Paylaş
Bir araştırmacı, muhabirin birkaç yıl önce yazdığı bir yazıdan bahsedip o yazıya ulaşmak istediğini dile getiriyor.
Muhabir, parça halinde gönderilen yazı ve başlığı bir türlü gazete arşivinde bulamıyor. Sonradan anlaşılıyor ki, aslında böyle bir yazı yok, hiç yazılmamış!
Araştırmacının mailinde geçen bir cümleden “kayıp yazı”nın kaynağı anlaşılıyor: ChatGPT.
Nasıl mı?
Araştırmacı, söz konusu araştırmasında ChatGPT’den faydalandığını belirtiyor.
Yapay zekâ sistemi ChatGPT’ye yaptığı araştırmayla ilgili makaleleri soruyor.
Çıkan sonuçlardan biri de The Guardian muhabiri tarafından hiç yazılmamış olan o yazı.
Yani ChatGPT uydurma bir yazı sunuyor araştırmacının önüne.
MUHABİRE BİLE İNANDIRICI GELDİ
Bu konuyu önceki gün gazetenin editörlerinden Chris Moran yazdı.
Şöyle diyordu Moran:
“Yazının akıcılığı, içindeki veriler; onu kesinlikle yazmamış olan muhabire bile inandırıcı gelmişti.”
ESAS SORU
Chris Moran daha sonra bazı veriler sıralıyor:
◊ ChatGPT’nin ocak ayında aylık 100 milyon kullanıcıya ulaştığını, TikTok’un bile aynı seviyeye gelmesinin dokuz ay sürdüğünü...
◊ Amerika’da öğrenciler üzerinde yapılan yakın tarihli bir araştırmaya göre öğrencilerin yüzde 89’unun ev ödevlerine yardımcı olmak için ChatGPT’yi kullandığını...
Ve esas soruyu sona saklıyor Chris Moran:
“Bu teknoloji şu anda ne yapabilir? Yanlış bilgilendirme ve kutuplaşmanın baskısı altında olduğumuz bir zamanda sorumlu haberciliğe nasıl fayda sağlayabilir? Şu anda boğuştuğumuz soru bu.”
Esas o zaman samimiyetsiz olurdu
Hatay’a gidip depremzedeleri ziyaret eden ve çocuklarla vakit geçiren Acun Ilıcalı’nın kolundaki lüks marka saat dikkat çekmiş.
Acun siyasetçi olsa tamam, saati dile dolanabilir. Ama yaptığı işle ünlü olan biri.
Belli bir yaşam tarzı var. Bunu saklamıyor da. Uçağını, teknesini biliyoruz.
Bu nedenle
deprem bölgesinde yaptıklarına değil, kolundaki saate odaklanmak iyi niyetli değil.
Keza Acun her zaman taktığı saatini çıkarmayı düşünseydi, esas o zaman samimiyetsiz olurdu.
Paylaş