Paylaş
Olay şuymuş: Yok Böyle Dans’in yarişmacilari geçen haftalarda canli yayin sonrasi soluğu Supper Club’da almişlar.
Gece boyunca tüm ekip şahane bir şekilde eğlenmiş.
Eğlence sirasinda ilginç şeyler de olmuş tabii.
Mesela en çok konuşulan şeylerden biri şu:
İddiaya göre ayni mekanda bulunan Nurettin Hasman, Bora Kozanoğlu’nun yarişmadaki dans partneri Kateryna’yla konuşmaya, yakindan ilgilenmeye başlamiş.
Ve bu durum Acun Ilicali’nin pek hoşuna gitmemiş.
Yarişmasinin başka türlü haberlerle medyada gündeme gelmesini istemediği için...
Söylenen o ki Acun, magazin aleminden bihaber Kateryna’yi uyarmak zorunda kalmiş.
Ahu Yağtu ve Serkan Altunorak’in son dakika ilişkisini...
Çünkü kimse ilişkiyi inandirici bulmamiş.
Bu alem de böyle bir tuhaftir. El ele fotoğraf yetmez bazen.
Ama sanki bu kez kafelerde konuşanlar hakli.
Çünkü Cem Yilmaz haberlerinden hemen sonra Ahu’nun bir başkasiyla el ele ortaya çikmasi ve görüntü vermesi fazla planli görünüyor gerçekten.
Oysa buna hiç gerek yoktu. Ya da diyelim ki var, o zaman bu kadar erken olmamaliydi...
“Ve döndüler” haberlerinde fotoğrafinin çikmasinin hiç iyi olmadiğini...
Çünkü sosyete iyice paranoyaklaşti, hassaslaşti!
En son Cadilar Bayrami’nda görmüştüm bu hassasiyeti.
Bir cadilar bayrami partisi hemen 29 Ekim öncesine denk geldiği için kimse bu partiye katilmamişti son dakikada. Gerekçeleri, geçen yil çikan “29 Ekim’i değil cadilar bayramini kutluyorlar” tarzi haberlerdi.
Yine bu şekilde tepki almaktan kaçinildiği için kimse bu yil partilere katilmak istemedi.
?imdi de benzer şekilde, dokuz günlük bayram tatilinden dönenlerin havaalaninda çekilmiş bol bavullu (hatta bazisi kamyonet çağirmiş bu yüzden) fotoğraflarinin yer aldiği haberlerin pek hoş olmadiği düşünülüyor.
Hatta bu haberlerin içinde yer alanlardan bazilari arkadaşlarina dert yaniyormuş, “Sence çok tepki çeker miyim?” diye.
Şehir Atlasi
CÜRETKÂR... Arnavutköy’deki Abrakadabra adli mekanin shot’lari hayli cüretkâr isimlerle yer aliyor mönüde.
Dikkatimi celbetti, aktarayim dedim.
İşte onlardan iki tanesi: “Fuck me hard” ve “Come to my mouth”...
SEMPATİK... Yine Arnavutköy sahilde, bir başka mekandan söz edeceğim.
Bir arkadaşimizin doğum gününü kutlamak için gittiğimiz Livra adli balik restoranindan... Livra’da klasik sanat müziği eserleri çaliyor fonda.
Ortami mütevazi. En üst katinin manzarasi nefis.
Mezeleri orta halli ama doyurucu, servis iyi...
Sadece üst kattan en alt katta yer alan tuvalete inmek bazen yorucu. Kafa bir dünyayken.
Ama Livra’nin kendi halinde ortami her şeye değer...
Paylaş