Paylaş
Asıl cesurca olan ise Seda Sayan’ın bu pozları vermesi değil, Marie Claire’in bu çekimi kapağa taşıması!
Hayır, Seda Sayan’ı yadırgadığımdan filan değil.
Sonuçta kendisi bu ülkenin en esaslı yıldızı.
Derginin “cool” formatına uydurulup kapak olması kadar doğal bir şey yok.
Yine de Marie Clarie’in Nişantaşı’nda, Bebek’te yaşayan kemik kitlesi bu kapağa burun kıvıracaktır elbet.
Peki derginin bundan sonraki atağı/kapağı ne olabilir?
Benim naçizane önerim bayan izdivaç Esra Erol.
Neden olmasın? Haluk Akakçe’den ödünç alınan bir afili şapkayla filan Esra Erol gayet şık kapak olur Marie Clarie’e...
Bir çırpıda MDNA
Madonna’nın MDNA albümü tek CD’lik seçeneğiyle geldi Türkiye’ye.
Oysa iki CD’lik olanı da var MDNA’in. Orada da ekstra başka şarkılar: Beautiful Killer, I Fucked Up gibi...
Önceki gün iki CD’li MDNA’i sormuş müzik markete arkadaşım.
Sonuç, hayal kırıklığı. “Bir ay sonra gelir” demişler. Müzik sektöründe bir türlü “dünyayla aynı anda” olamıyoruz ya hâlâ, pes... Peki albüm nasıl?
Biraz “Ray Of Light”taki yumuşak William Orbit melodilerinin karması biraz da “American Life” albümünde denenen elektronik vuruşların dibine vurulduğu bam güm kulüp hitleri...
Sonuç, Madonna işte. Kendine uydurmuş, yontmuş tüm türleri.
Dikkat çekici notlar ise şunlar:
- I am a Sinner tam bir hit... Ama nasıl da “Beatiful Stranger” ve “Shanti”nin karması bir yandan.
- Black Eyed Peas’nin çoğu hitinde imzası olan şarkı yazarı ve prodüktör Jean Baptist Kouame MDNA’in en güzel artısı.
Onun elinin değdiği şarkılar bir başka güzel (Bakınız: I am a Sinner, Gang Bang ve Love Spent).
- Love Spent’in girişindeki melodiye dikkat. Bu topraklardan esinlenme sanki...
- Ve Hahn-Bin. Güney Koreli genç kemancı da MDNA’e enstrümanıyla katkıda bulunmuş. Lady Gagavari çizgi dışı kostümlerle performans sergileyen bu ünlü kemancının, geçen yıl MoMa’daki gösterisi uzun süre konuşulmuştu (bakınız, fotoğraftaki).
Umarım bir ara Türkiye’ye de gelir.
Richie olmuş mu
Nişantaşı’nda Richie adında yeni bir mekan açıldı.
Mekanın ismine bakınca bir süredir W Otel’de “Richie Rich” parti serisini düzenleyen Mert Vidinli işin içinde zannettim.
Ama öyle değilmiş. Genç bir işadamı açmış mekanı, Kalust ?alçıoğlu...
Richie neredeyse sığınak gibi, hayli yerin altında bir mekan.
O yüzden merdivenlerden döne döne aşağılara iniyorsun Richie’ye ulaşmak için.
Açıkçası biraz yorucu ve klostrofobik.
?imdiden söyleyeyim, bizim gece hayatı kuşları o merdivenleri inip çıkmaya üşenir. Asansör ister!
Merdivenlerden sonra ulaşılan Richie’nin içi ise spa gibi.
Her yer bembeyaz! Mini bir uzay kapsülü olarak da düşünebiliriz Richie’yi pekala.
Hani az sonra Nişantaşı’ndan evrene fırlatılacakmışsınız gibi.
Ylginçtir; dev, beyaz bir orkide yapmışlar mekanın bir köşesine. Heykel orkidenin içine de Moet Chandon şişesi yerleştirmişler!
Bu bir enstalasyon muydu emin olamadım.
Malum, feng shui’ye göre orkide doğurganlığın, bereketin simgesi.
Richie’nin orkideleri Moet doğuruyor diyebilir miyiz?
Neyse bunlar benim fantezim.
Gerçeğe dönersek durum şu: Richie henüz eğlencesi, müşterisi oturmamış bir mekan.
Valeleri de kendini Reina valesi filan sanıp 30 lira talep ediyorlar gacırttt diye.
Paylaş