Korona günlerindeki aşk gerçekten aşk mıdır

Mesela bir tanıdığım geçtiğimiz günlerde heyecanla ilişkisini anlatıyordu. Hemen sordum:
“Hiç yüz yüze gelmediniz değil mi?”
“Yok, hayır” dedi, “Karantina bitince artık.”
Dayanamayıp, “Karantina bitip her şey normale dönünce unutursun bence” dedim.
Gerçekten de korona günlerindeki aşk, gerçekten aşk mı?
Çünkü şartlar olağan dışı. Bu yüzden insanlar birbirine daha çabuk tutuluyor. Evde duvarlara bakmaktansa yüz yüze görüşememe ızdırabına razı olan da var.
“14 günümü tamamladım, temizim” diyerek görüşmek için tırmalayan da...
Misal: En son magazin okyanusundan bir sürpriz çift de korona günlerinde aşka kapılmış. Demet Özdemir ve Kerem Bürsin.
Evlerinde görüşüyorlardır herhalde. Sadece görüntülü sohbetle yetinmiyorlardır.
Ama bu ünlü çift de dahil, korona günlerinde adına aşk denilen heyecanların gelip geçici mimoza çiçekleri olduğunu düşünüyorum.
Evde yaptığımız spor gibi:
Üç set egzersiz yap, biraz serotonin salgıla, sonra mutlu mesut uykuya dal.
Ertesi gün yeniden...
Korona aşkları da bunun gibi: Maksat spor olsun, iç dünyaya azıcık mutluluk hormonu dolsun.

Havluda ‘tek kullanımlık’ çoğunluğu
Mekan ve oteller müşterilerin bu yaza dair beklentilerini anlamak için anket yapıyorlar.
Malum, öncekilerden çok farklı bir yaz olacak çünkü.
Alaçatı’daki Viento Otel ve Sota’nın sahibesi Figen Erbaş da bir anket yapmış.
Sektör ve müşteri portföyünden 400 kişi katılmış ankete. Anketin en çarpıcı sonucu şu:
Konaklamada ve havuz başında tek kullanımlık havlu isteyenlerin oranı yüzde 83 çıkmış.
Buna rağmen yemek sırasında tek kullanımlık bardak ve yemek takımları isteyenlerin oranı yüzde 46’da kalmış.
Yani havludaki ‘tek kullanımlık’ çoğunluğu yemek takımlarında yok.
Bir başka ilginç sonuç da personelin sağlıklı olup olmadığını bilmek isteyenlerin oranı: Yüzde 58.
Bu rakam da ilginç. Aslında tek kullanımlık havludan daha önemli olan personelin sağlık durumu değil mi? Onun yüzde 99 filan çıkmasını beklerdim.
O zaman şimdi size soruyorum: Kaldığınız oteldeki personelin sağlık durumunun takip edilmesi mi daha mühim yoksa odanıza konulan tek kullanımlık havlu mu?

Şangay’da gece
hayatı başlamış
Cumartesi gecesi hem şaşırdım hem de umudum arttı. Cumartesi gecesi hem şaşırdım hem de umudum arttı. Nedeni de Şangay’da yaşayan mimar Halil Doğan’ın instagram hesabında paylaştığı videoydu.Bir ‘rooftop’ barında çekilmiş olan videodaki manzara şuydu:
◊ Kalabalık bir insan topluluğu...
◊ Aralarında herhangi bir sosyal mesafe ve yüzlerinde maske olmadan...
◊ Yüksek sesli müzik eşliğinde...
◊ Konuşuyor, dans ediyor, eğleniyor.Yani Şangay’da her şey ‘fazlasıyla’ normale dönmüş görünüyor. Açıkçası insanlar arasında sosyal mesafenin hiç olmamasına şaşırdım.Ama bir yandan da “Hayat en azından normale dönüyor” diye sevindim.