğini düşünüyorum.

‘Kuşu Kalkmaz’da ne diyordu

Bi zavallı hatçe düşmüş bi kere
Çalışır pavyonda küsmüş feleğe
Açmış kalçasını tef-tef çalar
Sallar çalkalar her gece
Sulanır hergele salyası akar
Döndü’ye kalkmayanı Hatçe’ye kalkar
Hergeleye baksanıza hergeleye
Maskesi düşmüş dönmüş keleğe...

‘Biz Neysek’de ne diyor 

Annem beni sana kul diye doğurmadı
Prensimi buldum sandım olmadı
Babam bana sana köle olsun diye can katmadı
Taşınır bu mal, al diye beni sana satmadı
Bedenim benim mabedim, evim
Anlamadı, anlayamadı
Akılları fikirleri
Akılları fikirleri...

‘Kızlar bisiklete binemez’ dedikleri için

Sultana, Kayserili. Sekiz kardeşin en küçüğü. Asıl adı Songül. Erkek egemen düzene isyanı sadece şarkılarına has değil.
Daha çocukken sorgulamaya başlamış her şeyi. Çocukken sahip olmak istediği bir bisiklet varmış, ama engellemişler. “Kızlar bisiklete binemez” diye. Hiç unutmamış bunu, hiç...

Şehir atlası 

ŞİMDİDEN YERİNİ AYIRT

Beklenen ‘taşınma’ nihayet gerçekleşti. Zuma artık İstinye Park’ta. Bu gece ve yarın davetlilere açık. Pazartesiden itibaren ise herkesi ağırlamaya başlıyor. Yeni Zuma’nın en bomba olayı, İstinye Park kadınlarına yönelik beş çayları seremonisi! Bakalım yeni yeri Zuma’ya ne katacak ne götürecek?

KAÇMAZ

!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin Babylon Bomonti’de bu cumartesi gecesi yapacağı açılış partisi...

Öpücük analizi 

Mahsun Kırmızıgül Los Angeles’taki düğününde müstakbel gelini alnından öpmüş.
Şefkatli bir “helalimsin, benimsin” öpücüğü bu.
Acaba bu öpücükten sonra dudaktan da öpmüş müdür Mahsun?
Dahası, kadınlar düğünlerinde alınlarından mı öpülmeyi tercih eder yoksa tutkulu bir şekilde dudaktan mı?
Ben derim ki, “dudaklar” baskın çıkar!
Ne dersiniz?

Yoo, nereden çıkardınız

Medyanın son zamanlarda en sevdiği kalıp bu:
“Türkiye buna ağlıyor...”
“Türkiye buna gülüyor...”
“Türkiye bu aşkı beğendi...”
“Türkiye o geceye kilitlendi...”
Editörler Türkiye yerine düşünmeyi bıraksalar iyi olacak...